Önceki Ayet Sonraki Ayet  
2. Sûre Bakara/7

 خَتَمَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ عظِيمٌ

  Hatemallâhu alâ kulûbihim ve alâ sem’ıhim, ve alâ ebsârihim gışâvetun, ve lehum azâbun azîm(azîmun).

Kelime Karşılaştırma
hateme : mühürledi
allâhu : Allah
alâ : üzerine
kulûbi-him : onların kalpleri
ve : ve
alâ : üzerine
sem’ı-him : onların işitme hassası
ve : ve
alâ : üzerine
ebsâri-him : onların görme hassası
gışâvetun : perde
ve : ve
lehum : onlarındır, onlar için vardır
azâbun : bir azap
azîmun : azîm, büyük
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Allah kalplerini, kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde var, pek büyük azâb onlara.

 Abdullah Parlıyan = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de gerçekleri görmeye engel bir perde vardır; böylelikle gerçeği görmezler, en büyük azap onlara hazırlanmıştır.

 Adem Uğur = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

 Ahmed Hulusi = Allâh, onların, beyinlerindeki hakikat algılamasını kilitlemiştir; basîretleri perdelidir. Yaptıklarının sonucu olarak feci bir azabı hak etmişlerdir.

 Ahmet Tekin = Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmemeleri, inkârları sebebiyle, Allah onların kalplerini, kafalarını anlayışsız, kulaklarını duyarsız hale getirir. Gözlerinde de bir perde vardır, basiretleri bağlanmıştır. Büyük bir cezayı hak etmişlerdir.

 Ahmet Varol = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de bir örtü vardır. İşte onlara büyük bir azap vardır.

 Ali Bulaç = Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır.

 Ali Fikri Yavuz = Allah onların kalblerine, kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azâp vardır. (Hem dünyada, hem ahirette).

 Ali Ünal = Allah, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiş olup, gözleri üzerinde de bir perde vardır. Çok büyük ve dehşetli bir azaptır onların hakkı.

 Bayraktar Bayraklı = Bu nedenle Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir perde çekilmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

 Bekir Sadak = Allah onlarin kalblerini ve kulaklarini muhurlemistir, gozlerinde de perde vardir ve buyuk azab onlar icindir. *

 Celal Yıldırım = Allah (değişmiyen sünneti gereği) onların kalblerini, kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde ve onlar için büyük bir azâb vardır.

 Cemal Külünkoğlu = (Kendileri öyle istediği için) Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerine de (ilahi hakikatleri görmeyi engelleyen) perde inmiştir. Onlar için (dünyada da, ahirette de) büyük bir azap vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir.

 Diyanet Vakfi = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

 Edip Yüksel = ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Allah kalblerini ve kulaklarını mühürlemiş ve gözlerine bir perde inmiştir ve bunların hakkı azîm bir azaptır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş; gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı pek büyük bir azaptır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.

 Gültekin Onan = Tanrı, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlaradır.

 Harun Yıldırım = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde de perde vardır.Onlar için çok büyük bir azap vardır.

 Hasan Basri Çantay = Allah onların kalblerine de, kulaklarına da mühür basmışdır. Gözlerinin üzerinde bir de perde var. En büyük azâb onlarındır.

 Hayrat Neşriyat = Allah, onların kalblerine ve kulaklarına (küfürlerindeki inadları yüzünden) mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde ise bir perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük bir azab vardır.

 İbni Kesir = Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir perde vardır ve onlar için büyük bir azab vardır.

 Kadri Çelik = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap da onlar içindir.

 Muhammed Esed = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözleri üzerinde de bir perde vardır; dehşet verici bir azap beklemektedir onları.

 Mustafa İslamoğlu = Allah onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur, gözleri üzerinde de bir tür perde vardır; işte onlardır korkunç bir azabı hak edenler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Allah Teâlâ onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap da vardır.

 Ömer Öngüt = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerine perde inmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

 Şaban Piriş = Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır.

 Sadık Türkmen = Allah onların kalplerine (davranışlarından dolayı), mutsuzluk vermiştir. Ve (onlar), kulaklarını gerçeklere karşı kapatıyorlar. Ve gözleri ile de gerçekleri görmek istemiyorlar. Onlar için büyük bir azap vardır.

 Seyyid Kutub = Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözlerinde perde vardır. Onları büyük bir azap beklemektedir.

 Suat Yıldırım = Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır.

 Süleyman Ateş = Allâh, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir. Onlar için büyük bir azâb vardır.

 Tefhim-ul Kuran = Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde de perdeler vardır. Ve büyük azab onlarındır.

 Ümit Şimşek = Allah onların kalplerini de mühürlemiştir, kulaklarını da. Gözleri ise perdelidir. Ve onlara büyük bir azap vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.

 İskender Ali Mihr = Allah onların kalplerinin üzerini ve işitme (sem’î) hassasının üzerini mühürledi ve görme (basar) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Onlar için azîm (büyük) azap vardır.

 İlyas Yorulmaz = Bu sebeple Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine perde çekmiştir (gerçekleri göremezler, anlayamazlar). Onlar için büyük bir azap vardır.