Önceki Ayet Sonraki Ayet  
25. Sûre Furkân/66

 إِنَّهَا سَاءتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا

  İnnehâ sâet mustekarran ve mukâmâ(mukâmen).

Kelime Karşılaştırma
inne-hâ : muhakkak o
sâet : kötü oldu
mustekarren : karar kılınan yer, karargâh
ve mukâmen : ve ikâmet edilen yer (ikâmet yeri)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de orası, karâr edilecek ne kötü yerdir, durulacak ne kötü yurt.

 Abdullah Parlıyan = Gerçekten de o cehennem, ne kötü bir yer ve ne kötü bir duraktır.

 Adem Uğur = Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!

 Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki o yanma durağı ve makamı çok kötüdür!"

 Ahmet Tekin = 'Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir' diyenlerdir.

 Ahmet Varol = 'Doğrusu orası çok kötü bir karargah ve çok kötü bir kalış yeridir' (derler).

 Ali Bulaç = "Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir."

 Ali Fikri Yavuz = Doğrusu o, ne kötü bir karargâh, ne kötü makamdır!”

 Ali Ünal = “Gerçekten o Cehennem ne fena bir yerleşme ve ne fena bir ikamet yeridir!”

 Bayraktar Bayraklı = Gerçekten, orası ne kötü bir yer ve ne kötü bir duraktır!

 Bekir Sadak = (65-66) Onlar, «Rabbimiz! Bizden cehennem azabini uzaklastir; dogrusu onun azabi surekli ve acidir. Orasi suphesiz kotu bir yer ve kotu bir duraktir» derler.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki orası kötü bir karargâh ve fena bir eyleşim yeridir.

 Cemal Külünkoğlu = (65-66) Onlar, şöyle yakarırlar: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı ebedi bir felakettir! Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”

 Diyanet İşleri (eski) = (65-66) Onlar, 'Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır' derler.

 Diyanet Vakfi = Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!

 Edip Yüksel = 'O kötü bir durak ve kötü bir yerdir.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Filhakıka o ne kötü makarr, ne kötü makam

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gerçekten o ne kötü durulacak bir yer; ne kötü bir ikametgah!» derler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Orası cidden ne kötü bir uğrak, ne kötü bir konaktır.

 Gültekin Onan = "Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir."

 Harun Yıldırım = Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!

 Hasan Basri Çantay = «Hakıykat o, ne kötü bir karargâh ve ikaametgâhdır».

 Hayrat Neşriyat = Gerçekten orası ne kötü bir karargâh ve (ne kötü) bir ikametgâhtır!

 İbni Kesir = Muhakkak ki o, ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir.

 Kadri Çelik = Şüphesiz o pek kötü bir karargâh ve pek kötü bir konaklama yeridir.

 Muhammed Esed = Gerçekten orası ne kötü bir karargâh ve (ne kötü) bir ikametgâhtır!

 Mustafa İslamoğlu = Gerçekten de o ne kötü bir ikametgah, ne fena bir makamdır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Filhakika o (cehennem) pek kötü bir karargâh, bir ikametgâhtır.

 Ömer Öngüt = “Orası ne kötü bir yer, ne kötü bir konaktır!”

 Şaban Piriş = Orası ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir.

 Sadık Türkmen = Filhakika o (cehennem) pek kötü bir karargâh, bir ikametgâhtır.

 Seyyid Kutub = Orası ne fena bir konut ve ne fena bir barınaktır.

 Suat Yıldırım = (65-66) "Ey Ulu Rabbimiz, derler, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Zira onun azabı tahammülü zor, ömür tüketen bir derttir. Ne kötü bir varış yeri, ne fena bir yerleşim yeridir orası!"

 Süleyman Ateş = "Orası ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makâmdır!"

 Tefhim-ul Kuran = «Şüphesiz o, ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir konaklama yeridir.»

 Ümit Şimşek = 'Ne kötü bir durak, ne kötü bir konaktır orası!'

 Yaşar Nuri Öztürk = Ne kötü bir durak yeridir o, ne kötü bir dinlenme yeri!

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki o, kötü bir karargâh, kötü bir ikâmet yeridir.

 İlyas Yorulmaz = Cehennem kalınacak yer ve mekân olarak çok kötü bir yer” derler.