أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا أَئِنَّا لَمَدِينُونَ
E izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen e innâ le medînûn(medînûne).
Diyanet İşleri = “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ölüp bir yığın toprak ve kemik olduktan sonra mı sorguya çekileceğiz, cezâlanacağız?
Abdullah Parlıyan = Ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra, yeniden dirilip sorguya çekilip, cezalanacağız öyle mi?
Adem Uğur = Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Ahmed Hulusi = "Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı cezalandırılacağız?"
Ahmet Tekin = 'Öldüğümüz zaman, toprak ve kemik yığını haline geldiğimiz zaman mı, biz mi yargılanarak cezaya maruz kalacağız; mükâfata nail olacağız? derdi.'
Ahmet Varol = Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman gerçekten cezalandırılacak mıyız?'
Ali Bulaç = "Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?"
Ali Fikri Yavuz = Biz öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz vakit, gerçekten biz cezalanacakmıyız?”
Ali Ünal = ‘Biz ölüp toprak olduktan, bir kemik yığını haline geldikten sonra, yani şimdi biz o halde iken diriltilip hesaba çekileceğiz öyle mi?’
Bayraktar Bayraklı = “Biz ölüp kemik ve toprak haline geldiğimiz zaman, dirilip cezalandırılacak mıyız?”
Bekir Sadak = (51-53) Iclerinden biri soyle der: «Benim bir dostum vardi, bana: 'Sen de mi, olup toprak ve kemik oldugumuz zaman dirilerek ceza gorecegimizi tasdik edenlerdensin?' derdi.»
Celal Yıldırım = Biz mi ölüp toprak ve kemik yığını haline geldiğimizde (yeniden dirilip) hesap ve ceza göreceğiz ?» diyordu.
Cemal Külünkoğlu = (52-53) (Bana:) “Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin? Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacakmışız?” derdi.
Diyanet İşleri (eski) = (51-53) İçlerinden biri şöyle der: 'Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi.'
Diyanet Vakfi = (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Edip Yüksel = ' 'Biz toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi dirileceğiz?' '
Elmalılı Hamdi Yazır = Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt hakıkaten biz cezalanacak mıyız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman gerçekten biz cezalanacak mıyız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?»
Gültekin Onan = "Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?"
Harun Yıldırım = Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Hasan Basri Çantay = «Biz öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, hakîkaten biz mi cezalanmış olacağız»?
Hayrat Neşriyat = '(Ve bana:) '(Biz) öldüğümüz ve bir toprak, bir kemik (yığını) hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi cezâlandırılacak kimseler olacağız?’ (derdi).'
İbni Kesir = Öldüğümüz, toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, biz mi ceza göreceğiz?
Kadri Çelik = “Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten cezalandırılanlar olacak mıyız?”
Muhammed Esed = ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra yargılanacağımıza!"
Mustafa İslamoğlu = "Ne yani, biz ölüp gittikten, toza toprağa karışmış bir iskelet halini aldıktan sonra hesap vereceğiz, öyle mi?" (diye eklerdi).
Ömer Nasuhi Bilmen = «Biz öldüğümüz ve biz toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, hakikaten biz mi tekrar hayat bulup cezalandırılanlar (olacağız?)».
Ömer Öngüt = "Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi sorguya çekileceğiz?"
Şaban Piriş = Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra, biz hesap mı vereceğiz?
Sadık Türkmen = Öldüğümüz zaman, toprak ve kemik yığını olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz cezalandırılacak mıyız?”
Seyyid Kutub = Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız?
Suat Yıldırım = (51-53) Derken biri der ki: "Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı. Yanıma gelir, iğneli iğneli "Sen de mi, derdi, bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı?"
Süleyman Ateş = Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi (diriltilip yaptığımız işlere göre) cezâlanacağız?"
Tefhim-ul Kuran = «Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?»
Ümit Şimşek = 'Ölüp de topraktan ve kemikten ibaret hale geldikten sonra hesaba çekileceğimize?'
Yaşar Nuri Öztürk = "Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacak mıyız?"
İskender Ali Mihr = Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mutlaka cezalandırılacak olanlar mıyız?
İlyas Yorulmaz = “Biz öldüğümüzde, toprak ve kemik yığını olduğumuzda, diriltilip, yaptıklarımızın karşılığını mı ödeyeceğiz?”