قُل لَّا يَعْلَمُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Kul lâ ya’lemu men fîs semâvâti vel ardıl gaybe illâllâh(illâllâhu) ve mâ yeş’urûne eyyâne yub’asûn(yub’asûne).
kul | : de, söyle |
lâ ya’lemu | : bilmez (bilemez) |
men | : kim, kimse |
fî es semâvâti | : semalarda, göklerde |
ve el ardı | : ve yeryüzü |
el gaybe | : gayb, bilinmeyen |
illâ allâhu | : ancak Allah, Allah’tan başkası |
ve mâ yeş’urûne | : ve şuurunda olmazlar, farkına varmazlar, bilincinde |
eyyâne | : ne zaman |
yub’asûne | : beas edilecekler, yeniden diriltilecekler |
Diyanet İşleri = De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Göklerde ve yeryüzünde bulunanların hiçbiri, gizli şeyi bilemez, ancak Allah bilir ve onlar da ne vakit tekrar diriltileceklerini bilemezler
Abdullah Parlıyan = De ki: “Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse, görünmeyeni, Allah'ın gizli ilmini bilmez. Ve onlar ne vakit diriltileceklerini de bilmezler.
Adem Uğur = De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Ahmed Hulusi = De ki: "Semâlarda ve arzda gaybı Allâh'tan başka kimse bilmez. . . Ne zaman bâ's olunacaklarına da şuurları yoktur!"
Ahmet Tekin = 'Allah’tan başka, göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar bilgi alanları ötesini, gayb âlemini bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin farkında değillerdir.'
Ali Bulaç = De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), de ki: “- Göklerde ve yerde olan kimse gaybı bilmez; ancak Allah bilir.” Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Ali Ünal = De ki: “Göklerde ve yerde (kâinatta) hiç kimse gaybı (duyu ötesini) bilemez; gaybı ancak Allah bilir. Onlar (ve Allah’tan başka ilâh diye taptıkları varlıklar, Kıyamet’in ne zaman kopup,) öldükten sonra ne zaman diriltecekleri konusunda da herhangi bir bilgiye ve şuura sahip değillerdir.
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Gökte ve yerde olan akıllı varlıklar gaybı bilmezler. Gayb bilgisi Allah'ın tekelindedir. Akıllılar, tekrar diriltilecekleri zamanı da bilmezler.”[395]
Bekir Sadak = De ki: «Goklerde ve yerde gaybi Allah'tan baska bilen yoktur.» Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Celal Yıldırım = De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez ve onlar da ne zaman diriltilip kaldırılacaklarının bilincinde değillerdir. Hayır, onların Âhiret hakkındaki bilgisi kıt ve yetersizdir. Hayır, Âhiret hakkında (devamlı) şüphe içindedirler. Hayır, onlar Âhiret'ten yana (o hususta) kördürler.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Göklerde ve yerde olan hiç kime, yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez. (Bütün bunları) ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka bilen yoktur.' Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Diyanet Vakfi = De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Edip Yüksel = De ki, 'Göklerde ve yerde, ALLAH'tan başka kimse geleceği bilemez. Ne zaman dirileceklerinin bile farkına varmazlar.'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: Göklerde ve Yerde Allahdan başka kimse gaybi bilmez, onlar da ne zaman ba'solunacaklarını bilmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar, ne zaman yeniden diriltileceklerini bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Gültekin Onan = De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Tanrı'dan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."
Harun Yıldırım = De ki: Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ve onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Hasan Basri Çantay = De ki: «Göklerde ve yerde ğaybı Allahdan başka kimse bilmez. Onlar da ne zaman diriltileceklerini bilmezler.
Hayrat Neşriyat = De ki: 'Göklerde ve yerde Allah’dan başka kimse gaybı bilmez.' (Onlar) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
İbni Kesir = De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de farketmezler.
Kadri Çelik = De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin de bilincinde değillerdir.”
Muhammed Esed = De ki: "Göklerde ve yerde olan hiç kimse, (yani) Allah'tan başka (hiç kimse,) yaratılmışların duyu ve tasavvur alanı dışında kalan gerçekleri bilemez". (Yaratılmış olanlar) öldükten sonra ne zaman diriltileceklerini de bilemezler;
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka hiç kimse, idraki aşan hakikatleri asla kavrayamaz; hiç kimse öldükten sonra ne zaman diriltileceğini de bilemez.
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Göklerde ve yerde olanlar gaybı bilemezler, lakin Allah bilir ve onlar ne zaman tekrar diriltileceklerini de bilmezler.»
Ömer Öngüt = De ki: “Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. ”
Şaban Piriş = De ki: «Goklerde ve yerde gaybi Allah'tan baska bilen yoktur.» Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Sadık Türkmen = De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilemez! Onlar ne zaman dirileceklerini de bilemezler.”
Seyyid Kutub = De ki; «Bilinmezi, gaybı ne göktekiler bilir ne de yerdekiler. Onu sadece Allah bilir». Onlar ne zaman yeniden diriltileceklerini de bilemezler.
Suat Yıldırım = De ki: "gerek göklerde gerek yerde olanlardan hiç kimse gaybı bilemez, gaybı yalnız Allah bilir. "Dolayısıyla, onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.
Süleyman Ateş = De ki: "Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar.»
Ümit Şimşek = De ki: Allah'tan başka, ne göklerde, ne de yerde hiç kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değildir.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Göklerde ve yerde, Allah'tan başka hiç kimse gaybı bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler."
İskender Ali Mihr = De ki: "Göklerde ve yeryüzünde gaybı, Allah’tan başka kimse bilemez. Ve ne zaman beas edileceklerinin bilincinde (şuurunda) olamazlar."
İlyas Yorulmaz = Deki “Allah dan başka, göklerde ve yerde olanların hiç birisi gaybı bilemez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilemezler. ”