مَا نُنَزِّلُ الْمَلائِكَةَ إِلاَّ بِالحَقِّ وَمَا كَانُواْ إِذًا مُّنظَرِينَ
Mâ nunezzilul melâikete illâ bil hakkı ve mâ kânû izen munzarîn(munzarîne).
mâ nunezzilu | : indirmeyiz |
el melâikete | : melekler |
illâ | : ancak, olmadan, olmaksızın |
bi el hakkı | : hak ile |
ve mâ kânû | : ve olmadılar (olmazlar) |
izen | : o taktirde, o zaman |
munzarîne | : bekletilenler (mühlet, zaman verilenler) |
Diyanet İşleri = Biz, melekleri ancak hak ve hikmete uygun olarak indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez.
Abdulbaki Gölpınarlı = Biz melekleri, ancak hak ve gerçek olarak indiririz, indiririz ama o vakit de mühlet vermeyiz, göz açtırmayız kâfirlere.
Abdullah Parlıyan = Melekleri ancak, gerçeğe dayalı bir hikmetle indiririz ve o zaman da, inkârcılara mühlet verilmez, göz açtırılmaz. Yani peygamber gönderme çağrı ve hatırlatma için; melek gönderme ise yargı ve cezalandırmak içindir.
Adem Uğur = Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Ahmed Hulusi = Biz melekleri bil-Hak (Hak olarak) inzâl ederiz. . . O vakit de onlara zaten göz açtırılmaz!
Ahmet Tekin = Biz melekleri, ancak hakkın icrası göreviyle, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı olarak indiririz. O zaman onlara göz açtırılmaz, mühlet de verilmez.
Ahmet Varol = Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Ali Bulaç = Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Ali Fikri Yavuz = Biz, o melekleri, ancak hikmet üzere indiririz ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) göz açtırılmaz.
Ali Ünal = Oysa Biz melekleri, (boş yere ve bazılarının kaprisi uğruna değil,) ancak hak bir sebeple ve bir hikmet gereğince indiririz; indirdiğimiz zaman da, artık (azabı hak etmiş bulunan topluluğa) ne süre tanır ne de göz açtırırız.
Bayraktar Bayraklı = Biz melekleri ancak bir amaç için indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Bekir Sadak = Biz melekleri ancak gerekince inidiririz. O takdirde de ceza gorecekler asla geri birakilmazlar.
Celal Yıldırım = Melekleri ancak hak'ka dayalı bir hikmet) ile indiririz ve o zaman da (inkarcılara) mühlet verilmez, göz açtırılmaz.
Cemal Külünkoğlu = Oysa biz melekleri ancak bir hak (ve hikmet gereği) indiririz, o zaman da onlara mühlet verilmez (gerekli azaba çarpılırlar ya da yok olup giderler).
Diyanet İşleri (eski) = Biz melekleri ancak gerekince indiririz. O takdirde de ceza görecekler asla geri bırakılmazlar.
Diyanet Vakfi = Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Edip Yüksel = Biz melekleri ancak belli bir amaç için göndeririz, o zaman da kimseye süre tanınmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz o Melâikeyi ancak hakkile indiririz ve o vakıt onlara göz açtırılmaz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz, o melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman, onlara göz açtırılmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz. Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez.
Gültekin Onan = Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Harun Yıldırım = Biz melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez.
Hasan Basri Çantay = Biz o melekleri hak (kın, hikmet ve kaderin bir iktizası) olmadan indirmeyiz. O zaman da kendilerine (ne) mühlet, (ne aman) verilmez.
Hayrat Neşriyat = (Hâlbuki) melekleri (onların üzerine) ancak hak (ettikleri azâb) ile indiririz ve o vakit(o kâfirler kendilerine) mühlet verilmiş kimseler de olmazlar.
İbni Kesir = Biz, melekleri ancak hak ile indiririz. O zaman da kendilerine mühlet verilmez.
Kadri Çelik = Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Muhammed Esed = (Oysa,) Biz melekleri ancak hakk(ın iktizası) olarak indiririz; ve o zaman da artık (ilahi mesajı reddetmeleri yüzünden cezayı hak edenler) asla geri bırakılmazlar!
Mustafa İslamoğlu = Biz, melekleri ancak ve ancak hakikatin gerçekleşmesi için indiririz; eğer (dedikleri olsaydı), o zaman da onlar için asla erteleme olmazdı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Biz melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman (münkirlerin) kendilerine bir mühlet verilmiş olmazlar.
Ömer Öngüt = Biz melekleri ancak hak ile indiririz. İşte o zaman onlara mühlet verilmez.
Şaban Piriş = Melekleri haksız yere indirmeyiz, indirince de onlara süre verilmez.
Sadık Türkmen = Biz melekleri ancak gerçek ile indiririz; o zaman da göz açtırılanlardan olmazlar/iş işten geçmiş olur.
Seyyid Kutub = Oysa biz melekleri ancak gerektiğinde indiririz, o zaman da onlara artık mühlet tanınmaz.»
Suat Yıldırım = Biz o melekleri ancak hikmet gereğince göndeririz. Ama o zaman da, kendilerine hiç mühlet verilmez, derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler.
Süleyman Ateş = Biz, melekleri ancak hak ile (hikmet gereğince) indiririz, o zaman da kendilerine asla göz açtırılmaz, (derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler).
Tefhim-ul Kuran = Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.
Ümit Şimşek = Oysa melekler ancak hak ile inerler; o zaman da kendilerine göz açtırılmaz.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz o melekleri ancak ve ancak hak üzere, hak bir yolla indiririz. Ve o zaman inkârcılara göz açtırılmaz.
İskender Ali Mihr = Biz hak ile olmaksızın melekleri indirmeyiz. O taktirde onlara mühlet de (zaman da) verilmez.
İlyas Yorulmaz = Biz ancak melekleri hak (onları inkârlarından dolayı yok etmek) için indiririz. O zaman onlar bekletilmezler.