فَالْيَوْمَ لَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَلَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Fel yevme lâ tuzlemu nefsun şey’en ve lâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
fe | : artık, işte |
el yevme | : bugün, o gün |
lâ tuzlemu | : zulmedilmez |
nefsun | : nefs, kimse, kişi |
şey’en | : şey |
ve lâ tuczevne | : ve karşılık görmezsiniz, cezalandırılmazsınız |
illâ | : den başka |
mâ | : şey |
kuntum | : siz oldunuz |
ta’melûne | : yapıyorsunuz |
Diyanet İşleri = O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de bugün, hiç kimseye, hiçbir sûretle zulmedilmez ve size de, ancak yaptığınız şeylerin karşılığı verilir.
Abdullah Parlıyan = Ve onlara şöyle denilir: “Bu gün hiç kimseye en ufak bir haksızlık yapılmayacak ve yeryüzünde yaptıklarınızın dışında, hiçbir şeyden sorumlu tutulmayacaksınız.”
Adem Uğur = O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.
Ahmed Hulusi = O süreçte hiçbir nefse en ufak bir şey zulmedilmez. . . Yaptıklarınızdan başkası ile cezalandırılmazsınız (yaptıklarınızın sonuçlarını yaşarsınız)!
Ahmet Tekin = Artık bu gün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez, haksızlık edilmez. Ancak orada yaptıklarınızın karşılığını görürsünüz.
Ahmet Varol = Bugün hiç kimseye bir şeyle haksızlık edilmez ve siz yaptıklarınızdan başkasıyla cezalandırılmazsınız.
Ali Bulaç = İşte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Ali Fikri Yavuz = Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmez. Sadece yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Ali Ünal = O gün kimseye en küçük bir haksızlıkta bulunulmaz ve (dünyada iken) ne yapmışlarsa, onun karşılığını görürler.
Bayraktar Bayraklı = İşte o gün hiçbir kimseye herhangi bir haksızlık yapılmayacaktır. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.
Bekir Sadak = Artik bugun kimseye hicbir haksizlikta bulunulmaz. Islediklerinizden baskasiyla karsilik gormezsiniz.
Celal Yıldırım = Bugün hiç kimseye zulmedilmez ve ancak yapageldiğiniz şeylerin karşılığını görürsünüz.
Cemal Külünkoğlu = Artık bugün hiç kimseye zerrece zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) = Artık bugün kimseye hiçbir haksızlıkta bulunulmaz. İşlediklerinizden başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Diyanet Vakfi = O gün hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.
Edip Yüksel = Bu gün hiç kimseye en ufak bir haksızlık edilmez ve yaptığınızın karşılığından başkasını da görmezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = İşte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmez. Sadece yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O gün kimseye en küçük bir haksızlıkta bulunulmaz ve (dünyada iken) ne yapmışlarsa, onun karşılığını görürler.
Gültekin Onan = İşte bugün hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yaptıklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Harun Yıldırım = Artik bugun kimseye hicbir haksizlikta bulunulmaz. Islediklerinizden baskasiyla karsilik gormezsiniz.
Hasan Basri Çantay = İşte bugün kimseye hiçbir şeyle haksızlık edilmez. Siz de yapar olduğunuzdan başkasiyle mukaabele görmezsiniz.
Hayrat Neşriyat = Artık o gün hiç kimse (en küçük) bir haksızlığa uğratılmaz ve ancak yapmakta olduğunuzun karşılığını görürsünüz.
İbni Kesir = Artık bugün, kimseye hiç bir haksızlıkta bulunulmaz. Ve siz, yapar olduklarınızdan başkasıyla cezalandırılmazsınız.
Kadri Çelik = İşte bugün, hiç kimseye (hiç) bir şeyle zulmedilmez ve siz de yapmakta olduklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Muhammed Esed = "Bugün hiç kimseye en küçük bir haksızlık yapılmayacak ve (yeryüzünde) yaptıklarınız dışında hiçbir şeyden sorumlu tutulmayacaksınız!"
Mustafa İslamoğlu = Artık bugün hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık yapılmayacak ve sadece yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık bugün hiçbir şahıs bir şey ile zulme uğratılmaz ve sizler de, yapmış olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmazsınız.
Ömer Öngüt = O gün hiç kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz ve ancak yaptığınızın karşılığını görürsünüz.
Şaban Piriş = Ve o gün, hiç kimseye hiçbir şekilde haksızlık edilmeyecek ve ne yapmışsanız ancak onun karşılığını göreceksiniz.
Sadık Türkmen = Artık bugün hiç kimseye hiçbir şekilde zulmedilmez. Siz ancak yapmış olduğunuz şeylerin karşılığını bulursunuz.
Seyyid Kutub = O gün, hiç kimseye bir haksızlık yapılmaz ve siz ancak yaptığınızın cezasını çekersiniz.
Suat Yıldırım = Artık bugün, kimseye zulmedilmez, hakkınızdan başka size bir karşılık verilmez.
Süleyman Ateş = O gün, hiç kimseye bir haksızlık yapılmaz ve siz ancak yaptığınızın cezâsını çekersiniz.
Tefhim-ul Kuran = İşte bugün, hiç kimseye (hiç)bir şeyle zulmedilmez ve siz de yapmakta olduklarınızdan başkasıyla karşılık görmezsiniz.
Ümit Şimşek = O gün kimseye bir haksızlık yapılmaz; ancak yaptıklarınızın karşılığını görürsünüz.
Yaşar Nuri Öztürk = O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız.
İskender Ali Mihr = İşte o gün (hiç)bir kimseye, (hiç)bir şeyle zulmedilmez. Ve amellerinizden başka bir şey ile cezalandırılmazsınız.
İlyas Yorulmaz = Bu gün hiçbir nefse haksızlık yapılmaz. Yalnızca yaptıklarının karşılığı o nefse ödenir.