لِيَسْأَلَ الصَّادِقِينَ عَن صِدْقِهِمْ وَأَعَدَّ لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا أَلِيمًا
Li yes’eles sâdikîne an sıdkıhim, ve eadde lil kâfirîne azâben elîmâ(elîmen).
li yes’ele | : sorması için |
es sâdikîne | : doğru olanlar, sadıklar |
an | : den |
sıdkı-him | : onların doğrulukları, sadakatleri |
ve eadde | : ve hazırladı |
li el kâfirîne | : kâfirler için, kâfirlere |
azâben | : azap |
elîmen | : acı, elîm |
Diyanet İşleri = (Allah, bunu) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Doğruların doğruluğunu sormak için ve kâfirlere, elemli bir azap hazırladık.
Abdullah Parlıyan = Allah bu sözü doğrulara, doğruluklarını sorup, tesbit etmek için aldı. Kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenler için de, çok acıklı bir azap hazırladı.
Adem Uğur = Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.
Ahmed Hulusi = Sadıklara sıdklarının gereği sorulsun (denensinler bu konuda) diye. . . Hakikat bilgisini inkâr edenler için ise feci bir azap hazırlamıştır.
Ahmet Tekin = Taahhütlerine sadakat gösterenlere, peygamberlere, kendi devirlerinde peygamberlik görevlerini sadakatle yapıp yapmadıklarının hesabını sorması için, Allah bu sözü aldı. Kâfirler, peygamberleri inkâr edenler, nankörler için de, can yakıp inleten müthiş bir azap hazırladı.
Ahmet Varol = (Allah) doğrulara doğruluklarından sormak için (bunu yaptı). İnkarcılar için ise acıklı bir azap hazırladı.
Ali Bulaç = Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah'ın) sorması için. Kafirlere ise acı bir azab hazırlamıştır.
Ali Fikri Yavuz = Allah, o sadıklara (peygamberlere kıyamette ümmetleri huzurunda) sadakatlarından (tebliğlerinden) sorsun diye, (kendilerinden bu sağlam sözü almıştır.) Kâfirler için ise, acıklı bir azab hazırladı.
Ali Ünal = Elbette Allah, sözünde sadık olanlara sadakatlerine tevdi edilen emanetten soracaktır; O, kâfirler için ise pek acı bir azap hazırlamıştır.
Bayraktar Bayraklı = Allah, o doğru kişilere ne söylediklerini soracaktır. Allah inkâr edenler için de acıklı bir azap hazırlamıştır.
Bekir Sadak = Allah, dogrulardan dogruluklarini sormak ve inkarcilara can yakici azap hazirlamak icin bunu yapmistir. *
Celal Yıldırım = Doğrulara sadakatlerini sormak için (böyle yapmıştık). Kâfirlere de elem verici bir azâb hazırlamıştık.
Cemal Külünkoğlu = (7-8) Hani biz peygamberlerden söz almıştık, senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Evet, biz, onlardan sapa sağlam bir söz almıştık ki vakti gelince (Allah), sadıklara sözlerine bağlılıklarını sorsun. İnkârcılara ise korkunç bir azap hazırlanmıştır.
Diyanet İşleri (eski) = Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve inkarcılara can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır.
Diyanet Vakfi = Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.
Edip Yüksel = Böylece doğrulardan doğruluklarını soracağız. İnkarcılar içinse acı bir azap hazırlamıştır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sadıklara sadakatlerinden soracağı için, kâfirler için ise elîm bir azâb hazırladık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Bunu) doğrulara doğruluklarından sorması için (yaptı). Kafirler için ise acı bir azap hazırladık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Bunu Allah), sadıklara sadakatlerinden sormak için yaptı. Kâfirler için ise acı verecek bir azab hazırladı.
Gültekin Onan = Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Tanrı'nın) sorması için. Kafirlere ise acı bir azab hazırlamıştır.
Harun Yıldırım = Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.
Hasan Basri Çantay = Tâki (Allah) o saadıklara sadâkatları sorsun. O kâfirler için pek acıklı bir azâb hazırladı.
Hayrat Neşriyat = Tâ ki (Rabbin) o doğru kimselere (peygamberlere) doğruluklarından (yaptıkları tebliğ hakkında) sorsun! Kâfirler için ise (pek) elemli bir azab hazırladı.
İbni Kesir = Sadıklardan sadakatlarını sormak için. Ve O kafirlere elim bir azab hazırlamıştır.
Kadri Çelik = Allah (bu sözü), doğrulardan doğruluklarını sormak ve kâfirlere elim bir azap hazırlamak için almıştır.
Muhammed Esed = ki, (zamanın bitiminde) O, bu hak davanın temsilcilerine hakikate sadık kalmalarını(n yeryüzünde nasıl bir karşılık gördüğünü) sorabilsin. Ve O, hakikati inkar edenlerin tümü için acı bir azap hazırlamıştır!
Mustafa İslamoğlu = ta ki O, sözlerine sadık kalanların sadakatlerine buldukları karşılığın hesabını sorabilsin: zira O, inkarcılar için acıklı bir azap hazırlamıştır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Tâ ki, o sâdıklara sadâkatlarından sual etsin ve kâfirler için de pek acıklı bir azap hazırlamıştır.
Ömer Öngüt = Allah sâdıklara sadâkatlerinden sormak için bunu yaptı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı.
Şaban Piriş = Doğrulara doğruluklarından sormak ve inkarcılara da acı bir azap hazırlamak için...
Sadık Türkmen = Doğru olanlara doğruluklarından ve sadakatlerinden sormak için. Kâfirlere de çok acıklı bir azap hazırlamıştır.
Seyyid Kutub = Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve kafirlere can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır.
Suat Yıldırım = (7-8) Bir vakit, Biz peygamberlerden, kuvvetli bir söz almıştık. Senden, Nuh’tan, İbrâhim’den, Mûsâ’dan ve Meryem’in oğlu Îsa’dan. Evet onlardan pek sağlam söz almıştık ki vakti gelince O, sadıklara sözlerine bağlılıklarını sorsun. Kâfirlere ise gayet acı bir azap hazırladı.
Süleyman Ateş = (Böyle yaptık) Ki (Allâh), o doğrulara doğruluklarından sorsun. Kâfirlere de acı bir azâb hazırlamıştır.
Tefhim-ul Kuran = Doğru olanlara doğruluk (ve bağlılık)larını (Allah'ın) sorması için. Kâfirlere ise acıklı bir azab hazırlamıştır.
Ümit Şimşek = Tâ ki Allah, sözlerine sadık kalanlara, sadakatlerini sorsun. Kâfirlere ise O acı bir azap hazırlamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk = Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.
İskender Ali Mihr = Sadıklara sadakatlerini sorması içindir. Ve kâfirlere elîm bir azap hazırladı.
İlyas Yorulmaz = Doğru sözlü olanların doğrularını sorgulamak ve doğruları reddedip inkar edenlere de acıklı bir azap hazırlamak için.