لَقَدْ وُعِدْنَا هَذَا نَحْنُ وَآبَاؤُنَا مِن قَبْلُ إِنْ هَذَا إِلَّا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Lekad vuıdnâ hâzâ nahnu ve âbâunâ min kablu in hâzâ illâ esâtîrul evvelîn(evvelîne).
lekad | : andolsun |
vuıd-nâ | : bize vaadolundu |
hâzâ | : bu |
nahnu | : biz |
ve âbâu-nâ | : ve anne babalarımız |
min kablu | : daha önceden |
in hâzâ | : eğer bu |
illâ | : ancak |
esâtîru | : yazılan şeyler, efsaneler |
el evvelîne | : evvelkiler |
Diyanet İşleri = “Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Andolsun ki bu, bize de vaadedilmiştir, daha önce atalarımıza da vaadedilmişti; fakat bu, gelip geçenlere âit bir masal ancak.
Abdullah Parlıyan = “Gerçek şu ki, bu çeşit sözler bize de, bizden evvel atalarımıza da söylenmişti. Bunlar eskilerin masallarından başka birşey değil.”
Adem Uğur = Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Ahmed Hulusi = "Andolsun ki biz de önceki atalarımız da bununla tehdit edildik! Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil. "
Ahmet Tekin = 'Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu kesinlikle öncekilerin masallarıdır.'
Ahmet Varol = Andolsun ki, bize de daha önce atalarımıza da bu vaad edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Ali Bulaç = "Andolsun, bu (azab ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza va'dolunmuştur. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir."
Ali Fikri Yavuz = Yemin ederiz ki, bu dirilme işi hem bize, hem bizden önce atalarımıza da vaad olundu. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil...”
Ali Ünal = “Öyle ya, bize de, daha önce atalarımıza da bu tehdit yapıldı durdu. Ama bu, eskilerin masallarından, bâtıl inançlarından başka bir şey değil ki!”
Bayraktar Bayraklı = “Andolsun ki bu tehdit, bize ve atalarımıza daha önce de söylendi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Bekir Sadak = (67-68) Inkar edenler: «Biz ve babalarimiz toprak oldugumuzda mi, dogrusu bizler mi tekrar cikarilacagiz? Bununla biz de, daha once babalarimiz da, and olsun ki, tehdit edilmistik. Bu, oncekilerin masallarindan baska bir sey degildir» dediler.
Celal Yıldırım = «And olsun ki, bu bize ve daha önce babalarımıza da söylenegelen bir tehdittir; bu ancak eskilerin (uydurdukları) masallardır.»
Cemal Külünkoğlu = “Andolsun, bizler de bizden önce babalarımız da bununla tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.”
Diyanet İşleri (eski) = İnkar edenler: 'Biz ve babalarımız toprak olduğumuzda mı, doğrusu bizler mi tekrar çıkarılacağız? Bununla biz de, daha önce babalarımız da, and olsun ki, tehdit edilmiştik. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir' dediler.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Edip Yüksel = 'Bize ve atalarımıza da daha önce aynı söz verilmişti. Bunlar geçmişlerin masallarından başka bir şey değildir.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Yemin ederiz ki bu bize de va'dolundu bundan evvel atalarımıza da, bu, eskilerin esatîrinden başka bir şey değil
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yemin ederiz ki, bu tehdit bize de bundan önce atalarımıza da yapıldı. Bu, eskilerin masallarından başka birşey değildir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «And olsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.»
Gültekin Onan = "Andolsun, bu (azab ve dirilme tehdidi) bize ve daha önce atalarımıza vaadolunmuştur. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir."
Harun Yıldırım = Andolsun ki, bu tehdit bize yapıldığı gibi, daha önce atalarımıza da yapılmıştır. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Hasan Basri Çantay = «Andolsunki (şimdi) bu tehdîd bize (yapıldığı gibi) daha önce atalarımıza da yapılmışdır. Bu, evvelkilerin düzme yalanlarından başka (bir şey) değildir».
Hayrat Neşriyat = 'Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da bununla (bu diriltilme ile) va'd olunduk; bu evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.'
İbni Kesir = Andolsun ki; bununla biz ve daha önce babalarımız tehdid edilmişlerdi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Kadri Çelik = “Şüphesiz bu bize ve daha önce de babalarımıza vaat edilmiştir. Bu olsa olsa, öncekilerin uydurma masallarından başkası değildir.”
Muhammed Esed = "Gerçek şu ki, bu bize ve atalarımıza daha önce de vaad edilmişti; eskilerin masallarından, efsanelerinden başka bir şey değil bu!"
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu bize ve atalarımıza bu vaad önceden de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil."
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, bu bize ve evvelce atalarımıza da vaad olunmuştur. Bu evvelkilerin efsanelerinden başka değildir.
Ömer Öngüt = “Andolsun ki bu bize de daha önce atalarımıza da vaad olunmuştu. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir. ”
Şaban Piriş = Bize de; daha önceki atalarımıza da bu vaat edilmişti. Ama bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir.
Sadık Türkmen = Bu bize vadedildiği gibi daha önce atalarımıza da vadedilmişti. Bu ancak öncekilerin masallarıdır!”
Seyyid Kutub = Bu tehdit gerek bize ve gerekse atalarımıza daha önce de yapılmıştı. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.»
Suat Yıldırım = "Bize de, daha önce babalarımıza da bu dirilme, vâd edilip durdu. Bu, önceki insanların masallarından başka bir şey değildir!"
Süleyman Ateş = "Bu tehdid, bize de; önceden atalarımıza da yapıldı. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir."
Tefhim-ul Kuran = «Andolsun, bu (azab ve dirilme tehdidi), bize ve daha önce atalarımıza va'dolunmuştur. Bu, olsa olsa geçmişlerin uydurma masallarından başkası değildir.»
Ümit Şimşek = 'Bundan önce bize de, atalarımıza da bu vaad edilmişti. Fakat bu eskilerin efsanelerinden başka birşey değildir.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Yemin olsun, bununla şimdi biz, önceden de atalarımız tehdit edildi. Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil."
İskender Ali Mihr = Andolsun ki bu, bize ve daha önce de babalarımıza vaadedilmişti. Ancak bunlar (sadece) evvelkilerin (efsaneleridir).
İlyas Yorulmaz = “Bize ve daha önce yaşamış atalarımıza vaat edilen bu vaat, daha öncekilerin anlattıkları masaldan başka bir şey değil” dediler.