Önceki Ayet Sonraki Ayet  
55. Sûre Rahmân/58

 كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ

  Ke enne hunnel yâkûtu vel mercân(mercânu).

Kelime Karşılaştırma
keenne : gibi
hunne : onlar
el yâkûtu : yakut
ve el mercânu : ve mercan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar sanki yakut ve mercandır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O eşler, sanki yakut ve mercan.

 Abdullah Parlıyan = O eşler, sanki yakut ve mercan gibidirler.

 Adem Uğur = Sanki onlar yakut ve mercandırlar.

 Ahmed Hulusi = Onlar sanki yakut ve mercandırlar.

 Ahmet Tekin = Sanki o güzeller yâkut ve mercandırlar.

 Ahmet Varol = Onlar sanki yakut ve mercandırlar.

 Ali Bulaç = Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Ali Fikri Yavuz = Sanki o hanımlar, (saflık ve beyazlıkta, birer) yakut ve mercan...

 Ali Ünal = (Güzellik ve parlaklıkta) sanki birer yakut ve mercandır onlar.

 Bayraktar Bayraklı = (56-59) Orada, gözlerini eşlerinden ayırmayan, kendilerinden önce ne insan ne de cin dokunmuş eşler olacaktır. Şimdi, Rabbinizin cennet güzelliklerini nasıl inkâr edebilirsiniz? Onlar sanki yakut ve mercan gibidirler. Şimdi, Rabbinizin cennet güzelliklerini nasıl inkâr edebilirsiniz?

 Bekir Sadak = Onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Celal Yıldırım = Onlar (o zevceler) sanki yakutlar ve mercanlardır.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar sanki yakut ve mercandır.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Diyanet Vakfi = Sanki onlar yakut ve mercandırlar.

 Edip Yüksel = Onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sanırsın onları yâkut-ü mercan

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onları yakut ve mercan sanırsın;

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

 Gültekin Onan = Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Harun Yıldırım = Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Hasan Basri Çantay = Sanki onlar (birer) yaakutdur, mercandır.

 Hayrat Neşriyat = Sanki onlar yâkut ve mercan gibidirler!

 İbni Kesir = Sanki onlar yakut ve mercandırlar.

 Kadri Çelik = Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Muhammed Esed = İncilerin ve yakutların (güzelliği) gibi (muhteşem güzellikler vaad edildiği zaman,)

 Mustafa İslamoğlu = Sanki o eşler inci ve yakut gibi (birbirine yakışan) güzellikleriyle (göz kamaştıracak):

 Ömer Nasuhi Bilmen = (58-60) Sanki onlar, yakut ve mercandır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz? İyiliğin mükâfaatı, iyilikten başka mıdır? (elbette değildir)

 Ömer Öngüt = Onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Şaban Piriş = Sanki onlar yakut ve mercan gibidir.

 Sadık Türkmen = Onlar sanki yakut ve mercandır.

 Seyyid Kutub = O eşler sanki birer yakut ve mercandırlar.

 Suat Yıldırım = O hanımlar parlaklıkta sanki yakut ve mercandırlar.

 Süleyman Ateş = Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

 Tefhim-ul Kuran = Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler.

 Ümit Şimşek = Sanki birer yakut ve mercandırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sanki yakut onlar, sanki mercan...

 İskender Ali Mihr = Onlar sanki yakut ve mercan gibidir.

 İlyas Yorulmaz = O hizmetçiler yakut ve mercan gibi.