صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).
sırâta | : yol |
ellezîne | : ki onlar |
en’amte | : sen ni’met verdin |
aleyhim | : onlara, onların üzerine |
gayri | : başka, hariç, değil |
el magdûbi | : gadap, öfke duyulanlar |
aleyhim | : onlara, onların üzerine |
ve | : ve |
lâ ed dâllîne | : dalâlette olanlar değil |
Diyanet İşleri = (6-7) Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Abdulbaki Gölpınarlı = nimetlendirdiğin kişilerin yolunu; gazaba uğramışların da değil, sapıkların da
Abdullah Parlıyan = Nimet verdiğin kimselerin yoluna. Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Adem Uğur = Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Ahmed Hulusi = Ki o, in'amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan Allâh Esmâ'sına iman edip, ondaki kuvvelerin farkındalığını yaşayanların) yoluna. . . Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) Ve (Hakikatten - Vahid-ül AHAD üs Samed olan Allâh ismiyle işaret edilen, anlayışından) saparak şirk koşanların yoluna değil.
Ahmet Tekin = Gazabına uğrayan zâlimlerin, âsilerin, dinine, Kur’ân’ına düşmanlık edenlerin, zalimleri, yahudilerin; başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşıp dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerin, cahillerin, hristiyanların doğruluğu, muhkemliği, güvenliği olmayan yolundan bizi uzak tut Allahım.
Ahmet Varol = Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gadaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.
Ali Bulaç = Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine, (fazlından ve ihsanından) nimet verdiğin kimselerin (Peygamberlerle velilerin) yoluna (hakkı kabul etmeyip küfre vardıklarından) gazâba uğrayanların ve sapıklarınkine değil... (Amin= Kabul buyur, Allah’ım!...)
Ali Ünal = Kendilerine nimet lûtfettiklerinin yoluna; üzerlerine gazap hak olmuş bulunanların ve dalâlette olanlarınkine değil.
Bayraktar Bayraklı = (6-7) Bizi doğru yola, yani kendilerini nimetlendirdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapıkların yoluna değil![5]
Bekir Sadak = Nimete erdirdigin kimselerin yoluna; gazaba ugrayanlarin, ya da sapitanlarin yoluna degil. *
Celal Yıldırım = Nîmetine erdirdiğin kimselerin yoluna... Gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil.
Cemal Külünkoğlu = (6-7) Bizi doğru yola, kendilerine (lütuf ve ikramda bulunarak) nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.
Diyanet İşleri (eski) = Nimete erdirdigin kimselerin yoluna; gazaba ugrayanlarin, ya da sapitanlarin yoluna degil. *
Diyanet Vakfi = Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Edip Yüksel = Gazaba uğrayanların ve sapmışların değil; kendilerine iyilikte bulunduğun kimselerin yoluna...
Elmalılı Hamdi Yazır = O kendilerine in'am ettiğin mes'utların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapgınların
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O kendilerine nimet verdiğin mesutların yoluna! Ne o gazap olunanların ne de sapkınların!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (6-7) Bizi doğru yola, nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapanların değil..
Gültekin Onan = (6-7) Bizi doğru yola ilet; kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapmışların değil.
Harun Yıldırım = Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların (yahûdilerin. ve (hak yoldan. sapanların (hıristiyanların. yoluna değil…
Hasan Basri Çantay = (6-7) Bizi doğru yola, kendilerine ni'met verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanlarınkine, sapıklarınkine değil.
Hayrat Neşriyat = Kendilerine ni'met verdiğin kimselerin yoluna; gazab edilmiş olanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna) değil! (Âmîn!)
İbni Kesir = Nimete erdirdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve dalalete düşenlerinkine değil.
Kadri Çelik = Kendilerine nimet verdiğin, gazaba uğramamış ve sapmamış kimselerin yoluna.
Muhammed Esed = Nimet bahşettiklerinin yoluna; gazab(ın)a uğrayanların ve sapkınlarınkine değil!
Mustafa İslamoğlu = Nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil!
Ömer Nasuhi Bilmen = (6-7) Bizleri doğru yola hidâyet et, o kendilerine in'am etmiş olduğun zâtların yoluna ilet, gazaba uğramışların ve sapık bulunmuşların yoluna değil.
Ömer Öngüt = Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna eriştir. Gadaba uğramış ve sapmış olanların yoluna değil.
Şaban Piriş = (6-7) Bizi doğru yola, nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapanların değil..
Sadık Türkmen = Kendilerine nimet (vahiy) verdiklerinin yolunu. Gazaba uğramışların ve sapıtmışların yolunu değil!
Seyyid Kutub = Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna; gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.
Suat Yıldırım = Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.
Süleyman Ateş = ni'met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)!
Tefhim-ul Kuran = (6-7) Bizi dosdoğru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıklarınkine değil.
Ümit Şimşek = Kendilerine nimetler verdiğin kullarının yoluna ilet. Gazabına uğramış, yahut sapmış olanların yoluna değil.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna...
İskender Ali Mihr = O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah’a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil.
İlyas Yorulmaz = Kendilerini mükâfatlandırdıklarının yoluna, senin gazabına uğramış ve sapkınların yoluna değil.