وَأَتَيْنَاكَ بَالْحَقِّ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ
Ve eteynâke bil hakkı ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).
ve eteynâ-ke | : ve biz sana getirdik |
bi el hakkı | : hak ile, hakkı |
ve innâ | : ve muhakkak ki biz |
le | : elbette, gerçekten |
sâdikûne | : sadıklar, doğruyu söyleyenler |
Diyanet İşleri = “Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz.
Abdullah Parlıyan = “Ve sana gerçekleşmesi kaçınılmaz olan gerçek haberi getirdik. Çünkü şüphesiz biz doğru söylüyoruz.
Adem Uğur = Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Ahmed Hulusi = "Biz sana Hak olarak geldik ve biz sözümüze sadığız. "
Ahmet Tekin = 'Sana, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, kesinlik kazanan bir cezayı uygulamak için geldik. Biz kesinlikle doğru söylüyoruz.' dediler.
Ahmet Varol = Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.
Ali Bulaç = "Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
Ali Fikri Yavuz = Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz.
Ali Ünal = “Sana, haklarında verilmiş ve gerçekleşmesi kesin bir hükümle geldik; emin ol, biz özüsözü doğru kimseleriz.
Bayraktar Bayraklı = “Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.”
Bekir Sadak = (63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» dediler.
Celal Yıldırım = Sana Hakk'ın (buyruğuyla) geldik; şüphen olmasın ki biz doğrularız.
Cemal Külünkoğlu = (63-65) (Onlar da) dediler ki: “Evet, biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik. Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik. Kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz. Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Sizden hiç kimse arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) gidin.”
Diyanet İşleri (eski) = (63-65) 'Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz. Artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün' dediler.
Diyanet Vakfi = Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Edip Yüksel = 'Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve sana emri hakkile geldik, emin ol biz sadıklarız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sana gerçekle geldik, emin ol biz doğru söyleyenleriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz.»
Gültekin Onan = "Sana gerçeği getirdik, Biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
Harun Yıldırım = Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Hasan Basri Çantay = «Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».
Hayrat Neşriyat = 'Ve sana hak ile (kavminin hak ettiği bir azâb ile) geldik; muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen) kimseleriz.'
İbni Kesir = Gerçekle geldik sana. Biz, şüphesiz doğru söyleyenleriz, dediler.
Kadri Çelik = “Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.”
Muhammed Esed = "ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik; çünkü, kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz".
Mustafa İslamoğlu = ve biz sana tartışılmaz bir gerçekle geldik; zira unutma ki biz sadece doğruyu söyleriz.
Ömer Nasuhi Bilmen = (63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
Ömer Öngüt = “Sana gerçekle geldik. Biz şüphesiz ki doğru söyleyenleriz. ”
Şaban Piriş = Sana hak olanı getirdik, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.
Sadık Türkmen = Sana gerçeği getirdik. Elbette biz doğru söyleyenleriz.
Seyyid Kutub = Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz.
Suat Yıldırım = (63-65) "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."
Süleyman Ateş = "Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!"
Tefhim-ul Kuran = «Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.»
Ümit Şimşek = 'Biz sana hak ile gelmiş bulunuyoruz; ve biz sözünde sadık olan kimseleriz.
Yaşar Nuri Öztürk = "Sana gerçeği getirdik. Biz, özü, sözü doğru olanlarız."
İskender Ali Mihr = Ve biz sana hakkı getirdik. Ve muhakkak ki; biz sadıklarız (doğru söyleyenleriz).
İlyas Yorulmaz = “Sana gerçek doğru olanı getirdik ve bu hususta doğruyu söylüyoruz”