وَالَّذِي هُوَ يُطْعِمُنِي وَيَسْقِينِ
Vellezî huve yut’ımunî ve yeskîni.
vellezî (ve ellezî) | : ve ki o |
huve | : o |
yut’ımu-nî | : beni doyuran, yediren |
ve yeskî-ni | : ve beni sulayan, içiren |
Diyanet İşleri = “O, bana yediren ve içirendir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve öyle bir mâbuttur ki beni doyurur ve suya kandırır.
Abdullah Parlıyan = Ve beni yediren de, içiren de O'dur.
Adem Uğur = Beni yediren, içiren O'dur.
Ahmed Hulusi = "Ki O, beni yedirip doyurur ve içirir. "
Ahmet Tekin = 'Beni yediren, beni içirendir.'
Ahmet Varol = Bana yediren ve içiren O'dur.
Ali Bulaç = "Bana yediren ve içiren O'dur;"
Ali Fikri Yavuz = O ‘dur ki, beni yediriyor ve içiriyor.
Ali Ünal = “O’dur acıktığımda beni doyuran, susadığımda susuzluğumu gideren; (yiyeceğimi de, içeceğimi de yaratan O’dur).
Bayraktar Bayraklı = (75-83) İbrâhim şöyle demişti: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum, ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Âhiret gününde, yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve egemenlik ver ve beni iyiler arasına kat!”
Bekir Sadak = (75-83) Ibrahim: «Eski atalarinizin ve sizin nelere taptiklarinizi goruyor musunuz? Dogrusu onlar benim dusmanimdir. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, dogru yola eristiren de O'dur. Beni yediren de, iciren de O'dur. Hasta oldugumda bana O sifa verir. Beni ldurecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gununde yanilmalarimi bana bagislamasini umdugum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasina kat.
Celal Yıldırım = O ki beni yedirir ve içirir.
Cemal Külünkoğlu = “O, beni yediren (doyuran) ve içirendir.”
Diyanet İşleri (eski) = (75-83) İbrahim: 'Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
Diyanet Vakfi = Beni yediren, içiren O'dur.
Edip Yüksel = 'Beni yediren ve içiren O'dur.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o ki bana o, yedirir, o içirir,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O ki, beni yedirir, içirir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Beni yediren, içirendir,»
Gültekin Onan = "Bana yediren ve içiren O'dur;"
Harun Yıldırım = “Bana yediren ve içiren O’dur.”
Hasan Basri Çantay = «Bana yediren, bana içiren Odur».
Hayrat Neşriyat = 'Beni yediren de, beni içiren de ancak O’dur!'
İbni Kesir = Ki O, yedirir, içirir beni.
Kadri Çelik = “Bana yediren ve içiren O'dur.”
Muhammed Esed = ve beni yediren de, içiren de O'dur;
Mustafa İslamoğlu = Ki O benim açlık ve susuzluğumu giderendir;
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve O'dur ki, bana o taam ihsan eder ve beni suya nâil buyurur.»
Ömer Öngüt = “Bana yediren, bana içiren O'dur. ”
Şaban Piriş = Beni yediren ve içiren de O’dur.
Sadık Türkmen = Bana yediren ve içiren O’dur.
Seyyid Kutub = O beni doyuran ve içirendir.
Suat Yıldırım = O’dur beni doyuran, O’dur beni içiren.
Süleyman Ateş = "Bana yediren ve içiren O'dur."
Tefhim-ul Kuran = «Bana yediren ve içiren O'dur;»
Ümit Şimşek = 'Beni yediren ve içiren Odur.
Yaşar Nuri Öztürk = "O'dur beni doyuran, suvaran."
İskender Ali Mihr = Ve beni yediren ve içiren, O’dur.
İlyas Yorulmaz = “Beni yediren ve içiren,