جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِي وَعَدَ الرَّحْمَنُ عِبَادَهُ بِالْغَيْبِ إِنَّهُ كَانَ وَعْدُهُ مَأْتِيًّا
Cennâti adninilletî vaader rahmânu ibâdehu bil gayb(gaybi), innehu kâne va’duhu me’tiyyâ(me’tiyyen).
cennâti | : cennetler |
adninilletî (adnin elletî) | : adn (cenneti) ki onu |
vaade | : vaadetti |
er rahmânu | : Rahmân |
ibâde-hu | : onun kulları, kullarına |
bi el gaybi | : gaybta, gıyaben |
inne-hu | : muhakkak ki o, çünkü o |
kâne | : oldu, idi |
va’du-hu | : onun vaadi |
me’tiyyen | : yerine gelecektir |
Diyanet İşleri = (60-61) Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ebedî Adn cennetlerine girerler ki rahman, kullarının gıyabında, onlara vaadetmiştir bu cennetleri. Şüphe yok ki onun vaadi, mutlaka yerine gelir.
Abdullah Parlıyan = Sınırsız rahmet sahibi olan Rahman'ın kullarına her türlü beşeri algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği Adn cennetleri… O'nun sözü mutlaka yerini bulacaktır.
Adem Uğur = O cennet, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetleridir. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Ahmed Hulusi = Rahman'ın kullarına gayblarından vadettiği, ADN (tecelli-i sıfat) cennetleridir. . . Muhakkak ki O'nun bildirdiği yerine gelmiştir.
Ahmet Tekin = Rahmet sahibi Rahman olan Allah’ın kullarına va’dettiği, duyu ve idrak alanı ötesindeki, gayb âlemindeki, Adn cennetlerine girecekler. Şu bir gerçek ki, O’nun sözü yerini bulacaktır.
Ahmet Varol = Rahman'ın kullarına gaybdan vaadettiği Adn cennetlerine (girerler). Şüphesiz O'nun vaadi yerine gelecektir.
Ali Bulaç = Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.
Ali Fikri Yavuz = Rahman’ın kullarına gıyabî olarak vaad ettiği “Adn” cennetlerine... Muhakkak ki Allah’ın vaadi yerini bulagelmiştir.
Ali Ünal = Sonsuz nimet ve ebedî mutluluk cennetlerine ki, Rahmân o cennetleri kullarına o kullar onları görmeden ve onların idraklerinin ötesinde olarak va’detmiş, (o kulları da bu va’de inanmışlardır). O’nun va’di, mutlaka yerine gelir.
Bayraktar Bayraklı = Rahmân'ın kullarına vaad ettiği, görmedikleri adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz Allah'ın sözü kesindir.
Bekir Sadak = (60-61) Ancak tevbe eden, inanip yararli is yapanlar bunun disindadir. Bunlar hicbir haksizliga ugratilmadan, Rahman'in kullarina gaybde vadettigi cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. suphesiz, O'nun sozu yerini bulacaktir.
Celal Yıldırım = Rahmân'ın kullarına gıyaben va'dettiği ÂDN Cennetlerine girecekler. Şüphesiz ki O'nun va'di yerine gelecektir.
Cemal Külünkoğlu = (60-61) Ancak, pişman olup Allah'a yönelen, inanıp dürüst ve erdemli çalışmalar ortaya koyanlar bunun dışındadır. İşte bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmadan cennete girecek olanlardır. Evet, onlar Rahman (olan Allah)'ın kullarına, her türlü beşeri algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği, (dünyada iken görmeksizin inandıkları) Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah'ın vaadi kesinlikle gerçekleşecektir.
Diyanet İşleri (eski) = (60-61) Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş yapanlar bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman'ın kullarına gaybde vadettiği cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz, O'nun sözü yerini bulacaktır.
Diyanet Vakfi = (60-61) Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Edip Yüksel = Rahman'ın kulları için söz verdiği, duyular ötesi Adn cennetlerine... O'nun sözü, kuşkusuz yerine gelecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Rahmanın kullarına va'd buyurduğu Adn Cennetlerine, şüphe yok ki onun va'di icra olunagelmiştir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rahman'ın kullarına gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O'nun verdiği söz, daima yerine getirilmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Rahman’ın kullarına gelecekteki vaat ettiği Adn cennetleridir. Onun vaadi şüphesiz yerine gelecektir.
Gültekin Onan = Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Tanrı, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O'nun vaadi yerine gelecektir.
Harun Yıldırım = O cennet, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetleridir. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.
Hasan Basri Çantay = Çok esirgeyici (Allahın) kullarına gıyaben va'd buyurduğu Adn cennetlerine gireceklerdir. Onun va'di şübhesiz yerini bulacakdır.
Hayrat Neşriyat = (Öyle) Adn Cennetleri ki, Rahmân (olan Allah, onu) kullarına gıyâben va'd etmiştir. Şübhesiz ki O, va'di yerine gelecek olandır.
İbni Kesir = Rahman'ın kullarına gıyaben vaad ettiği Adn cennetlerine. Şüphesiz O'nun sözü yerini bulacaktır.
Kadri Çelik = (O cennet,) Rahman'ın kullarına görmedikleri halde vaat ettiği “Adn” cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.
Muhammed Esed = sınırsız bağış Sahibi'nin, kullarına, her türlü beşeri algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği o asude hasbahçeler (onların olacaktır); O'nun sözü elbette yerini bulacaktır!
Mustafa İslamoğlu = O rahmet kaynağının kullarına söz verdiği, insanın kavrama kapasitesini aşan bir gerçeklik olan mutlak mutluluk ve güzelliğin merkezi cennetler (onların olacak): ve her halükarda O'nun sözü yerini bulacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Âdn cennetleri ki, Rahmân, kullarına gayb olarak vaad buyurmuştur. Şüphe yok ki, O'nun vaadi vücuda getirilmekte bulunmuştur.
Ömer Öngüt = Adn cennetlerine. Ki Rahman olan Allah onu kullarına gıyâben vâdetmiştir. Şüphe yok ki O'nun vaadi yerini bulacaktır.
Şaban Piriş = Rahman’ın kullarına gelecekteki vaat ettiği Adn cennetleridir. Onun vaadi şüphesiz yerine gelecektir.
Sadık Türkmen = Rahmân’ın kullarına gıyaben vadettiği, Adn cennetlerine girerler. Şüphesiz O’nun sözü yerine gelecektir.
Seyyid Kutub = Rahmeti bol Allah'ın kullarına, somut olarak göstermeden vadettiği Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah'ın vaadi kesinlikle gerçekleşecektir.
Suat Yıldırım = Evet, onlar Rahman’ın kullarına gıyabî olarak vâd ettiği, dünyada iken görmeksizin inandıkları Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah’ın vâdi muhakkak ki yerini bulacaktır.
Süleyman Ateş = Rahmân'ın kullarına gıyâben va'dettiği Adn cennetleri(ne gireceklerdir). Şüphesiz O'nun va'di yerine gelecektir.
Tefhim-ul Kuran = Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphe yok, O'nun va'di yerine gelecektir.
Ümit Şimşek = Orası Adn Cennetleridir ki, Rahmân onu kullarına görmedikleri halde vaad etmiştir. Onun vaadi ise yerini bulacak bir vaaddir.
Yaşar Nuri Öztürk = Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir.
İskender Ali Mihr = Adn cennetleri ki onları, Rahmân, kullarına gıyaben vaadetti. Muhakkak ki o (adn cennetleri), O’nun (Allah’ın) vaadidir, yerine gelecektir.
İlyas Yorulmaz = Rahmanı görmedikleri halde, O na kulluk edenlere vaat edilen Adn cennetleri, şüphesiz ki orası vaat edilmiş olanların gidecekleri tek yerdir.