Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/76

 وَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ

  Ve necceynâhu ve ehlehu minel kerbil azîm(azîmi).

Kelime Karşılaştırma
ve necceynâ-hu : ve onu kurtardık
ve ehle-hu : ve onun ailesi
min : dan
el kerbi el azîmi (kerbil azîm) : büyük üzüntü
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onu ve âilesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Abdullah Parlıyan = Biz O'nu da, aile ve dostlarını da o korkunç felaketten kurtarmıştık.

 Adem Uğur = Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık.

 Ahmed Hulusi = Onu ve Onun ehlini çok büyük tasadan kurtardık.

 Ahmet Tekin = Biz onu ve ailesini, mü’minleri büyük sıkıntıdan, büyük felaketten kurtardık.

 Ahmet Varol = Onu da ailesini de o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Ali Bulaç = Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık.

 Ali Fikri Yavuz = Biz, hem onu, hem ehlini (kendisine iman edenleri) o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Ali Ünal = O’nunla birlikte, ailesi ve halkından mü’min olanları o dehşetli (Tufan) felâketinden kurtardık.

 Bayraktar Bayraklı = Kendisini ve ehlini o büyük felâketten kurtardık.

 Bekir Sadak = Onu ve ailesini buyuk sikintidan kurtarmistik.

 Celal Yıldırım = Biz, onu da, aile ve dostlarını da o büyük sıkıntı ve üzüntüden kurtardık.

 Cemal Külünkoğlu = (75-76) Andolsun ki, Nuh bize (dua edip) seslenmişti. Biz de ne güzel icabet etmiştik. (Tufan'da) onu ve ailesini, pek büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Diyanet İşleri (eski) = Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Diyanet Vakfi = Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık.

 Edip Yüksel = Onu ve ailesini o büyük felaketten kurtarmıştık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem onu ve ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = hem onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Gültekin Onan = Onu ve ehlini (ailesini) o büyük üzüntüden kurtarmıştık.

 Harun Yıldırım = Kendisini ve ailesini büyük felâketten kurtardık.

 Hasan Basri Çantay = Biz hem onu, hem ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Hayrat Neşriyat = Çünki (biz) onu ve ehlini o büyük felâketten kurtardık.

 İbni Kesir = Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Kadri Çelik = Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Muhammed Esed = çünkü onu ve ailesini o korkunç felaketten kurtardık,

 Mustafa İslamoğlu = zira onu ve (inanç) ailesini büyük bir badireden kurtarmıştık;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve O'nu ve ehlini o pek büyük gamdan kurtardık.

 Ömer Öngüt = Onu ve âilesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Şaban Piriş = Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Sadık Türkmen = Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Seyyid Kutub = Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Suat Yıldırım = Onu, ailesini ve yanındaki müminleri o müthiş felaketten kurtardık.

 Süleyman Ateş = Onu ve âilesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Tefhim-ul Kuran = Onu ve ailesini, o büyük üzüntüden kurtarmıştık.

 Ümit Şimşek = Onu ve ailesini o büyük felâketten kurtardık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve kurtarmıştık onu da ailesini de o büyük sıkıntıdan.

 İskender Ali Mihr = Ve O’nu (Hz. Nuh’u) ve O’nun ailesini kerbil azîmden (büyük üzüntüden) kurtardık.

 İlyas Yorulmaz = Nuh’u ve ona inananları büyük bir beladan kurtarmıştık.