لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ
Leyse lehum taâmun illâ min darîın.
leyse | : yoktur, değildir |
lehum | : onların |
taâmun | : yiyecek |
illâ | : den başka |
min darîın | : acı, pis kokulu dikenli ağaçtan |
Diyanet İşleri = Onlara, acı ve kötü kokulu bir dikenli bitkiden başka yiyecek yoktur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara orada yemek olarak ancak zehirli diken var,
Abdullah Parlıyan = Hiçbir yiyecekleri yok, kuru dikenlerden başka.
Adem Uğur = Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,
Ahmed Hulusi = Onlar için Dari' (zehirli - yırtıcı bir diken?)den başka yiyecek yoktur.
Ahmet Tekin = Acı kuru dikenden başka onlara yiyecek de yok.
Ahmet Varol = Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek yoktur. [1]
Ali Bulaç = Onlar için (zehirli olan) dari' dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
Ali Fikri Yavuz = Onlara, (hayvanların bile sakınıp yiyemediği) bir nebattan başka yiyecek yok.
Ali Ünal = Yalnızca zehirli ve dikenli bir bitkiden ibarettir yiyecekleri.
Bayraktar Bayraklı = (2-7) O gün birtakım yüzler öne eğilecek; çok çabalayıp yorgun düşecek; kızgın ateşe girecek; son derece sıcak bir kaynaktan içirilecek. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur; o ise, ne besler, ne de açlığı giderir.
Bekir Sadak = (6-7) Semirtmeyen, acligi gidermeyen kotu kokulu bir dikenden baska yiyecekleri yoktur.
Celal Yıldırım = Onlar için derî' dikeninden başka yiyecek yoktur.
Cemal Külünkoğlu = (6-7) Onlara, beslemeyen ve açlık gidermeyen kötü kokulu ve dikenli bitkiden başka yiyecek yoktur.
Diyanet İşleri (eski) = (6-7) Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Diyanet Vakfi = (2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.
Edip Yüksel = Değersiz bir yiyeceğin dışında bir şeyleri yoktur;
Elmalılı Hamdi Yazır = Yiyecekleri yok ancak bir darî'
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dari' adındaki bitkiden başka yiyecekleri yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.
Gültekin Onan = Onlar için (zehirli olan) darı dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
Harun Yıldırım = Onlar için dikenli bir bitkiden başka bir yiyecek yoktur.
Hasan Basri Çantay = Onlar için «Dari» dikeninden başka bir yiyecek yokdur,
Hayrat Neşriyat = Onlar için kuru bir dikenden başka bir yiyecek yoktur!
İbni Kesir = Kötü kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Kadri Çelik = Onlar için kokulu, kuru bir dikenden başka yiyecek yoktur.
Muhammed Esed = Hiçbir yiyecekleri yok kuru dikenlerin acılığından başka,
Mustafa İslamoğlu = onlara hiçbir yiyecek yoktur, ancak onursuzların yiyeceği vardır;
Ömer Nasuhi Bilmen = (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.
Ömer Öngüt = Zehirli ve dikenli bir bitkiden başka yiyecekleri yoktur.
Şaban Piriş = Onlara kuru dikenden başka yiyecek yoktur.
Sadık Türkmen = Onlara kötü kokulu bir dikenden başka yiyecek yoktur.
Seyyid Kutub = Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur.
Suat Yıldırım = Yiyecekleri sadece bir dikenden ibarettir.
Süleyman Ateş = Onlar için kuru dikenden başka yiyecek de yoktur.
Tefhim-ul Kuran = Onlar için (öldürücü ve zehirli olan) dari' dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
Ümit Şimşek = Dikenden başka yiyecekleri yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk = Yırtıcı bir dikenden başka yemek yoktur onlar için.
İskender Ali Mihr = Onların yiyeceği dari’den (acı, pis kokulu dikenli ağaçtan) başka bir şey değildir.
İlyas Yorulmaz = Onlar için orada acı otlardan başka yiyecekte yok.