Önceki Ayet Sonraki Ayet  
88. Sûre Gâşiye/7

 لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ

  Lâ yusminu ve lâ yugnî min cûın.

Kelime Karşılaştırma
lâ yusminu : beslemez
ve lâ yugnî : ve fayda vermez
min cûın : açlıktan, açlığa
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = O, ne besler ne de açlıktan kurtarır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ne besler ve ne doyurur, açlığı defeder.

 Abdullah Parlıyan = O dikenler ne besler ne de açlığı giderir.

 Adem Uğur = O ise ne besler ne de açlığı giderir.

 Ahmed Hulusi = Ne besler ne de açlıktan kurtarır.

 Ahmet Tekin = Acı kuru dikenler, ne besler, ne de açlığı giderir.

 Ahmet Varol = Ki o ne semirtir, ne de açlığı giderir.

 Ali Bulaç = Ne doyurup semirtir, ne açlıktan korur.

 Ali Fikri Yavuz = O, ne besler, ne açlıktan kurtarır.

 Ali Ünal = Ne besleyicidir o bitki, ne de açlığı giderir.

 Bayraktar Bayraklı = (2-7) O gün birtakım yüzler öne eğilecek; çok çabalayıp yorgun düşecek; kızgın ateşe girecek; son derece sıcak bir kaynaktan içirilecek. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur; o ise, ne besler, ne de açlığı giderir.

 Bekir Sadak = (6-7) Semirtmeyen, acligi gidermeyen kotu kokulu bir dikenden baska yiyecekleri yoktur.

 Celal Yıldırım = O ne besler, ne de açlığı giderir.

 Cemal Külünkoğlu = (6-7) Onlara, beslemeyen ve açlık gidermeyen kötü kokulu ve dikenli bitkiden başka yiyecek yoktur.

 Diyanet İşleri (eski) = (6-7) Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.

 Diyanet Vakfi = (2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.

 Edip Yüksel = Ne besler, ne de açlığı giderir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ne besler ne açlıktan kurtarır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ne besler, ne açlıktan kurtarır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O da ne besler, ne de açlığı giderir.

 Gültekin Onan = Ne doyurup semirtir, ne açlıktan korur.

 Harun Yıldırım = Ne doyurupsemirtir, ne de açlıktan korur.

 Hasan Basri Çantay = Ki o, ne semirtir (doyurur), ne de açlığı giderir.

 Hayrat Neşriyat = (O) ne besler, ne de açlıktan yana fayda verir!

 İbni Kesir = O, ne semirtir, ne de açlığı giderir.

 Kadri Çelik = Ne doyurup semirtir, ne de açlıktan korur.

 Muhammed Esed = ne bir güç veren ne de açlığı gideren (dikenlerin).

 Mustafa İslamoğlu = ama ne besleyicidir ne doyurucudur.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.

 Ömer Öngüt = O ne besler, ne de açlığı giderir.

 Şaban Piriş = Ne semirtir ne açlığı giderir.

 Sadık Türkmen = O ise ne besler, ne de açlığı giderir.

 Seyyid Kutub = Ne semirtir, ne de açlığı giderir.

 Suat Yıldırım = Bu diken ne besleyicidir, ne de açlığı giderir.

 Süleyman Ateş = O da ne semirtir, ne de açlığı giderir.

 Tefhim-ul Kuran = Ne doyurup semirtir, ne de açlıktan korur.

 Ümit Şimşek = O da ne besler, ne açlığı giderir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ne semirtir ne açlıktan kurtarır.

 İskender Ali Mihr = Beslemez ve açlığa da bir fayda vermez.

 İlyas Yorulmaz = O yiyecekler ne besler, nede açlıklarını giderir.