وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُبَوِّئَنَّهُم مِّنَ الْجَنَّةِ غُرَفًا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا نِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ
Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne).
ve ellezîne | : ve onlar |
âmenû | : âmenû oldular, Allah’a ulaşmayı dilediler |
ve amilû es sâlihâti | : ve salih amel işlediler, nefs tezkiyesi yaptılar |
le nubevvienne-hum | : mutlaka onları mutlaka yerleştireceğiz |
min el cenneti | : cennette |
gurafan | : yüksek yerler, köşkler |
tecrî | : akar |
min tahti-ha | : onun altından |
el enhâru | : nehirler |
hâlidîne | : kalıcıdırlar, kalacak olanlar |
fî-hâ | : orada |
ni’me | : ne güzel |
ecru | : ecir, ücret |
el âmilîne | : amel edenler |
Diyanet İşleri = İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir!
Abdulbaki Gölpınarlı = İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetin en yüce yerlerinde yerleştireceğiz, orada ebedî olarak kalacaklar; iyi işlerde bulunanlara verilen mükâfat, ne de güzeldir.
Abdullah Parlıyan = İman edip doğru ve yararlı işler yapanları altlarından ırmaklar akan cennetteki köşklere koyacağız, iyi ve yararlı işler yapanların mükafatı ne güzeldir.
Adem Uğur = İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
Ahmed Hulusi = (Hakikatlerine) iman edip imanın gereğini uygulayanlara gelince, kesinlikle onlara cennetten, altlarından nehirler akan yüksek odalar hazırlayacağız. . . Onlarda sonsuza dek yaşarlar. . . Çalışanların karşılığı ne güzeldir!
Ahmet Tekin = İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları Cennet konaklarına, köşklerine elbette yerleştireceğiz. Böyle sorumluluğunu bilerek amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir.
Ahmet Varol = İman edip salih ameller işleyenleri, içinde sonsuza kadar kalmaları üzere cennette, altından ırmaklar akan odalara yerleştireceğiz. Amel edenlerin ecirleri ne güzeldir.
Ali Bulaç = İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.
Ali Fikri Yavuz = İman edib de salih ameller işliyenleri, elbette onları, cennetin (ağaçları) altından ırmaklar akan yüksek yerlerine yerleştireceğiz; O halde ki, orada ebedî kalacaklar. Böyle salih amel işliyenlerin mükâfatı ne güzeldir!...
Ali Ünal = İman edip, imanları istikametinde doğru, sağlam, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanları, hiç şüphe edilmesin ki, (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından ırmaklar akan Cennet’te yüksek köşklere yerleştireceğiz ve onlar orada sonsuzca kalacaklardır. Hayatlarını böyle güzel işlerle geçirenlerin mükâfatı ne güzeldir!
Bayraktar Bayraklı = İman edip iyi ameller işleyenleri, elbette onları, içinde çok uzun süreli kalmak üzere, içinden ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. Böyle iyi amel yapanların ödülü ne güzeldir!
Bekir Sadak = (58-59) Inanip yararli is isleyenleri, iclerinden irmaklar akan, icinde temelli kalacaklari cennetteki kosklere yerlestiririz. Sabredip, Rablerine guvenerek is gorenlerin ecri ne guzeldir!
Celal Yıldırım = İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanları gerçekten altlarından ırmaklar akan içinde devamlı kalacakları Cennet'in yüksek (hoş manzaralı) kısımlarına yerleştireceğiz. (İyi-yararlı) amelde bulunanların mükâfatı ne güzeldir!
Cemal Külünkoğlu = (58-59) İnandıktan sonra doğru ve yararlı işler yapanları, içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetteki köşklere yerleştireceğiz. Sabredip, Rablerine güvenerek çalışanların mükâfatı ne güzeldir!
Diyanet İşleri (eski) = (58-59) İnanıp yararlı iş işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetteki köşklere yerleştiririz. Sabredip, Rablerine güvenerek iş görenlerin ecri ne güzeldir!
Diyanet Vakfi = İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
Edip Yüksel = İnanan ve erdemli davrananları içinden ırmaklar akan cennetin köşklerine yerleştireceğiz; orada ebedi kalırlar. Çalışanların karşılığı ne güzeldir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve iyman edip salih salih ameller yapmış olanlar, elbette onları Cennetin altlarından ırmaklar akan şehnişînlerine yerleştireceğiz, o halde ki orada ebedî kalacaklar, ne güzeldir ecri o işgörenlerin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İman edip iyi iyi işler yapmış olanları elbette onları cennetin altlarından ırmaklar akan köşklerine yerleştireceğiz, o halde orada ebedi kalacaklardır. Ne güzeldir mükafatı o iş görenlerin
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir!
Gültekin Onan = İnanıp salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.
Harun Yıldırım = İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
Hasan Basri Çantay = İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (var ya) biz onları — kendileri içlerinde ebedî kalıcı olarak — altlarından nehirler akan o cennetin yüksek mevkilerine yerleşdireceğiz. (Öyle) amel (ve hareket) edenlerin mükâfatı ne güzeldir!
Hayrat Neşriyat = Îmân edip sâlih ameller işleyenler var ya, elbette onları altlarından ırmaklar akan Cennetteki yüksek makamlara yerleştireceğiz. Orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (Böyle sâlih)amel işleyenlerin mükâfâtı, ne güzeldir!
İbni Kesir = İman edip de salih amel işleyenleri altından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetteki köşklere yerleştiririz. Çalışanların mükafatları ne güzeldir.
Kadri Çelik = İman edip salih amellerde bulunanlar (var ya), onları mutlaka içinde temelli kalıcılar olarak altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri pek de güzeldir!
Muhammed Esed = İman edip salih ameller işleyenleri, içinde sonsuza kadar kalmaları üzere cennette, altından ırmaklar akan odalara yerleştireceğiz. Amel edenlerin ecirleri ne güzeldir.
Mustafa İslamoğlu = İman eden ve o imana yaraşır eylemler ortaya koyanları, içinde sürekli kalmak üzere cennetin zemininden ırmaklar çağlayan yüce köşklerine yerleştireceğiz: (iyi) davranışta bulunanların ödülü pek güzeldir!
Ömer Nasuhi Bilmen = İman edib de salih ameller işliyenleri, elbette onları, cennetin (ağaçları) altından ırmaklar akan yüksek yerlerine yerleştireceğiz; O halde ki, orada ebedî kalacaklar. Böyle salih amel işliyenlerin mükâfatı ne güzeldir!...
Ömer Öngüt = İman edip sâlih amel işleyenleri elbette altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennet köşklerinde yerleştiririz. Çalışanların ücreti ne güzeldir!
Şaban Piriş = İman edip iyi ameller işleyenleri, elbette onları, içinde çok uzun süreli kalmak üzere, içinden ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. Böyle iyi amel yapanların ödülü ne güzeldir!
Sadık Türkmen = (58-59) Inanip yararli is isleyenleri, iclerinden irmaklar akan, icinde temelli kalacaklari cennetteki kosklere yerlestiririz. Sabredip, Rablerine guvenerek is gorenlerin ecri ne guzeldir!
Seyyid Kutub = İman edip iyi ameller işleyenleri, altlarından çeşitli ırmaklar akan ve içlerinde sürekli kalacakları yüksek köşklere yerleştiririz. İyi işler yapanların alacakları ödül ne güzeldir!
Suat Yıldırım = İman edip güzel ve makbul işler yapanları, cennetin yüksek köşklerine yerleştireceğiz. İçinden ırmaklar akan o cennetlere, onlar devamlı kalmak üzere gireceklerdir. İyi iş yapanların mükâfatları ne güzel!
Süleyman Ateş = İnanıp iyi işler yapanları, cennette, altlarından ırmaklar akan yüksek odalara yerleştiririz. Orada ebedi kalırlar. Çalışanların ücreti ne güzeldir!
Tefhim-ul Kuran = İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, içinde ebedî kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yüksek köşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.
Ümit Şimşek = İman ederek güzel işler yapanları, ebediyen kalmak üzere, Cennette altlarından ırmaklar akan en yüksek makamlara yerleştireceğiz. Çalışanların ödülü ne güzeldir!
Yaşar Nuri Öztürk = İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetin görkemli odalarına yerleştireceğiz. Sürekli kalacaklardır orada. Ne güzeldir iş yapıp değer üretenlerin ödülü!
İskender Ali Mihr = Ve onlar ki âmenû oldular (Allah’a ulaşmayı dilediler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlediler. Onları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!
İlyas Yorulmaz = İman edip salih amel işleyenleri kesinlikle cennetin içindeki, altlarından ırmakların aktığı odalara, sürekli kalmak üzere yerleştireceğiz. Doğru işler yapanların karşılıkları ne güzeldir.