وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا فِيهِم مُّنذِرِينَ
Ve lekad erselnâ fî him munzirîn(munzirîne).
Diyanet İşleri = Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki biz, onların içinden, korkutucular göndermiştik onlara.
Abdullah Parlıyan = Halbuki kendilerine uyarıcılar göndermiştik.
Adem Uğur = Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki onların da içinde uyarıcılar irsâl ettik.
Ahmet Tekin = Biz de onlara, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar, peygamberler göndermiştik.
Ahmet Varol = Andolsun ki biz onların içlerinde uyarıcılar göndermiştik.
Ali Bulaç = Andolsun, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz onlara, azabla korkutucu peygamberler de gönderdik.
Ali Ünal = And olsun ki, iclerine uyaricilar gondermistik.
Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Bekir Sadak = And olsun ki, iclerine uyaricilar gondermistik.
Celal Yıldırım = And olsun ki, biz onlara uyarıcı peygamberler göndermiştik.
Cemal Külünkoğlu = (72-73) Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik. Şimdi bak, uyarılıp ta yola gelmeyenlerin sonu ne oldu?
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, içlerine uyarıcılar göndermiştik.
Diyanet Vakfi = Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Edip Yüksel = İçlerinden uyarıcılar göndermiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için içlerinde inzar edici Peygamberler de gönderdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik.
Gültekin Onan = Andolsun, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Harun Yıldırım = Kuşkusuz, biz onlara uyarıcılar göndermiştik.
Hasan Basri Çantay = Yemîn ederim ki biz içlerinde (kötü hareketlerinin encamından) korkutucu (peygamberler) de göndermişizdir.
Hayrat Neşriyat = (Ve yine) and olsun ki, onların içlerinde de (Allah’ın azâbından haber veren)korkutucu (peygamber)ler göndermiştik.
İbni Kesir = Ve andolsun ki; onlara, uyarıcılar göndermiştik.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz onlara uyarıp korkutucular göndermiştik.
Muhammed Esed = halbuki kendilerine uyarıcılar göndermiştik.
Mustafa İslamoğlu = Ve elbette onların arasına da uyarıcılar göndermiştik:
Ömer Nasuhi Bilmen = (72-74) Yemin olsun ki, onların içinde korkutucular göndermiş idik. Artık bak, o korkutulmuş olanların akibetleri nasıl oluverdi? Allah'ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.
Ömer Öngüt = Ululuğum hakkı için biz onlara, uyarıcılar göndermiştik.
Şaban Piriş = İçlerinden uyarıcılar gönderdik.
Sadık Türkmen = Ant olsun ki, onların içine uyarıcılar göndermiştik.
Seyyid Kutub = Biz onların içine de uyarıcılar göndermiştik.
Suat Yıldırım = (71-72) Daha önce yaşayan insanların ekserisi de yoldan sapmışlardı. Biz de onları uyarıp gerçeği gösteren peygamberler göndermiştik.
Süleyman Ateş = Biz onların içine de uyarıcılar göndermiştik.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz onlara uyarıcı-korkutucular göndermiştik.
Ümit Şimşek = Biz ise onların içinden de uyarıcılar göndermiştik.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, onların içlerinde uyarıcılar görevlendirmiştik.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki, onlara nezirler (uyarıcılar) gönderdik.
İlyas Yorulmaz = Onlara uyarıcılar göndermiştik.