وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ
Ve inne hâzihî ummetukum ummeten vâhıdeten ve ene rabbukum fettekûni.
ve inne | : ve muhakkak |
hâzihî | : bu |
ummetu-kum | : sizin ümmetiniz |
ummeten | : bir ümmet |
vâhıdeten | : tek, bir tek |
ve ene | : ve ben |
rabbu-kum | : sizin Rabbiniz |
fettekûni (fe ittekû-ni) | : artık bana karşı takva sahibi olun |
Diyanet İşleri = Şüphesiz bu (İslâm), tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de Rabbinizim. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki şu ümmetiniz, bir ümmetten ibârettir ve ben de Rabbinizim, artık çekinin benden.
Abdullah Parlıyan = Muhakkak ki, bu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir, çünkü hepinizin Rabbi benim, öyleyse yolunuzu, benim gönderdiğim kitaplarla bulmaya çalışın.
Adem Uğur = Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının (denildi).
Ahmed Hulusi = İşte şu tek bir ümmet olarak, sizin toplumunuzdur. . . Ben de sizin Rabbinizim, o hâlde (yaşatabileceklerimden) korunun!
Ahmet Tekin = Bir tek ümmet, yalnızca bu sizin ümmetinizdir. Bir tek din, zamanla değişmeyen tabiî hukuk kurallarını içeren din, yalnızca bu sizin dininiz, bu sizin şeriatınız İslâm’dır. Ben de sizin Rabbinizim. Bana sığının, benim emirlerime yapışın, günahlardan arınıp, azâbımdan korunun.
Ahmet Varol = Şüphesiz sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de Rabbinizim. Öyleyse benden sakının.
Ali Bulaç = İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup sakının.
Ali Fikri Yavuz = İşte bu dininiz, esasta bir tek dindir; (islâm dinidir, tevhid dinidir). Ben de Rabbinizim. Artık benden korkun.
Ali Ünal = Aynı inanç etrafında teşkil ettiğiniz bu ümmetiniz tek bir ümmettir; Ben de sizin Rabbinizim; o halde kalbiniz saygıyla dopdolu olarak Bana itaat edin, Bana karşı gelmekten sakının ve böylece korumam altına girin.
Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz bu insanlar bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana itaat ediniz.
Bekir Sadak = suphesiz bu muslumanlik, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim; oyleyse Benden sakinin.
Celal Yıldırım = Ve doğrusu bu (dininiz) bir tek yol ve şeriattır. (Her peygamber aynı esası yansıtmakla görevliydi). Ben de sizin (tek olan, eşi olmayan) Rabbınızım ; artık benden korkup (bu esasa uymayan şeylerden) sakının.
Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz bu (İslâm), tek bir din olarak sizin dininizdir. Ben de rabbinizim. Öyle ise emirlerime uygun yaşayıp azabımdan sakının!
Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz bu Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim; öyleyse Benden sakının.
Diyanet Vakfi = «Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının» (denildi).
Edip Yüksel = Sizin bu toplumunuz bir tek toplumdur. Ben sizin Rabbinizim beni sayın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve işte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve rabbınız da ben, artık hep bana korunun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve işte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve Rabbiniz de Benim; artık hep Benden korkun!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Ve işte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının.» (denildi).
Gültekin Onan = İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve ben de sizin rabbinizim; öyleyse benden korkup sakının.
Harun Yıldırım = "Şüphesiz bu (insanlar) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir; ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının" (denildi).
Hasan Basri Çantay = Şu (insanlar) birtek ümmet haalinde sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Benden korkun.
Hayrat Neşriyat = İşte gerçekten bu (ümmet-i İslâmiye) tek bir ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise benden sakının!
İbni Kesir = Şüphesiz bu; bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabb' ınızım. Ben'den korkun.
Kadri Çelik = İşte sizin ümmetiniz bir tek olan ümmettir ve ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup sakının.
Muhammed Esed = Muhakkak ki, bu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir; çünkü hepinizin Rabbi Benim; öyleyse Bana karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun!
Mustafa İslamoğlu = Kesinlikle bu (elçilerin takipçilerinden oluşan) ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin (bir tek) Rabbinizim: şu halde Bana karşı sorumluluğunuzu yerine getirin!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve muhakkak ki, bu (İslâmiyet) bir tek din olarak hepinizin dinidir. Ve ben de Rabbinizim, artık bana ittikada bulunun.
Ömer Öngüt = Şüphesiz sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. O hâlde benden korkun.
Şaban Piriş = İşte bu, önderliğiniz, tek bir önderliktir ve ben de sizin Rabbinizim, o halde benden korkun.
Sadık Türkmen = Ve şüphesiz; işte bu sizin ümmetinizdir, bir tek ümmet! Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse Benden korkup sakının!
Seyyid Kutub = Sizin de bir parçasını oluşturduğunuz şu ümmet, tek bir ümmettir, ben de sizin Rabb'inizim. Öyleyse sırf benden korkunuz.
Suat Yıldırım = Ve hepinizin dini bir tek dindir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana karşı gelmekten sakının!
Süleyman Ateş = "Ve işte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir, ben de sizin Rabbinizim, benden korkun." (dedik).
Tefhim-ul Kuran = İşte sizin ümmetiniz bir tek olan ümmettir ve ben de sizin Rabbinizim: öyleyse benden korkup sakının.
Ümit Şimşek = Şu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir; Ben ise hepinizin Rabbiyim. Onun için Bana karşı gelmekten sakının.
Yaşar Nuri Öztürk = İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ve ben de sizin Rabbinizim; o halde benden sakının!
İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki bu sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ve Ben, sizin Rabbinizim. Öyleyse Bana karşı takva sahibi olun (Bana ulaşmayı dileyin).
İlyas Yorulmaz = (Bu sizin inancınız ve yaşadığınız kurallar, bütün zamanlar içinde) Ümmetiniz (topluluğunuz) tekbir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, yalnızca benden sakınıp korunun.