وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا
Vellezîne yekûlûne rabbenâsrif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne garâmâ(garâmen).
ve ellezîne | : ve onlar |
yekûlûne | : derler |
rabbe-nâ | : Rabbimiz |
asrif an-nâ | : bizden çevir, uzaklaştır |
azâbe | : azap |
cehenneme | : cehennem |
inne | : muhakkak |
azâbe-hâ | : onun azabı |
kâne | : oldu, ...dır |
garâmen | : daimî helâk edici |
Diyanet İşleri = Onlar, şöyle diyenlerdir: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir!”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve öyle kişilerdir onlar ki Rabbimiz derler, savuştur cehennem azâbını bizden; şüphe yok ki onun azâbı dâimîdir.
Abdullah Parlıyan = Ve onlar ki, “Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır; çünkü onun azabı gerçekten pek korkunç ve süreklidir!” derler.
Adem Uğur = Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Ahmed Hulusi = Onlar ki: "Rabbimiz. . . Cehennem yanışını bizden sav! Muhakkak ki onun yakışı insanın yakasını bırakmaz!" derler.
Ahmet Tekin = Onlar:'Rabbimiz Cehennem azâbını üzerimizden uzaklaştır. Cehennem azâbı mahvedicidir, kaçınılmazdır.' diyenlerdir.
Ahmet Varol = Onlar: 'Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden sav. Şüphesiz onun azabı devamlıdır' derler.
Ali Bulaç = Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)" derler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar ki, şöyle derler: “- Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını sav, muhakkak ki onun azabı devamlı bir helâktır.
Ali Ünal = (İbadet ânında olsun, başka zaman olsun), “Rabbimiz,” diye dua ederler: “Cehennem azabını bizden sav; çünkü onun azabı, tahammülü zor ve yakaladığını bırakmaz, ömür tüketen bir azaptır.
Bayraktar Bayraklı = Şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır. Doğrusu onun azabı devamlıdır.”
Bekir Sadak = (65-66) Onlar, «Rabbimiz! Bizden cehennem azabini uzaklastir; dogrusu onun azabi surekli ve acidir. Orasi suphesiz kotu bir yer ve kotu bir duraktir» derler.
Celal Yıldırım = Onlar ki «Rabbimiz bizden Cehennem azabını çevirip uzaklaştır. Şüphesiz ki onun azabı devamlı acı ve işkencedir» derler.
Cemal Külünkoğlu = (65-66) Onlar, şöyle yakarırlar: “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı ebedi bir felakettir! Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”
Diyanet İşleri (eski) = (65-66) Onlar, 'Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır' derler.
Diyanet Vakfi = Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Edip Yüksel = Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azâbı daimî bir helâledir».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden sav(uştur)! Gerçekten onun azabı defedilemez bir beladır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.
Gültekin Onan = Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz biz borç (veya sürekli bir acıdır)" derler.
Harun Yıldırım = Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.
Hasan Basri Çantay = Onlar ki: «Ey Rabbimiz, derler, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azâbı daimî bir helâledir».
Hayrat Neşriyat = Ve onlar ki: 'Rabbimiz! Cehennem azâbını bizden uzaklaştır! Çünki onun azâbı devamlıdır' derler.
İbni Kesir = Ve onlar ki: Rabbımız, bizden cehennem azabını uzaklaştır. Doğrusu cehennem in azabı sürekli ve acıdır, derler.
Kadri Çelik = Onlar, “Rabbimiz! Cehennem azabını bizden geri çevir. Şüphesiz onun azabı sürekli ve şiddetlidir” derler.
Muhammed Esed = Ve onlar ki, "Ey Rabbimiz!" derler, "Cehennem azabını bizden uzaklaştır; çünkü onun çektireceği azap, gerçekten, pek korkunç, pek yaralayıcı olacaktır;
Mustafa İslamoğlu = Ve onlar "Rabbimiz" derler, "Cehennem azabını bizden uzak eyle! Çünkü onun azabı oldum olası pek zorlayıcı, pek şedittir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlar ki: «Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını defet!» derler. Şüphe yok ki, O'nun azabı, bertaraf olmayan bir hüsrândır.
Ömer Öngüt = Onlar ki şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Doğrusu onun azabı devamlıdır. ”
Şaban Piriş = Onlar: -Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır, çünkü onun azabı süreklidir, derler.
Sadık Türkmen = Onlar şöyle derler: “Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Şüphesiz onun azabı, yapışkan bir azap olmuştur.
Seyyid Kutub = Onlar derler ki; Ey Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut, çünkü cehennemin azabı sürekli bir afettir.
Suat Yıldırım = (65-66) "Ey Ulu Rabbimiz, derler, cehennem azabını bizden uzaklaştır. Zira onun azabı tahammülü zor, ömür tüketen bir derttir. Ne kötü bir varış yeri, ne fena bir yerleşim yeridir orası!"
Süleyman Ateş = "Rabbimiz, cehennemin azâbını bizden uzaklaştır, doğrusu onun azâbı sargındır" derler.
Tefhim-ul Kuran = Onlar: «Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçek şu ki, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır)» derler.
Ümit Şimşek = Onlar 'Rabbimiz, Cehennem azabını bizden uzak tut,' derler. 'Çünkü onun azabı, kurtuluşu olmayan bir azaptır.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut. Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır."
İskender Ali Mihr = Ve onlar: “Rabbimiz cehennem azabını bizden uzaklaştır. Muhakkak ki onun azabı daimî helâk edicidir.” derler.
İlyas Yorulmaz = Onlar “Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzak tut. Zira cehennemin azabı çok ağırdır. ”