وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا
Ve ennehum zannû kemâ zanentum en len yeb’asallâhu ehadâ(ehaden).
ve enne-hum | : ve onlar ..... olduğunu |
zannû | : zannettiler |
kemâ | : gibi |
zanentum | : siz zannettiniz |
en len yeb’ase | : asla, kesinlikle beas etmez, yeniden diriltmez |
allâhu | : Allah |
ehaden | : birisi, bir kimse |
Diyanet İşleri = “Gerçekten onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah’ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın, kesin olarak hiçbir kimseyi tekrar diriltmiyeceğini sanıyorlar.
Abdullah Parlıyan = Hakikaten o cinler de siz insanların zannettiği gibi Allah'ın hiçbir kimseyi asla diriltemeyeceğini veya Allah'ın hiçbir kimseyi peygamber olarak göndermeyeceğini sanmışlardı.
Adem Uğur = Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki onlar (insanlar), sizin gibi düşünüp, Allâh'ın hiçbir kimseyi asla bâ's etmeyeceğini, zannetmişler!" (Bu âyet cinlerin de yaşadıkları beden boyutu itibarıyla 'Ölüm - kıyamet' aşaması sonrasına insanlar gibi vâkıf olmadıklarını göstermektedir. A. H. )
Ahmet Tekin = 'Onlar da, sizin zannetiğiniz gibi, Allah’ın hiç kimseyi asla peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirmeyeceğini zannediyorlardı.'
Ahmet Varol = Onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
Ali Bulaç = "Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."
Ali Fikri Yavuz = O insanlar da, (ey cinler) sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ebedîyen hiç bir kimseyi öldükten sonra diriltmiyeceğini zannetmişlerdi.
Ali Ünal = ‘Ve bu kişiler de (ey halkımız), aynen sizin düşündüğünüz gibi, Allah’ın bir insanı rasûl olarak göndereceğini düşünmüyorlardı.
Bayraktar Bayraklı = Cinler sizin sandığınız gibi Allah'ın hiçbir kimseyi peygamber olarak göndermeyeceğini sanıyorlardı.
Bekir Sadak = «Dogrusu, onlar da sizin, Allah'in kimseyi yeniden diriltmeyeceginizi sandiginiz gibi sanida bulunmuslardi.»
Celal Yıldırım = Onlar da sizin sandığınız gibi Allah'ın hiçbir kimseyi diriltip kal, dırmıyacağını sanmışlardı.
Cemal Külünkoğlu = “Gerçekten onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Doğrusu, onlar da sizin, Allah'ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğinizi sandığınız gibi sanıda bulunmuşlardı.'
Diyanet Vakfi = Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.
Edip Yüksel = 'Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, ALLAH'ın hiç bir kimseyi göndermeyeceğini sanıyorlardı.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve doğrusu onlar sizin zann ettiğiniz gibi zann etmişlerdi ki: Allah ebedâ hiçbir kimseyi ba's etmiyecek.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu onlar sizin sandığınız gibi sanmışlardı ki, Allah hiçbir kimseyi asla peygamber göndermeyecek.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.
Gültekin Onan = "Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Tanrı'nın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."
Harun Yıldırım = “Ve onlar, sizin de düşündüğünüz gibi Allah’ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini düşünmüşlerdi.”
Hasan Basri Çantay = «Hakıykaten onlar da, sizin zannetdiğiniz gibi, Allahın hiçbir kimseyi kat'iyyen diriltemeyeceğini sanmışlar».
Hayrat Neşriyat = 'Hakikaten onlar da sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın hiç kimseyi aslâ diriltmeyeceğini zannetmişlerdi.'
İbni Kesir = Doğrusu onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın yeniden kimseyi diriltemeyeceğini sandılar.
Kadri Çelik = “Ve onlar (insanlar), sizin (cinlerin) sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardır.”
Muhammed Esed = O kadar ki, sizin (vaktiyle) düşündüğünüz gibi, onlar da Allah'ın hiç kimseyi (yeniden) asla (elçi olarak) göndermeyeceğini düşünmeye başladılar.
Mustafa İslamoğlu = Öyle ki o sapık insanlar, tıpkı sizin sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi elçi göndermeyeceğini sanmışlardı.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve şüphesiz onlar da sizin zannetiğiniz gibi zannetmişlerdir ki, Allah hiçbir kimseyi peygamber göndermeyecektir.»
Ömer Öngüt = "Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardı. "
Şaban Piriş = Sizin zannettiğiniz gibi, onlar da Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltemeyeceğini sanmışlardı.
Sadık Türkmen = Onlar da, sizin sandığınız gibi; Allah’ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
Seyyid Kutub = O sapık insanlar, tıpkı sizler gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardır.
Suat Yıldırım = (1-7) De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur’ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: "Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler.
Süleyman Ateş = Onlar da sizin sandığınız gibi Allâh'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı.
Tefhim-ul Kuran = «Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı.»
Ümit Şimşek = 'Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah kimseyi diriltmeyecek sanıyorlardı.
Yaşar Nuri Öztürk = "Onlar, tıpkı sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini/peygamber göndermeyeceğini sanmışlardı."
İskender Ali Mihr = Ve onlar da, sizin zannettiğiniz gibi Allah’ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini zannettiler.
İlyas Yorulmaz = Onlarda aynen sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannediyorlardı.