لَا تَجْعَلُوا دُعَاء الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاء بَعْضِكُم بَعْضًا قَدْ يَعْلَمُ اللَّهُ الَّذِينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنكُمْ لِوَاذًا فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَن تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Lâ tec’alû duâer resûli beynekum ke duâi ba’dıkum ba’da(ba’den), kad ya’lemullâhullezîne yetesellelûne minkum livâzâ(livâzen), felyahzerillezîne yuhâlifûne an emrihî en tusîbehum fitnetun ev yusîbehum azâbun elîm(elîmun).
lâ tec’alû | : kılmayın, yapmayın |
duâe er resûli | : resûlün çağırması |
beyne-kum | : (sizin) aranızda |
ke | : gibi, aynı, eşit |
duâi | : çağırma |
ba’dı-kum ba’den | : birbirinizi |
kad ya’lemu | : biliyordu |
allâhu | : Allah |
ellezîne | : onlar |
yetesellelûne | : gizlice çıkarlar |
min-kum | : sizden |
livâzen | : bir şeyi siper ederek (görünmemeye çalışarak) |
fel yahzeri (fe li yahzeri) | : o zaman sakınsınlar, çekinsinler |
ellezîne yuhâlifûne | : hilâfet edenler, karşı gelenler |
an emri-hi | : onun emrinden |
en tusîbe-hum | : onlara isabet etmesi |
fitnetun | : bir fitne |
ev | : veya |
yusîbe-hum | : onlara isabet eder |
azâbun | : bir azap |
elîmun | : acı, elîm |
Diyanet İşleri = (Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. İçinizden biribirini siper ederek sıvışıp gidenleri Allah gerçekten bilir. Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Aranızda, birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın Peygamberi. İçinizden, birbirini siper ederek gizlice gidenleri, gerçekten de bilir Allah; artık onun emrine aykırı hareket edenler, bir sınanmaya uğramaktan, yahut da elemli bir azâba düşmekten sakınsınlar.
Abdullah Parlıyan = Peygamberin çağırmasını, aranızda herhangi birinizin diğerini çağırması gibi tutmayın. Zira O'nun çağırmasına, derhal koşmak gerekir. Peygamberin çağırmasına aldırmazlık edilmez. Gerçek şu ki, Allah hissettirmeden aranızdan sıyrılmak isteyenleri biliyor. Öyleyse O'nun buyruğuna karşı gelmek isteyenler, başlarına bu dünyada bir belanın, bir güçlüğün, ya da öte dünyada can yakıcı bir azabın gelmesinden korkup sakınsınlar.
Adem Uğur = (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Ahmed Hulusi = Rasûlün davetini, aranızda, bazınızın bazınıza çağırması gibi kabul etmeyin. Allâh sizden, birbirinin arkasına gizlenip, gizlice sıvışarak gidenleri bilir. . . Artık O'nun emrine muhalefet edenler, kendilerine bir belânın isâbet etmesinden yahut acı bir azabın isâbet etmesinden korksunlar!
Ahmet Tekin = İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah ile münasebetleriniz sırasında, O’nun davetini, çağrısını, duasını aranızdaki birbirinizin davetine, çağrısına, duasına benzetmeyin. İçinizden gizlice, yavaş yavaş birbirlerinin arkasına saklanarak Rasulullah’ın meclisinden, Kur’ân ve sünnetin anlatıldığı İslâmî toplantılardan kaytaranları Allah biliyor. Bu sebeple, onun yerleştirdiği düzene, yaptığı planlara aykırı davrananlar, bu dünyada başlarına bir belâ gelmesinden veya öteki âlemde kendilerine çok can yakıp inleten müthiş bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Ahmet Varol = Peygamberin çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. [9] Muhakkak ki Allah içinizden birbirlerini siper edinerek sıvışanları bilmektedir. Onun emrine aykırı davrananlar başlarına bir belanın gelmesinden veya kendilerine acıklı bir azabın gelip çatmasından sakınsınlar.
Ali Bulaç = Elçinin çağırmasını, kendi aranızda kiminizin kimini çağırması gibi saymayın. Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir. Böylece onun emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar.
Ali Fikri Yavuz = Peygamberlerin çağrışını, aranızda birbirinizi çağırış gibi tutmayın (davetine hemen koşun ve izinsiz ayrılmayın). İçinizden birbirini siper ederek (savaştan veya hutbeden) sıvışıb kaytaranları Allah muhakkak biliyor. Bunun için, Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir belâ inmekten, yahud kendilerine acıklı bir azab isabet etmekten sakınsınlar.
Ali Ünal = Rasûlüllah’ın sizi çağırmasını ve sizin için duasını, birbirinizi davet etmeniz ve birbirinize duanızla bir tutmayın; O’nu aranızda birbirinizi çağırdığınız gibi de çağırmayın; birbirinize seslendiğiniz gibi O’na seslenmeyin. Elbette Allah, toplantı ânında içinizden birbirlerini siper edinerek sıvışıp gidenleri biliyor. Allah Rasûlü’nün emrine muhalefet edenler, başlarına (onları kazanda kaynatır gibi kaynatacak) bir belânın veya pek acı bir azabın gelmesinden korkup çekinsinler.
Bayraktar Bayraklı = Ey Müminler! Peygamberi kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayınız. İçinizden, sıvışıp gidenleri elbette Allah bilmektedir. Bundan dolayı, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Bekir Sadak = Peygamberin cagrisini, kendi aranizda birbirinizi cagirmaniz gibi tutmayin. Allah, icinizden sivisip gidenleri suphesiz bilir. O'nun buyruguna aykiri hareket edenler, baslarina bir belanin gelmesinden veya can yakici bir azaba ugramaktan sakinsinlar.
Celal Yıldırım = Peygamber'e (kendisiyle konuşurken) seslenmenizi, kendi aranızda birbirinize seslendiğiniz gibi saymayın. İçinizden birbirini siper edinip sıvışarak gidenleri elbette Allah bilir. Artık Peygamber'in emrine muhalefef edenler, kendilerine bir fitnenin dokunmasından veya kendilerine elem verici bir azâbın erişmesinden (korkup) çekinsinler.
Cemal Külünkoğlu = (Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın (saygıyla davetine koşun ve size izin verinceye kadar yanından ayrılmayın). Allah, arkadaşlarını siper ederek gizlice peygamberin yanından sıvışanları iyi bilir. Onun emrini çiğneyenler, ya başlarına bir bela gelmesinden ya da acıklı bir azaba uğramasından korkmalıdırlar.
Diyanet İşleri (eski) = Peygamberin çağrısını, kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. Allah, içinizden sıvışıp gidenleri şüphesiz bilir. O'nun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Diyanet Vakfi = (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Edip Yüksel = Elçinin davetini, aranızda herhangi birinin diğerini davet etmesi gibi tutmayın. ALLAH sizden eften püften özürler göstererek sıvışıp gidenleri biliyor. Onun emirlerine aykırı davrananlar, başlarına bir felaketin gelmesinden veya acı bir cezaya çarpılmaktan sakınsınlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Peygamberin duâsını aranızda birbirinize ettiğiniz duâ gibi farz etmeyin, içinizden birbirini siper ederek sıvışıp sıvışıp gidenleri Allah muhakkak biliyor, binaenaleyh onun emrinden hılâfına gidenler başlarına bir fitne inmekten veya elîm bir azâb irmekten hazer etsinler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Peygamberin size yaptığı çağrıyı, birbirinize yaptığınız çağrı gibi değerlendirmeyin! İçinizden birbirini siper ederek sıvışıp sıvışıp gidenleri Allah mutlaka biliyor. Artık onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir fitnenin veya acı bir azabın gelmesinden çekinsinler!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Ey müminler!) Peygamberin davetini, aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin. İçinizden, birini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Gültekin Onan = Elçinin çağırmasını kendi aranızda kiminizin kimini çağırması gibi saymayın. Tanrı, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir. Böylece onun buyruğuna aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar.
Harun Yıldırım = (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Hasan Basri Çantay = Peygamberi, kendi aranızda birbirinizi çağırdığınız gibi, çağırmayın. İçinizden yekdiğerini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah biliyor. Artık Onun emrinden uzaklaşıb gidenler kendilerini (dünyâda) bir fitne (ve belâ) çarpmasından, yahud (âhıretde) onlara pek acıklı bir azâb (gelib) çatmasından çekinsin (ler).
Hayrat Neşriyat = (Ey mü’minler!) Peygamberin çağırmasını, kendi aranızda herhangi birinizin diğerini çağırması gibi tutmayın! Allah, içinizden birbirinin arkasına gizlenerek azar azar sıvışıp gidenleri muhakkak biliyor. O’nun emrine muhâlif hareket edenler, artık başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine (pek) elemli bir azâbın uğramasından sakınsın(lar)!
İbni Kesir = Peygamberin çağırmasını; kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi saymayın. Allah; içinizden bir diğerini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak bilir. Onun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elim bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Kadri Çelik = Peygamberin çağrısını, kendi aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın. Allah, içinizden sıvışıp gidenleri şüphesiz bilir. O'nun buyruğuna aykırı hareket edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya can yakıcı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Muhammed Esed = (Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Mustafa İslamoğlu = Rasul'ün davetini, sakın birbiriniz arasındaki herhangi bir davet gibi algılamayın! Doğrusu Allah, aranızdan kimselere sezdirmeden sıyrılıp çıkmak isteyenleri biliyor. Şu halde onun emrine karşı gelen kimseler, başlarına (bu dünyada) bir musibetin (ahirette ise) can yakıcı bir azabın gelmesinden sakınsınlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Peygamberin duâsını aranızda birbirinize ettiğiniz duâ gibi farz etmeyin, içinizden birbirini siper ederek sıvışıp sıvışıp gidenleri Allah muhakkak biliyor, binaenaleyh onun emrinden hılâfına gidenler başlarına bir fitne inmekten veya elîm bir azâb irmekten hazer etsinler
Ömer Öngüt = Peygamber'i kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birbirinin arkasına gizlenerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah biliyor. Allah'ın emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belânın gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.
Şaban Piriş = Peygamberin çağrısını aranızda birbirinize yaptığınız çağrı gibi saymayın. Allah, içinizden birbirinin arkasına gizlenip, gizlice sıvışanları bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belanın gelmesinden veya acı bir azaba uğratılmalarından korksunlar.
Sadık Türkmen = (ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını, birinizin diğerinizi çağırması gibi tutmayın. İçinizden birbirini siper ederek sıvışıp gidenleri, Allah gerçekten bilir. Artık onun, (Kur’an’ı ilk hareket noktası alarak verdiği) emirlerine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya çok acıklı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Seyyid Kutub = Peygamberi çağırırken O'na, birbirinize seslendiğiniz gibi seslenmeyiniz. (Ya da Peygamber sizi çağırdığında O'nun çağrısını, aranızda birbirinize yönelttiğiniz çağrılarla bir tutmayınız.) Allah, arkadaşlarını siper ederek gizlice Peygamberin yanından sıvışanları iyi bilir. O'nun emrini çiğneyenler ya başlarına bir bela gelmesinden ya da acıklı bir azaba çarpılmaktan korkmalıdırlar.
Suat Yıldırım = Resulullah’ın sizi çağırmasını, sizin birbirinizi dâvet etmenizle bir tutmayın. Allah elbette sizden, birbirini siper edinerek sıvışıp gidenleri bilir. Öyleyse Peygamberin emrine aykırı hareket edenler başlarına dünyada bir bela gelmesinden yahut âhirette gayet acı bir azap gelmesinden korkup çekinsinler!
Süleyman Ateş = Elçinin çağırmasını, aranızda herhangi birinizin diğerini çağırmasıyla bir tutmayın. Allâh içinizden, birbirinin arkasına gizlenerek sıvışıp gidenleri bilir. Elçinin emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir belânın çarpmasından, yahut onlara acı bir azâbın uğramasından sakınsınlar.
Tefhim-ul Kuran = Peygamberin çağırmasını, kendi aranızda bir kısmınızın bir kısmını çağırması gibi saymayın. Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir. Böylece onun emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acıklı bir azabın çarpmasından sakınsınlar.
Ümit Şimşek = Peygamberi, birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birbirini siper ederek sıvışanları Allah biliyor. Peygamberin emrine muhalefet edenler, başlarına bir belâ gelmesinden yahut acı bir azaba uğramaktan sakınsınlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Aranızda peygamberi çağırmayı, sizin birbirinizi çağırmanıza eş tutmayın. Allah sizin, birbirini siper ederek sıvışıp gidenlerinizi bilir. Resulün emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin gelip çatmasından yahut acıklı bir azabın yakalarına yapışmasından çekinsinler.
İskender Ali Mihr = Resûlün çağırmasını, aranızda, birbirinizi çağırmanızla eşit tutmayın! Sizden, (birbirini) siper ederek gizlice çıkanları Allah biliyordu. Bundan sonra O’nun emrine karşı gelenler, onlara bir fitne veya elîm azap isabet etmesinden hazer etsinler (sakınsınlar).
İlyas Yorulmaz = Elçinin çağrısını, bazınızın bazınızı çağırması gibi hafife almayın. Aranızdan gizlice sıvışmak isteyenleri Allah biliyor. Bu Allah’ın, elçisinin emrine muhalefet edenlere, bir fitnenin isabet etme veya acıklı bir azabın olması ihtimali karşısında, onları uyarması içindir.