هُمْ وَأَزْوَاجُهُمْ فِي ظِلَالٍ عَلَى الْأَرَائِكِ مُتَّكِؤُونَ
Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alâl erâiki muttekiûn(muttekiûne).
hum | : onlar |
ve ezvâcu-hum | : ve onların eşleri |
fî zılâlin | : gölgeliklerde |
alâ el erâiki | : tahtlar üzerinde |
muttekiûne | : yaslanmış olanlar |
Diyanet İşleri = Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar da, eşleri de, gölgeliklerde, tahtlara oturup dayanmışlardır.
Abdullah Parlıyan = Onlar ve eşleri, gölgeliklerde, koltuklarına mutlu bir şekilde yatıp uzanacaklar.
Adem Uğur = Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.
Ahmed Hulusi = Onlar ve eşleri gölgeler içinde tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Ahmet Tekin = Onlar ve eşleri, gölgelerde, koltuklar üzerinde yaslanarak otururlar.
Ahmet Varol = Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara yaslanmışlardır.
Ali Bulaç = Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Ali Fikri Yavuz = Kendileri ve zevceleri, ağaçların gölgeleri altında süslü koltuklar üzerine kurulub yaslanmışlardır.
Ali Ünal = Kendileri ve eşleri, gölgelerde koltuklara yaslanırlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlar ve eşleri, gölgeler altında koltuklara yaslanacaklardır.
Bekir Sadak = Onlar ve esleri golgeliklerde, tahtlar uzerine yaslanmislardir.
Celal Yıldırım = Onlar da, eşleri de gölgede tahtlar, kanepeler üzerinde kurulmuşlardır.
Cemal Külünkoğlu = Onlar ve eşleri sedirler üzerinde mutlu bir şekilde yatıp uzanacaklar.
Diyanet İşleri (eski) = Onlar ve eşleri gölgeliklerde, tahtlar üzerine yaslanmışlardır.
Diyanet Vakfi = Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.
Edip Yüksel = Eşleriyle birlikte gölgeliklerde, koltuklara yaslanmışlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kendileri ve zevceleri erîkeler üzerine kurulmuşlardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kendileri ve eşleri gölgelikler içinde koltuklar üzerinde kurulmuşlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.
Gültekin Onan = Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Harun Yıldırım = Onlar ve eşleri gölgeler altında tahtlara kurulurlar.
Hasan Basri Çantay = Kendileri de, zevceleri de (cennet) gölgeler (in) dedirler. Tahtların üstüne kurulub dayanmışlardır.
Hayrat Neşriyat = Onlar ve hanımları, (artık o gün) gölgelerde tahtlar üzerinde (oturup) yaslanmış olanlardır.
İbni Kesir = Onlar ve eşleri gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Kadri Çelik = Kendileri ve eşleri gölgeliklerde, süslü tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Muhammed Esed = onlar ve eşleri sedirler üzerinde mutlu bir şekilde yatıp uzanacaklar,
Mustafa İslamoğlu = onlar ve eşleri (bu huzurun) gölgesi altında mükemmel yataklar üzerinde uzanacaklar;
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar ve zevceleri gölgeler içinde tahtlar üzerine dayanıp durmuşlardır.
Ömer Öngüt = Onlar ve eşleri gölgeliklerde tahtlar üzerine yaslanmışlardır.
Şaban Piriş = Kendileri ve eşleri gölgeliklerde, koltuklara yaslanmışlardır.
Sadık Türkmen = Kendileri ve eşleri gölgeliklerde tahtlara kurulmuşlardır.
Seyyid Kutub = Kendileri ve eşleri gölgelerde, koltuklara yaslanmışlar.
Suat Yıldırım = Hem kendileri, hem eşleri gölgeliklerde, tahtlarına kurulurlar.
Süleyman Ateş = Kendileri ve eşleri, gölgelerde, koltuklara yaslanmışlardır.
Tefhim-ul Kuran = Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
Ümit Şimşek = Eşleriyle birlikte gölgelerdeki koltuklara kurulmuşlardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, koltuklar üzerinde yaslanmışlardır.
İskender Ali Mihr = Onlar ve eşleri, gölgeliklerde tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır.
İlyas Yorulmaz = Onlar ve eşleri gölgelerin altında koltuklar üzerine uzanmışlar.