قَالَ لَهُم مُّوسَى وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَى
Kâle lehum mûsâ veylekum lâ tefterû alâllâhi keziben fe yushıtekum bi azâb(azâbin), ve kad hâbe menifterâ.
kâle | : dedi |
lehum | : onlara, onlar için |
mûsâ | : Musa (a.s) |
veyle-kum | : size yazıklar olsun |
lâ tefterû | : iftira etmeyin |
alâllâhi (alâ allâhi) | : Allah’a |
keziben | : yalan olarak, yalanla |
fe | : o zaman, yoksa, bu sebeple |
yushıte-kum | : sizi yok eder |
bi azâbin | : azap ile |
ve kad | : ve oldu, olmuştur |
hâbe | : heba oldu, hüsrana uğradı |
men ifterâ | : iftira eden(ler) |
Diyanet İşleri = Mûsâ, onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azap ile yok eder. Allah’a karşı yalan uyduran mutlaka hüsrana uğramıştır.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Mûsâ, onlara, yazıklar olsun size dedi, Allah'a yalan yere iftirâda bulunmayın, sonra size azâp eder de kökünüzü kurutur ve muhakkak kim iftirâ ederse ziyan eder.
Abdullah Parlıyan = Musa onlara: “Yazıklar olsun size!” dedi. “Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azabı ile kırar geçirir. Zaten böyle yalan uyduran kimse, baştan kaybetmiş demektir!” dedi.
Adem Uğur = Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur.
Ahmed Hulusi = Musa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size. . . Allâh üzerine yalan uydurmayın! Bundan dolayı azap ile kökünüzü keser. . . İftira eden hakikaten kaybetmiştir. "
Ahmet Tekin = Mûsâ onlara:'Yazıklar olsun size, Allah adına yalan uydurmayın. Sonra o müthiş bir azap ile kökünüzü kurutur. Allah’a iftira eden hüsrana uğramıştır, perişan olmuştur.' dedi.
Ahmet Varol = Musa onlara dedi ki: 'Yazık size! Allah'a karşı yalan uydurmayın. Sonra bir azapla sizin kökünüzü kurutur. Yalan uyduran perişan olmuştur.'
Ali Bulaç = Musa onlara dedi ki: "Size yazıklar olsun, Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir."
Ali Fikri Yavuz = Mûsa onlara dedi ki: “- Yazıklar olsun size! Allah’a yalan uydurmayın, sonra bir azap ile kökünüzü keser. Gerçekten yalan uyduran ziyana uğramıştır.
Ali Ünal = Musa, (önce herkese tebliğde bulunarak) dedi ki: “Yazık size! (O’nun apaçık delillerine sihir diyerek, size olan Mesajı’nı sizi ülkenizden çıkarmak içinmiş gibi çarpıtarak ve O varken başka rabler, ilâhlar edinerek) Allah hakkında yalanlar uydurmak suretiyle O’na iftirada bulunmayın. Yoksa üzerinize öyle bir musibet gönderir ki, kökünüzü keser. Şurası bir gerçek ki, her kim Allah’a iftirada bulunursa muhakkak hüsrana uğrar.”
Bayraktar Bayraklı = Mûsâ büyücülere, “Size yazıklar olsun! Allah'a karşı yalan uydurmayınız. Çünkü Allah, sizi azapla helâk eder. Şüphesiz kim Allah'a iftira etmişse kaybetmiştir” dedi.
Bekir Sadak = Musa onlara: «Size yaziklar olsun! Allah'a karsi yalan uydurmayin, yoksa sizi azabla yok eder. Allah'a iftira eden husrana ugrar» dedi.
Celal Yıldırım = Musâ onlara dedi ki: Yazıklar olsun size! Allah'a karşı yalan uydurmayın, sonra bir azâb ile kökünüzü kesip kurutur. Allah'a iftira eden gerçekten hüsrana uğramıştır.
Cemal Külünkoğlu = Musa, onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azap ile yok eder. Allah'a karşı yalan uyduran perişan olur.”
Diyanet İşleri (eski) = Musa onlara: 'Size yazıklar olsun! Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azabla yok eder. Allah'a iftira eden hüsrana uğrar' dedi.
Diyanet Vakfi = Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur.
Edip Yüksel = Musa onlara dedi ki: 'Size yazıklar olsun. ALLAH'a karşı yalan uydurmayın. Sonra sizi bir azap ile perişan eder. İftira edenler kuşkusuz kaybedecektir.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Musâ onlara veyl sizlere, dedi: Allaha yalanı iftira etmeyin sonra bir azâb ile kökünüzü keser, filhakıka iftira eden hâib oldu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Musa onlara: «Yazıklar olsun size, Allah'a yalan yere iftirada bulunmayın, sonra bir azap ile kökünüzü keser. Gerçekten iftira eden hüsrana uğramıştır.» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa onlara dedi ki: «Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydurmayın. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana uğramıştır.»
Gültekin Onan = Musa onlara dedi ki: "Size yazıklar olsun, Tanrı'ya karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir."
Harun Yıldırım = Musa onlara: Yazık size! dedi, Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur.
Hasan Basri Çantay = Musa onlara dedi: «Yazıklar olsun size. Allaha karşı yalan düzmeyin. Sonra azâb ile sizin kökünüzü kurutur. Allaha karşı yalan uyduran (herkes) muhakkak hüsrana uğramışdır».
Hayrat Neşriyat = Mûsâ onlara (o sihirbazlara): 'Yazıklar olsun size! Allah’a yalan yere iftirâ etmeyin; sonra (O), bir azâb ile kökünüzü keser. (Allah hakkında) iftirâ eden, elbette hüsrâna uğramıştır' dedi.
İbni Kesir = Musa onlara dedi ki: Yazıklar olsun size, Allah'a karşı yalan uydurmayın Sonra azabla sizi yok eder. Doğrusu Allah'a iftira eden, hüsrana uğramıştır.
Kadri Çelik = Musa onlara dedi ki: “Size yazıklar olsun, Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azap ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten hüsrana uğramıştır.”
Muhammed Esed = Musa onlara: "Yazıklar olsun size!" dedi, "Allah'a karşı (böyle) yalan uydurmayın; yoksa O müthiş bir azapla sizin kökünüzü kazır; zaten (böyle) bir yalan uyduran kimse baştan kaybetmiş demektir!"
Mustafa İslamoğlu = Musa onlara "Size yazıklar olsun!" diye çıkıştı; "Allah'a karşı yalan uydurmayın; böyle yaparsanız, O size kökünüzü kurutacak bir ceza verir: zaten O'na iftira eden daha baştan kaybetmiştir."
Ömer Nasuhi Bilmen = Musa onlara (sihirbazlara) dedi ki: «Yazıklar olsun sizlere! Allah'a karşı yalan yere iftirada bulunmayın, sonra sizi azab ile helâk eder ve muhakkak ki, iftira eden hüsrâna uğramıştır.»
Ömer Öngüt = Musa onlara dedi ki: “Size yazıklar olsun! Allah'a karşı yalan uydurmayın. Yoksa azapla sizi yok eder. Allah'a iftira eden muhakkak hüsrana uğrar. ”
Şaban Piriş = Musa onlara: -Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın. Sonra bir azapla sizi yok eder. Elbette safsatacı iftira eden, hüsrana uğrar.
Sadık Türkmen = Musa onlara dedi ki: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurup da iftira etmeyin. Sonra bir azap ile sizin kökünüzü kurutur. Doğrusu iftira eden kimse kaybetmiştir!”
Seyyid Kutub = Musa onlara dedi ki; «Vay gele başınıza! Allah adına yalan uydurmayınız. Yoksa sizi bir azaba çarptırarak kökünüzü kurutur. Allah'a iftira atan gerçekten aldanmıştır.»
Suat Yıldırım = Mûsâ onlara: "Yazık size!" dedi, "Allah hakkında yalan uydurmayın, yoksa O size öyle bir azap gönderir ki kökünüzü keser." "İftira eden, muhakkak perişan olur."
Süleyman Ateş = Mûsâ onlara: "Yazık size, dedi, Allah'a yalan uydurmayın, sonra (O), bir azâb ile kökünüzü keser, doğrusu iftirâ eden perişan olmuştur!"
Tefhim-ul Kuran = Musa onlara dedi ki: «Size yazıklar olsun, Allah'a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir.»
Ümit Şimşek = Musa onlara 'Yazıklar olsun size,' dedi. 'Allah adına yalan uydurmayın; yoksa bir azapla kökünüzü kurutur. Yalan uyduran, gerçekten ziyana düşmüştür.'
Yaşar Nuri Öztürk = Mûsa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size, yalan düzerek Allah'a iftira etmeyin! Yoksa bir azap ile kökünüzü kurutur. İftira eden, perişan olmuştur."
İskender Ali Mihr = Musa (A.S) onlara şöyle dedi: “Size yazıklar olsun! Allah’a yalanla iftira etmeyin yoksa sizi azapla yok eder ve (O’na) iftira eden(ler) heba olmuştur.”
İlyas Yorulmaz = Musa sihirbazlara “Yazıklar olsun size, Allah adına yalan uydurmayın. Yoksa sizi azap ile silip yok eder ve kim Allah adına yalan uydurmuş ise yaptıkları boşa gitmiş olur” dedi.