Önceki Ayet Sonraki Ayet  
20. Sûre Tâ-Hâ/7

 وَإِن تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى

  Ve in techer bil kavli fe innehu ya’lemus sirre ve ahfâ.

Kelime Karşılaştırma
ve in : ve eğer, ... olsa da
techer : sen açıklarsın (açıkça söylersin)
bi el kavli : sözü
fe : o taktirde, o zaman da, öyle olsa da
inne-hu : muhakkak ki o
ya’lemu : bilir
es sirre : sır olan, gizli olan
ve ahfâ : ve daha gizli, en gizli
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sesini yükseltsen de, yükseltmesen de hiç şüphe yok ki o, gizliyi de bilir, açığa vurulanı da.

 Abdullah Parlıyan = Sözü ister gizle, ister açığa vur, O insanın gizli düşüncelerini de bilir, gizlinin gizlisi duygularını da.

 Adem Uğur = Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Ahmed Hulusi = Sen düşündüğünü açığa vursan (veya gizlesen); (bil ki) kesinlikle O, Sırr'ı da (şuurundakini de) Ahfa'yı da (onu meydana getiren Esmâ mertebeni de) bilir!

 Ahmet Tekin = Sen, dileğini, duanı yüksek sesle söylesen de, gizlice niyazda bulunsan da far-ketmez. O fısıltıyı da, gizliyi de, gizlinin giz-lisini de bilir.

 Ahmet Varol = Sen sözü açığa vursan da (gizlesen de birdir). Çünkü muhakkak O gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir.

 Ali Bulaç = Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.

 Ali Fikri Yavuz = Sen (Allah’a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltsen, bil ki, Allah bundan müstağnidir. Çünkü Allah gizliyi de bilir, kalbdekini de. (Bunun için bağırarak dua etmeye lüzum yok, huzur ve ihlâs lâzımdır.)

 Ali Ünal = Sözü açıktan söylemiş olsan da olmasan da fark etmez; şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Bayraktar Bayraklı = Eğer sen sözü açıktan söylersen, şüphesiz Allah gizli olanı, gizlinin gizlisini de bilir.

 Bekir Sadak = Sen sozu istersen aciga vur, suphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Celal Yıldırım = Sözü acık söylesen de, şüphesiz ki, O, gizlisini ve daha gizlisini bilir.

 Cemal Külünkoğlu = Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.

 Diyanet İşleri (eski) = Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Diyanet Vakfi = Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Edip Yüksel = (Niyetini) Sözle açıklasan da (açıklamasan da) O, gizliyi ve gizlinin gizlisini bilir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sen bu sözü ı'lan edeceksen de o hem sirri bilir hem daha gizlisini

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sen bu sözü ilan edeceksen de O, hem gizliyi, hem daha gizlisini bilir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Gültekin Onan = Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.

 Harun Yıldırım = Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Hasan Basri Çantay = Sen sesini yükseksen (de, yükseltmesen de birdir). Çünkü O, gizliyi de, gizlinin daha gizlisini de bilir.

 Hayrat Neşriyat = (Duâda) sesi yükseltsen de (yükseltmesen de O’nun için birdir, işitir!); çünki şübhesiz O, gizliyi de, daha gizli olanı da bilir.

 İbni Kesir = İstersen sen sözü açığa vur, şüphesiz ki O; gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Kadri Çelik = Sözü açığa vursan da (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de gizlinin gizlisini de bilmektedir.

 Muhammed Esed = Sözü (ister gizle ister) açığa vur, O (insanın) gizli (düşüncelerini de) bilir, gizlinin gizlisi (duygularını) da.

 Mustafa İslamoğlu = Düşünceni ister yüksek sesle dile getir (ister getirme); unutma ki O, gizli (düşünceleri) bildiği gibi, ondan daha gizli (duyguları) da bilir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve sen sözü izhar etsen de etmesen de müsavîdir. Çünkü O, şüphe yok ki gizliyi de, daha gizlice olanı da bilir.

 Ömer Öngüt = Sen eğer sözü açıktan söylersen; şüphesiz ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Şaban Piriş = Sesini yükseltsen de yükseltmesen de, sırrı ve en gizli şeyleri şüphesiz O bilir.

 Sadık Türkmen = Sesini yükseltsen de yükseltmesen de şüphesiz O, gönlünde sakladığını da bilir, hatta daha gizlisini de...

 Seyyid Kutub = Söyleyeceğin sözü ister sesli olarak, ister içinden söyle. Çünkü Allah saklıyı da, saklının saklısını da bilir.

 Suat Yıldırım = İster yavaş konuş, ister açıktan, O’na göre birdir. Zira O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

 Süleyman Ateş = Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir.

 Tefhim-ul Kuran = Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir) . Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.

 Ümit Şimşek = Sen sözünü açığa vursan da, vurmasan da birdir. O saklı olanı da bilir, ondan daha gizli olanı da.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sen bu sözü açıkça duyuracaksan da O, gizliyi de bilir, gizliden daha gizliyi de...

 İskender Ali Mihr = Ve sen, sözü açıklasan da (açıklamasan da) muhakkak ki O, gizliyi ve daha gizliyi (ve en gizliyi) bilir.

 İlyas Yorulmaz = Sözü açıkça söylesen fark etmez, sonra sözün gizli olanını ve ondan daha gizlisini de bilir.