أَوَلَمْ يَرَ الْإِنسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِن نُّطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُّبِينٌ
E ve lem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin fe izâ huve hasîmun mubîn(mubînun).
e | : mı |
ve lem yera | : ve görmüyorlar, görmediler |
el insânu | : insan |
ennâ | : nasıl |
halaknâ-hu | : biz onu halkettik, yarattık |
min nutfetin | : bir nutfeden |
fe | : sonra |
iza | : olduğu zaman |
huve | : o |
hasîmun | : hasım, düşman |
mubînun | : apaçık |
Diyanet İşleri = İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnsan, kendisini, hiç şüphesiz bir katre sudan yarattığımızı görmedi mi de şimdi o, apaçık bir düşman olmaya kalkışmada.
Abdullah Parlıyan = İnsan kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi? Bir de bakarsın ki, karşımıza çekişen ve düşman olarak çıkıvermiş.
Adem Uğur = İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
Ahmed Hulusi = İnsan görmedi mi ki biz onu bir spermden yarattık. . . Bu gerçeğe rağmen şimdi o apaçık bir hasımdır!
Ahmet Tekin = Bizim, kendisini bir damla sudan, spermden, yumurtadan yarattığımızı insan görmüyor mu? Yaratıldığı şeye bakmıyor da, hiç olmayacak şekilde bize karşı, aklınca deliller ileri sürerek, kalbindekini, kafasındakini ustaca ortaya dökerek açıkça düşmanlık ediyor.
Ahmet Varol = İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi? Şimdi o, apaçık bir hasım kesildi.
Ali Bulaç = İnsan, bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir.
Ali Fikri Yavuz = O (inkârcı) insan görmedi mi: Biz onu bir nutfeden yarattık. Şimdi de aşikâr bir mücadeleci kesiliverdi.
Ali Ünal = İnsan hiç dikkat edip düşünmez mi ki, Biz onu (erkekten ve kadından gelip birleşen) birkaç damla sıvıdan yarattık; ama böyleyken o, Bize karşı yaman bir hasım kesiliverir.
Bayraktar Bayraklı = İnsan görmez mi ki, biz onu nutfeden/meni ve yumurtadan yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
Bekir Sadak = (77-78) Insan kendisini bir nutfeden yarattigimizi gormez mi ki hemen apacik bir hasim kesilir ve kendi yaratilisini unutur da: «Curumus kemikleri kim yaratacak» diyerek, Bize misal vermeye kalkar?
Celal Yıldırım = İnsan, kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi ? Buna rağmen bir de bakarsın ki o, (bize karşı) açık bir hasım.
Cemal Külünkoğlu = İnsan, bizim kendisini bir damla sudan (spermden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış (bize) apaçık bir düşman kesilmiştir.
Diyanet İşleri (eski) = (77-78) İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da; 'Çürümüş kemikleri kim yaratacak' diyerek, Bize misal vermeye kalkar?
Diyanet Vakfi = İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
Edip Yüksel = İnsan, kendisini bir damlacıktan yarattığımızı görmez mi ki bize karşı apaçık bir düşman kesilir?
Elmalılı Hamdi Yazır = Görmedi mi o insan? biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?
Gültekin Onan = İnsan, bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o apaçık bir düşman kesilmiştir.
Harun Yıldırım = İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
Hasan Basri Çantay = İnsan, kendisini bir nutfeden yaratdığımızı gör (ür gibi bilmedi mi ki şimdi o, açıkdan açığa müfrit bir muhaasım (kesilmekde) dir.
Hayrat Neşriyat = Hem o insan görmedi mi, gerçekten biz kendisini nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) yarattık! Buna rağmen bakarsın ki o apaçık bir hasım (kesilmiş)tir.
İbni Kesir = İnsan; Bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi ki; şimdi apaçık bir düşmandır.
Kadri Çelik = İnsan, bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Derken, o apaçık bir düşman kesiliverir.
Muhammed Esed = İnsan bilmez mi ki, kendisini bir sperm damlasından yaratırız; ve o anda kendisini düşünme ve tartışma yeteneği ile donatılmış görür.
Mustafa İslamoğlu = İnsan görmez mi ki, Biz kendisini bir damlacık hayat suyundan yarattık (ve akıl fikir bahşettik), fakat o apaçık bir hasım olup çıktı.
Ömer Nasuhi Bilmen = İnsan görmedi mi ki, muhakkak Biz onu bir nutfeden yarattık, sonra o, bir apaçık mücadeleci (kesilmiş)tir.
Ömer Öngüt = İnsan, bizim kendisini nutfeden (kerih bir sudan) yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.
Şaban Piriş = İnsan kendisini bir damladan yarattığımızı görmüyor mu ki apaçık mücadeleci oluveriyor.
Sadık Türkmen = Insan kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi? Şimdi o, apaçık bir hasım oluvermiştir!
Seyyid Kutub = İnsan, bizim kendisini nasıl bir nutfeden (sperm) yarattığımızı görmedi mi? Ki, şimdi apaçık bir hasım kesildi.
Suat Yıldırım = İnsan şunu hiç görüp düşünmedi mi: Biz kendisini bir nutfeden yaratmışken, yaman bir hasım kesildi Bize.
Süleyman Ateş = İnsan, bizim kendisini nasıl bir nutfe (sperm)den yarattığımızı görmedi mi ki, şimdi apaçık bir hasım kesildi?
Tefhim-ul Kuran = İnsan, bizim kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir.
Ümit Şimşek = Görmedi mi insan: Biz onu bir damla sudan yarattık da o Bize açıkça düşman kesiliverdi.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.
İskender Ali Mihr = İnsan, onu bir nutfeden nasıl yarattığımızı görmedi mi? Sonra da Bize (karşı) apaçık hasım (düşman) oldu.
İlyas Yorulmaz = İnsan bir damla atılmış sudan yaratıldığını görmedi mi? Buna rağmen hemen (Rabbinin) emirlerine hasım kesiliveriyor.