أَفَلَمْ يَدَّبَّرُوا الْقَوْلَ أَمْ جَاءهُم مَّا لَمْ يَأْتِ آبَاءهُمُ الْأَوَّلِينَ
E fe lem yeddebberûl kavle em câehum mâ lem ye’ti âbâehumul evvelîn(evvelîne).
e fe lem yeddebberû | : hâlâ düşünmüyorlar mı, düşünmediler mi |
el kavle | : söz |
em | : yoksa, veya |
câe-hum | : onlara geldi |
mâ | : şey |
lem ye’ti | : gelmeyen |
âbâe-hum | : onların babaları, ataları |
el evvelîne | : önceki, evvelki |
Diyanet İşleri = Onlar bu sözü (Kur’an’ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Abdulbaki Gölpınarlı = Şu Kur'ân'ı bir iyice düşünmezler mi, yoksa evvelce gelip geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi onlara?
Abdullah Parlıyan = Onlar hâlâ O Kur'ân'ı düşünmediler mi? Yoksa onlara geçmişteki atalarına gelmeyen birşey mi geldi?
Adem Uğur = Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Ahmed Hulusi = O sözü gereğince düşünmediler mi? Yoksa atalarına gelmemiş bir şey kendilerine ilk defa mı geldi?
Ahmet Tekin = Onlar bu kelâmı, Kur’ân’ı hiç düşünüp kendilerine neler kazandırabileceğini hesap etmediler mi? Yoksa, kendilerine, geçmişteki atalarına gelmeyen bir imtiyaz taahhüdü mü geldi?
Ahmet Varol = Onlar o sözü (Kur'an'ı) düşünmediler mi yoksa onlara önceki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Ali Bulaç = Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Ali Fikri Yavuz = Hak olduğunu anlamak için Kur’an hakkında hiç düşünmediler mi? (İcazkâr lâfzına ve hikmetli manasına bakıb Allah katından olduğunu anlamadılar mı?). Yoksa onlara, evvelki atalarına gelmemiş olan bir peygamber mi geldi (de onu inkâr ediyorlar)?
Ali Ünal = Bu Söz (Kur’ân) üzerinde hiç düşünmezler mi; yoksa en evvelki atalarına olsun gelmemiş, ömürlerinde ilk defa duydukları bir şeyle mi karşılaştılar?
Bayraktar Bayraklı = Onlar bu Kur'ân'ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?[357]
Bekir Sadak = Soyleneni hic dusunmezler mi? Yoksa onlara, once gecmis atalarina gelmeyen bir sey mi geldi?
Celal Yıldırım = (İnen) sözü iyice düşünüp üzerinde durmuyorlar mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen şeyler mi gelmiştir ?
Cemal Külünkoğlu = Peki, onlar (Allah'ın) sözünü (Kur'an'ı) anlamaya hiç çalışmadılar mı? Yahut kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen (azap görmeyeceklerine dair) bir şey mi geldi?
Diyanet İşleri (eski) = Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Diyanet Vakfi = Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Edip Yüksel = Onlar bu sözü incelemediler mi, yoksa geçmiş atalarına gelmeyen bir şey mi kendilerine geldi?
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya hâlâ o kelâmı tedebbür etmezler mi? Yoksa onlara evvelki atalarına gelmemiş bir şey mi geldi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Acaba onlar bu sözü düşünmezler mi, yoksa onlara eski atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar bu sözü (Kur'ân'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Gültekin Onan = Onlar, yine de o sözü (Kuran'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Harun Yıldırım = Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Hasan Basri Çantay = Bu (hak) sözü iyice düşünmediler mi hiç? Yoksa kendilerine evvelki (atalarına) gelmeyen bir şey (bir kitab ve bir peygamber) mi geldi?
Hayrat Neşriyat = Bu sözü (Kur’ân’ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, evvelki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
İbni Kesir = Söyleneni düşünmediler mi hiç? Yoksa onlara, daha önce geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Kadri Çelik = Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara geçmişteki babalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Muhammed Esed = Peki, onlar (Allah'ın bu) sözünü anlamaya hiç çalışmadılar mı? Yahut geçip gitmiş atalarına hiç gelmeyen bir şey mi geldi onlara?
Mustafa İslamoğlu = İyi de, onlar (bu) sözü hiç mi düşünmediler? Ya da kendilerinden önce gelip geçmiş atalarına hiç ulaşmamış olan bir şey mi gelmiş onlara?
Ömer Nasuhi Bilmen = Ya o kelâmı hâlâ tefekkür etmezler mi? Yahut onlara evvelki atalarına gelmemiş bir şey mi gelmiş oldu?
Ömer Öngüt = Onlar bu sözü iyice düşünmediler mi? Yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Şaban Piriş = Söyleneni hiç düşünmediler mi? Yoksa onlara, önceki atalarına gelmemiş bir şey mi geldi?
Sadık Türkmen = Onlar sözünü/ayetlerini iyice düşünmediler mi? Yoksa kendilerine evvelki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Seyyid Kutub = Acaba onlar Kur'anı incelemediler mi? Yoksa onlara, eski atalarına gelmemiş olan bir mesaj mı geldi?
Suat Yıldırım = Peki onlar Allah’ın sözünü anlamaya çalışmadılar mı? Yoksa önce geçip gitmiş babalarına hiç gelmemiş olan, ömürlerinde ilk defa duydukları bir şeyle mi karşılaştılar?
Süleyman Ateş = Onlar o sözü (Kur'ân'ı) iyice düşünmediler mi, yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey (bir elçi ve Kitap) geldi diye mi (böyle davranıyorlar)?
Tefhim-ul Kuran = Onlar, yine de o sözü (Kur'an'ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Ümit Şimşek = Onlar bu söz üzerinde hiç düşünmezler mi? Yoksa gelip geçmiş atalarına gelmeyen şey onlara mı geldi?
Yaşar Nuri Öztürk = Sözü gereğince düşünmediler de ondan mı, yoksa kendilerine ilk atalarına gelmeyen bir şey geldi diye mi?
İskender Ali Mihr = Onlar hâlâ sözü düşünmediler mi (mânâsına varmadılar mı, anlamadılar mı)? Yoksa onlara, atalarına gelmemiş olan (bir şey) mi geldi?
İlyas Yorulmaz = Bu sözlerini hiç düşünmüyorlar mı? Yoksa daha önce gelip geçmiş atalarına gelmeyen bir bilgi onlara mı geldi?