لَقَدْ أَخَذْنَا مِيثَاقَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَأَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ رُسُلاً كُلَّمَا جَاءهُمْ رَسُولٌ بِمَا لاَ تَهْوَى أَنْفُسُهُمْ فَرِيقًا كَذَّبُواْ وَفَرِيقًا يَقْتُلُونَ
Lekad ehaznâ mîsâka benî isrâîle ve erselnâ ileyhim rusulâ(rusulen) kullemâ câehum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusuhum ferîkan kezzebû ve ferîkan yaktulûn(yaktulûne).
lekad ehaznâ | : andolsun ki biz aldık |
mîsâka benî isrâîle | : İsrailoğulları’ndan mîsâk |
ve erselnâ ileyhim | : ve onlara gönderdik |
rusulen | : resuller, elçiler |
kullemâ câe-hum | : onlara her gelişinde |
resûlun | : bir resul |
bimâ | : şey ile, dolayısıyla, sebebiyle |
lâ tehvâ enfusu-hum | : onların nefislerinin hevalarına uymayan |
ferîkan | : bir kısmını |
kezzebû | : yalanladılar |
ve ferîkan | : ve bir kısmını |
yaktulûne | : öldürdüler |
Diyanet İşleri = Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Andolsun ki İsrailoğullarından söz almıştık, peygamberler göndermiştik onlara. Fakat hangi peygamber onlara gelip canlarının istemediği bir şey getirdiyse o peygamberlerin bir kısmını yalanlamışlardı, bir kısmını öldürmüşlerdi.
Abdullah Parlıyan = Andolsun ki, biz İsrailoğullarından sağlam bir söz almış ve kendilerine peygamberler göndermiştik. Ama ne zaman bir elçi onlara, hoşlanmadıkları bir şey getirdiyse, isyan edip o elçilerin bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Adem Uğur = Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Ahmed Hulusi = Andolsun biz, İsrailoğullarının sözünü aldık ve onlara Rasûller irsâl ettik! Onlara ne zaman benliklerinin hoşlanmayacağı bir şey ile bir Rasûl gelse, kimini yalanladılar ve kimini de öldürdüler!
Ahmet Tekin = Andolsun ki, biz İsrâiloğulları’nın, kesin sözlerini, taahhütlerini almıştık. Onlara özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasuller göndermiştik. Ne zaman bir Rasul onlara, nefislerinin arzu etmediği bir şey getirmişse, bunlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Ahmet Varol = Şüphesiz biz İsrailoğullarından kesin söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ama her ne zaman bir peygamber onlara hoşlarına gitmeyen bir şey getirdiyse bu peygamberlerin kimilerini öldürdü, kimilerini de yalanladılar.
Ali Bulaç = Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin söz almış (misak) ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Ali Fikri Yavuz = Andolsun ki, biz, Allah’a ve Peygamberine iman hususunda, İsraîl Oğullarından kuvvetli söz almış ve kendilerine Peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber, nefislerinin istemediği bir hükmü kendilerine getirdi ise, o peygamberlerin bir kısmını yalanladılar ve bir kısmını da öldürüyorlardı.
Ali Ünal = Andolsun, İsrail Oğulları’ndan (bu iman ve salih amel esası üzere) sağlam söz almış ve kendilerine pek çok rasûller göndermiştik. Ama ne zaman onlara nefislerinin hoşlanmayacağı, heva ve heveslerine hizmet etmeyecek mesaj ve hükümlerle bir rasûl gelmişse, (o rasûllerden) kimisini yalanlıyor, kimisini de öldürüyorlardı.
Bayraktar Bayraklı = Gerçek şu ki, biz İsrâiloğulları'ndan kesin bir söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini getirdiyse, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Bekir Sadak = And olsun ki Israilogullarindan soz aldik ve onlara peygamberler gonderdik. Nefislerinin hoslanmadigi bir seyle onlara her peygamber geliste, bir kismini yalanlarlar ve bir kismini da oldururlerdi.
Celal Yıldırım = And olsun ki, İsrail oğullarından sağlam söz aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik; ne kadar onlara bir peygamber, canlarının hoşlanmadığı bir hükümle geldiyse, kimini yalanladılar, kimini de öldürüyorlardı.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, İsrailoğullarından sağlam söz aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik. Ama ne zaman onlara bir peygamber, canlarının hoşlanmadığı bir hükümle geldiyse, kimini yalanladılar, kimini de öldürdüler.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki İsrailoğullarından söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle onlara her peygamber gelişte, bir kısmını yalanlarlar ve bir kısmını da öldürürlerdi.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki İsrailoğullarının sağlam sözünü aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin arzu etmediğini (ilâhî hükümleri) getirdi ise bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Edip Yüksel = İsrail oğullarından söz almış, onlara elçiler göndermiştik. Her ne zaman hoşlarına gitmeyen bir şeyle onlara bir elçi gittiyse bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürdüler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için Benî İsraîlin misakını aldık ve kendilerine Resuller gönderdik, canlarının istemediği bir hukmile bir Resul geldikçe onlara bir takımına yalancı dediler, bir takımını da öldürüyorlardı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Biz İsrailoğullarından teminat aldık ve kendilerine peygamberler gönderdik. Canlarının istemediği bir hükümle bir peygamber geldikçe, bir takımına yalancı dediler bir takımını da öldürüyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun biz, İsrailoğulları'ndan söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirmişse, bunlardan bir kısmını yalanlamışlar, bir kısmını da öldürmüşlerdir.
Gültekin Onan = Andolsun, biz İsrailoğullarından misak almış ve onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefslerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Harun Yıldırım = Andolsun ki elbette biz İsrailoğullarından kesin söz aldık ve onlara rasuller gönderdik. Her ne zaman bir rasul onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirirse bir kısmını yalanladılar bir kısmını da öldürdüler.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz İsrâîl oğullarından sapasağlam te'minât almış, onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, kendilerine canlarının hoşlanmayacağı bir şey'i getirdiyse bir takımını yalana çıkardılar, bir takımını da öldürdüler.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki İsrâiloğullarının sağlam sözünü almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Ne zaman bir peygamber onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyi getirdi ise, bir kısmını yalanladılar, (Zekeriyyâ ve Yahyâ’ya yaptıkları gibi) bir kısmını da öldürüyorlardı.
İbni Kesir = Andolsun ki; İsrailoğullarından ahd almış ve onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle gelmişse; bir kısmını yalanlamışlar, bir kısmını da öldürmüşlerdi.
Kadri Çelik = Hiç şüphesiz İsrail oğullarından söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Onlara bir peygamber ne zaman nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle geldiyse, bir kısmını yalanlarlar ve bir kısmını da öldürürlerdi.
Muhammed Esed = Gerçek şu ki, biz İsrailoğullarından kesin bir taahhüt almış ve onlara elçiler göndermiştik: (ama) ne zaman bir elçi, onlara hoşlanmadıkları bir şey getirdiyse (isyan ettiler:) o (elçi)lerin bir kısmını yalanladılar, diğerlerini de öldürdüler;
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu, Biz İsrailoğulları'ndan söz almış ve kendilerine elçiler göndermiştik. Elçi(ler) onların hoşlanmadığı bir mesajla geldiği zaman bir kısmını yalanladılar bir kısmını ise öldürdüler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Kasem olsun ki, Biz İsrailoğullarının misâkını aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne vakit onların nefislerinin hevâsına uymayan bir hüküm ile onlara peygamber geldi ise, onlardan bir kısmını tekzîp ettiler, bir kısmını da öldürdüler.
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz İsrâiloğullarından sağlam söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne zaman onlara hoşlarına gitmeyen hükümlerle bir peygamber gelmişse; bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Şaban Piriş = İsrailoğullarından söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle bir peygamber onlara geldiğinde onların bir kısmını yalanlar ve bir kısmını da öldürürlerdi.
Sadık Türkmen = Andolsun (geçmiş çağlarda yaşamış), İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara Rasûl[elçi]ler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Rasûl/Elçi, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hüküm ile geldiyse; onlardan (o Rasûllerden) bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
Seyyid Kutub = Biz İsrailoğullarından kesin söz aldık ve onlara çok sayıda peygamber gönderdik. Fakat peygamberler kendilerine nefislerinin hoşuna gitmeyen bir mesaj getirdikçe kimisini yalanlıyor, kimisini de öldürüyorlardı.
Suat Yıldırım = Biz İsrailoğullarından bu iman esası üzere kesin sözlerini almış ve onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir elçi, kendilerine canlarının istemediği bir şey getirdiyse, onlar bazı resullere "yalancı" diyor, bazılarını ise öldürüyorlardı.
Süleyman Ateş = Andolsun, biz İsrâil oğullarından söz almış ve onlara elçiler göndermiştik. Ne zaman bir elçi onlara canlarının istemediği bir şey getirdiyse (gelen elçilerin) bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürüyorlardı.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz İsrailoğullarından kesin söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna gitmeyen bir şeyle bir peygamber geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir bölümünü de öldürdüler.
Ümit Şimşek = And olsun, Biz İsrailoğullarından ahit aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Fakat ne zaman onlara bir peygamber hoşlanmadıkları birşey getirecek olsa, bir kısmını yalanlıyor, bir kısmını da öldürüyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki biz, İsrailoğullarının kesin sözlerini almış da onlara resuller göndermiştik. Ne zaman bir resul onlara nefislerinin hoşlanmadığı birşeyi getirdiyse bir kısmını yalanladılar; bir kısmını da öldürüyorlardı.
İskender Ali Mihr = Andolsun ki Biz, İsrailoğulları’ndan misak aldık ve onlara resûller gönderdik. Onlara her resûl gelişinde, nefislerinin hevâlarına uymadığından dolayı, bir kısmını yalanladılar ve bir kısmını da öldürdüler.
İlyas Yorulmaz = Biz İsrail oğullarından sağlam bir söz almıştık ve bundan dolayı onlara elçiler gönderdik. Elçiler ne zamanki onların arzularına uymayan şeyleri getirdi ise, onlardan bir gurup, elçileri yalanladılar ve bir gurubu da, elçileri öldürdüler.