وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ
Ves semâe refeahâ ve vedaal mîzân(mîzâne).
ve es semâe | : ve sema, gökyüzü |
refea-hâ | : onu yükseltti |
ve vadaa | : koydu, ortaya koydu, vazetti, dizayn etti |
el mîzâne | : mizan, ölçü |
Diyanet İşleri = Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve göğü yüceltti ve ölçüyü koydu.
Abdullah Parlıyan = Gökleri yüceltip, yükseklere kaldıran da O'dur. Her türlü denge ve düzeni, ölçü ve tartıyı da ortaya koyan yine O'dur
Adem Uğur = Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.
Ahmed Hulusi = Semâyı (bilinci; Levvâme mertebesinden Mardiye mertebesine kadar) yükseltmiş ve mîzanı (vahdet - kesret değerlerini dengeli yaşama özelliğini) yerleştirmiştir.
Ahmet Tekin = Göğü denge ve çekim kanunu işleterek Allah yükseltip tuttu. Yoğunluğunu hararetini, basıncını, çekimini düzenleyerek gökteki dengeyi O kurdu.
Ahmet Varol = Göğü de yükseltti ve mizanı (ölçüyü) koydu.
Ali Bulaç = Gökyüzü, Onu da yükseltti ve mizanı koydu.
Ali Fikri Yavuz = Göğü ise, yükseltti ve ölçüyü koydu,
Ali Ünal = Ve gök, Allah onu (yerin üstünde) yükseltti ve ölçüyü, dengeyi koydu.
Bayraktar Bayraklı = Göğü yükseltti ve teraziyi/ölçüyü koydu.
Bekir Sadak = O, gogu yukseltmistir; tartiyi koymustur.
Celal Yıldırım = Gökyüzünü O yükseltti ve ölçü-tartıyı koydu.
Cemal Külünkoğlu = Gökyüzünü O yükseltti ve (her şeyde) ölçü (ve denge)yi (O) koydu.
Diyanet İşleri (eski) = O, göğü yükseltmiştir; tartıyı koymuştur.
Diyanet Vakfi = Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.
Edip Yüksel = Göğü yükseltti ve ölçüyü/dengeyi koydu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bak şu güzel semaya verdi ona irtifa' vazeyledip mizânı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bak şu güzel göğe, onu yükseltti, mizanı koydu ki,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Göğü yükseltti ve mizanı koydu.
Gültekin Onan = Gökyüzü, onu da yükseltti ve mizanı koydu.
Harun Yıldırım = Göğe gelince, onu da yükseltti ve mizanı koydu.
Hasan Basri Çantay = Gök (e gelince:) Onu da (Allah) yükseltdi. Bir de mîzânı koydu,
Hayrat Neşriyat = Göğe gelince, onu yükseltti ve mîzânı (umum kâinâtta adâlet ve dengeyi) koydu.
İbni Kesir = Göğü yükseltmiş, mizanı koymuştur.
Kadri Çelik = Göğü yükseltti ve mizanı (ölçüyü) koydu.
Muhammed Esed = Ve O, gökleri yükseltti ve (her şey için) bir ölçü koydu
Mustafa İslamoğlu = Göğü yükseltmiş, mizanı koymuştur.
Ömer Nasuhi Bilmen = (7-8) Semayı yükseltti ve mizanı vaz'etti. Tâ ki, hadd-i tecavüz etmeyesiniz.
Ömer Öngüt = Gökyüzünü Allah yükseltti ve mizanı O koydu.
Şaban Piriş = (Allah) Göğü yükseltip, ona da bir ölçü koydu.
Sadık Türkmen = Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
Seyyid Kutub = O, göğü yüksek yarattı ve tartı ilkesini koydu.
Suat Yıldırım = (7-8) Göğü bu âhenkle O yükseltti ve bu mîzânı koydu ki siz de ders alıp ölçü dışına taşmayasınız.
Süleyman Ateş = Göğü yükseltti ve mizânı koydu.
Tefhim-ul Kuran = Gök ise, onu da yükseltti ve mizanı yerleştirip koydu.
Ümit Şimşek = Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.
İskender Ali Mihr = Ve sema; onu yükseltti (astrofizik kurallara göre büyük patlama teorisi gereğince içten dışa bir genişleme ve yükselme olayını gerçekleştirdi) ve mizanı (ölçüyü, ağırlığı ve çekim kuvvetlerinin dengesini) vazetti.
İlyas Yorulmaz = Allah gökyüzünü yükseğe kaldırdı ve (yeryüzü yaratıldığından ilk günden beri) ölçüyü var etti ki.