إَنَّ الَّذِينَ لاَ يَرْجُونَ لِقَاءنَا وَرَضُواْ بِالْحَياةِ الدُّنْيَا وَاطْمَأَنُّواْ بِهَا وَالَّذِينَ هُمْ عَنْ آيَاتِنَا غَافِلُونَ
İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatmeennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).
inne | : muhakkak ki |
ellezîne lâ yercûne | : dilemeyen kimseler, onlar dilemezler |
likâe-nâ | : bize ulaşmayı |
ve radû | : ve razı oldular |
bi el hayâti ed dunyâ | : dünya hayatında |
vatmeennû (ve ıtmeennû) | : ve tatmin oldular, doyuma ulaştılar |
bi-hâ | : onunla |
ve ellezîne | : ve o kimseler |
hum | : onlar |
an âyâti-nâ | : âyetlerimizden |
gâfilûne | : gâfil (habersiz) olanlardır |
Diyanet İşleri = (7-8) Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya; işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bize kavuşacaklarını ummayanlar ve dünyâ yaşayışına râzı olup yürekleri onunla yatışanlar ve delillerimizden gaflet edenler.
Adem Uğur = Huzurumuza çıkacaklarını beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak.
Ahmed Hulusi = Rücu ederek, hakikati olan Esmâ'nın farkındalığı yaşamına ermeyeceklerini sananlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olanlar, kozalarında (beyinlerinde oluşan dünyalarında) yaşayıp işaretlerimizi değerlendiremeyenler var ya. . .
Ahmet Tekin = Bizim huzurumuzda hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı ummayanların, dünya hayatına razı olanların, onda huzur bulanların, âyetlerimizden, birliğimizi ve kudretimizi gösteren delillerden gafil, habersiz olanların varacakları yer cehennemdir.
Ahmet Varol = Bize kavuşmayı ummayan, dünya hayatına razı olan, ona gönüllerini kaptıranlar ve bizim ayetlerimizden gafil olanlar var ya;
Ali Bulaç = Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar;
Ali Fikri Yavuz = Öldükten sonra huzurumuzda hesap vereceklerini ummayıp da, dünya hayatına razı ve onunla emniyet içinde olanlar, bir de (eşsiz bir ilâh olduğumuzu isbat eden bunca) delillerimizden gafil bulunanlar...
Bekir Sadak = (7-8) Bizimle karsilasmayi ummayan ve dunya hayatindan hosnut olup ona baglananlarin ve ayetlerimizden habersiz bulunanlarin, iste bunlarin kazandiklarina karsilik varacaklari yer cehennemdir.
Celal Yıldırım = (7-8) (Öldükten sonra yeniden dirilip) bize kavuşmayı ümit etmeyen, Dünya hayatına razı olup onunla gönlü yatışanlarla bizim âyetlerimizden gafil olanlar var ya, işte onların, kazandıklarına karşılık varacakları yer ateştir.
Diyanet İşleri (eski) = (7-8) Bizimle karşılaşmayı ummayan ve dünya hayatından hoşnut olup ona bağlananların ve ayetlerimizden habersiz bulunanların, işte bunların kazandıklarına karşılık varacakları yer cehennemdir.
Diyanet Vakfi = (7-8) Huzurumuza çıkacaklarını beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar yok mu, işte onların, kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden varacakları yer, ateştir!
Edip Yüksel = Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatını sevip ona bağlananlar ve ayetlerimizden gafil olanlar...
Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar ki bizim likamızı arzu (veya ümid) etmezler ve Dünya hayat ile razı olub onunla mutmainn olmuşlardır ve onlar ki bizim âyetlerimizden gafildirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bize kavuşmayı arzu veya ümit etmeyip, dünya hayatına razı olup onunla yetinenler ve Bizim ayetlerimizden gafil olanlar,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak.
Gültekin Onan = Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar;
Hasan Basri Çantay = (7-8) (Öldükden sonra dirilib) bize kavuşacağını ummayan, (âhirete inanmayarak sâdece) dünyâ hayaatına raazî olan ve onunla sükûn (ve istirahat) e dalan kimselerle (varlığımıza, birliğimize ve kemâl-i kudretimize delâlet eden) bunca âyetlerimizden gaafil olanlar (yok mu?) işte onların, irtikâb etmekde oldukları (şirk ve mâ'siyetler) yüzünden varacakları yer, ateşdir.
Hayrat Neşriyat = (7-8) Şübhesiz ki bize kavuşmayı beklemeyenler, dünya hayâtına râzı olup onunla tatmîn olanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar var ya, işte onların kazanmakta oldukları(günahlar) sebebiyle varacakları yer ateştir.
İbni Kesir = Muhakkak ki Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatından hoşnud olup ona bağlananlar ve ayetlerimizden habersiz bulunanlar;
Muhammed Esed = Beri yandan, er geç Bizim karşımıza çıkacaklarına inanmayıp kendilerini bu dünya hayatıyla hoşnut kılmaya çalışanlara, onun ötesini gözetmeyenlere ve (böylece) Bizim ayetlerimizi umursamayanlara gelince:
Ömer Nasuhi Bilmen = O kimseler ki, Bize kavuşacaklarını ümit etmezler ve dünya hayatına razı olmuşlar ve onunla mutmain bulunmuşlardır ve o kimseler ki onlar Bizim âyetlerimizden gâfillerdir.
Ömer Öngüt = Bize kavuşmayı ummayanlar, dünya hayatına râzı olarak, onunla tatmin olanlar ve âyetlerimizden habersiz bulunanlar var ya!
Şaban Piriş = Bizimle karşılaşmayı ummayan ve geçici hayata razı olup onunla tatmin olanlar, işte onlar ayetlerimizden gafildirler.
Seyyid Kutub = Bizimle karşılaşacaklarını beklemeyenler, dünya hayatından hoşnut olup bu hayatla yetinenler ve ayetlerimizin farkında olmayanlar var ya;
Suat Yıldırım = (7-8) Onlar ki âhirette bize kavuşmayı ummaz ve sadece dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulur ve onlar ki Bizim tek İlah olduğumuzun delillerinden ve gönderdiğimiz Kur’ân âyetlerinden gaflet etmeyi sürdürür, işte bunların, irtikâb ettikleri şirk ve isyan sebebiyle varacakları yer cehennemdir.
Süleyman Ateş = Bizimle buluşmayı ummayan, dünyâ hayâtına râzı olup onunla rahat edenler ve bizim âyetlerimizden gaflet edenler...
Tefhim-ul Kuran = Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar;
Ümit Şimşek = Bize kavuşmayı ummayan, dünya hayatına razı olup onunla tatmin olan ve âyetlerimizden habersiz davrananlara gelince:
Yaşar Nuri Öztürk = Şu bir gerçek ki, bize kavuşmayı ummayanlar, iğreti hayatla tatmin bulup onunla rahatlayanlar ve ayetlerimizden uzaklaşıp gaflete dalanlar,
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.