إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءهُمْ ضَالِّينَ
İnnehum elfev âbâehum dâllîne.
Diyanet İşleri = Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki onlar, atalarını, sapıtmış bir halde bulmuşlardı da.
Abdullah Parlıyan = Şüphe yok ki, onlar atalarını sapıtmış bir halde bulmuşlardı da,
Adem Uğur = Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular.
Ahmed Hulusi = Çünkü onlar atalarını (hakikatten) sapmışlar olarak buldular.
Ahmet Tekin = Onlar, atalarının, hak yoldan uzaklaşarak dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edip, başlarına buyruk yaşadıklarını bile bile atalarına uydular.
Ahmet Varol = Çünkü onlar atalarını sapıtmış buldular.
Ali Bulaç = Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Ali Fikri Yavuz = Çünkü onlar, babalarını (dünyada) sapıklıkta buldular.
Ali Ünal = Onlar, atalarını yanlış yol üzerinde buldular;
Bayraktar Bayraklı = (69-70) Şüphesiz onlar atalarını sapıklıkta buldular ve peşlerinden koşup gittiler.
Bekir Sadak = Onlar babalarini suphesiz sapik kimseler olarak bulmuslardi.
Celal Yıldırım = Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.
Cemal Külünkoğlu = (69-70) Çünkü onlar, atalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen kendileri de onların izinden gitmişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) = Onlar babalarını şüphesiz sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Diyanet Vakfi = (69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler.
Edip Yüksel = Onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular.
Gültekin Onan = Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Harun Yıldırım = Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular .
Hasan Basri Çantay = Çünkü onlar atalarını sapkın kimseler bulmuşlardı da,
Hayrat Neşriyat = Doğrusu onlar, atalarını sapık kimseler buldular.
İbni Kesir = Doğrusu onlar, babalarını sapıklar olarak bulmuşlardı.
Kadri Çelik = Çünkü onlar, babalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Muhammed Esed = çünkü onlar atalarını eğri bir yol üzerinde buldular,
Mustafa İslamoğlu = Çünkü onlar sapık atalarının başlarına sardığı geleneği izlediler;
Ömer Nasuhi Bilmen = (69-71) Muhakkak ki, onlar atalarını sapık kimseler buldular. İmdi onlar, atalarının izleri üzerine koşturuluyorlar. Andolsun ki, onlardan evvelkilerin ekserisi de sapıtmış idi.
Ömer Öngüt = Doğrusu onlar atalarını sapıklıkta buldular.
Şaban Piriş = Onlar, babalarını, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Sadık Türkmen = Onlar atalarını sapıtmış kimseler olarak buldular.
Seyyid Kutub = Çünkü onlar atalarını sapık yolda buldular.
Suat Yıldırım = Onlar atalarını haktan sapmış durumda buldular.
Süleyman Ateş = Çünkü onlar babalarını sapık kimseler buldular.
Tefhim-ul Kuran = Çünkü onlar, atalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Ümit Şimşek = Onlar atalarını sapıklıkta buldular.
Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü onlar, babalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen,
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, babalarını (atalarını) dalâlette buldular.
İlyas Yorulmaz = Onlar, atalarını sapıklık içinde bulmuşlar.