وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا
Ve innâ le câilûne mâ aleyhâ saîden curuzâ(curuzen).
ve innâ | : ve muhakkak biz |
le câilûne | : elbette kılıcılarız, yapanlarız |
mâ aleyhâ | : onun üzerinde olan şeyler |
saîden | : toprak |
curuzen | : üzerinde nebat bulunmayan çorak, kuru toprak |
Diyanet İşleri = Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak hâline getireceğiz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve biz, elbette yeryüzünde ne varsa hepsini kupkuru toprak haline getiririz sonunda.
Abdullah Parlıyan = Ve hiç şüphe yok ki, zamanı gelince, yeryüzündeki herşeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.
Adem Uğur = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki biz arzda (bedende) bulunan her şeyi çorak bir toprak hâline getireceğiz!
Ahmet Tekin = Şu bir gerçektir ki, yeryüzündeki cezbedici güzelliği olan her şeyi kuru bir toprağa dönüştüreceğiz.
Ahmet Varol = Muhakkak ki biz, zamanı gelince yeryüzünün bütün göz alıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Ali Bulaç = Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.
Ali Fikri Yavuz = Şu da muhakkak ki, biz, yeryüzünde olan şeyleri (süsleri) kupkuru bir toprak yaparız.
Ali Ünal = Yine bir gerçek ki, onun üzerinde bu lunan her şeyi elbette kupkuru bir toprak haline de getirmekteyiz (ve insanlar için sınama dönemi bittiğinde, tamamını bu hale getireceğiz).
Bayraktar Bayraklı = Biz, elbette yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacağız.
Bekir Sadak = suphesiz Biz, yeryuzunde olanlari kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.
Celal Yıldırım = Ve elbette biz yeryüzünün üstündeki şeyleri kuru bir toprak haline getiricileriz.
Cemal Külünkoğlu = Muhakkak ki biz, zamanı gelince yeryüzünün bütün göz alıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.
Diyanet Vakfi = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.
Edip Yüksel = Ve elbette biz onun üzerinde bulunanları çorak bir toprak haline dönüştüreceğiz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber şu da muhakkak ki biz onun üzerinde ne varsa hepsini bir kuru toprak etmekteyiz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla beraber şu da bir gerçek ki Biz, onun üzerinde olan herşeyi kupkuru bir toprak yapmaktayız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.
Gültekin Onan = Biz gerçekten yeryüzü üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.
Harun Yıldırım = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.
Hasan Basri Çantay = Bununla beraber biz onun üstünde olan şeyleri elbet kupkuru bir toprak yapanlarız.
Hayrat Neşriyat = Bununla berâber muhakkak ki biz, orada (yeryüzünde) ne varsa, elbette kupkuru bir toprak edicileriz.
İbni Kesir = Şüphesiz ki Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.
Kadri Çelik = Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru çorak bir toprak kılıcılarız.
Muhammed Esed = ve hiç şüphe yok ki (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.
Mustafa İslamoğlu = ama hiç şüphesiz yine Biz, (günü gelince) orada bulunan her şeyi kupkuru bir toprak haline çevirmeyi biliriz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve mamafih onun üzerinde ne varsa muhakkak ki, Biz hepsini de kupkuru, dağınık bir toprak edicileriz.
Ömer Öngüt = Biz onun üzerindeki her şeyi elbette kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Şaban Piriş = Aynı zamanda biz, yerin üzerindekileri çorak bir arazi de yapabiliriz.
Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, yeryüzünün üzerindekilerini kupkuru bir toprak yapıcılarız.
Seyyid Kutub = Ve hiç şüphe yok ki, zamanı gelince, yeryüzündeki herşeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.
Suat Yıldırım = Ve elbette Biz yer üstünde ne varsa hepsini, kupkuru yapıp dümdüz edeceğiz.
Süleyman Ateş = Biz elbette (bir gün) yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yaparız.
Tefhim-ul Kuran = Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.
Ümit Şimşek = Onun üzerindeki herşeyi Biz toza toprağa çevireceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi, bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.
İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki onun (arzın) üzerinde olan şeyleri, kuru toprak yapacak olan elbette Biziz.
İlyas Yorulmaz = Şurası bir gerçektir ki, biz yeryüzündeki her şeyi kupkuru bir toprak haline getireceğiz.