ثُمَّ عَفَوْنَا عَنكُمِ مِّن بَعْدِ ذَلِكَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Summe afevnâ ankum min ba’di zâlike leallekum teşkurûn(teşkurûne).
Diyanet İşleri = Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bundan sonra gene sizi affettik, şükretmeniz gerekti.
Abdullah Parlıyan = dahası bütün bunlardan sonra belki şükredenlerden olursunuz diye, günahlarınızı affettiğimizi hatırlayın.
Adem Uğur = O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.
Ahmed Hulusi = Bu olaydan sonra sizi affetmiştik belki şükredersiniz (değerlendirirsiniz) diye.
Ahmet Tekin = Bu davranışlarınızdan sonra da, yine sizi sorgusuz sualsiz affettik. Hiç olmazsa, bu sebeple olsun şükretmelisiniz.
Ahmet Varol = Daha sonra bunun ardından belki şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Ali Bulaç = Bundan sonra, (artık) şükredesiniz diye sizi bağışladık.
Ali Fikri Yavuz = (yaptığınız fena işten tevbe ettikten) sonra sizi afvetmiştik; (size olan nimetimize) şükredesiniz diye.
Ali Ünal = Bu yaptığınızdan sonra bile, artık (bunca inayet ve nimetimizi idrakle) şükreder, (Tevhid’e bağlanarak bir daha şirke girmez ve Tevhid’in gereklerini yerine getirir)siniz diye, (şirk koşma en büyük günahlardan biri olmasına rağmen tevbe ve kefaretlerinizi kabul ederek) sizi bir defa daha affettik.
Bayraktar Bayraklı = Bu davranışınızdan sonra şükredersiniz diye sizi affetmiştik.[19]
Bekir Sadak = Sonra bunun ardindan, sukredersiniz diye, sizi bagislamistik.
Celal Yıldırım = Sonra bunun ardından da şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.
Cemal Külünkoğlu = Bunlara rağmen, (tevbe edince) şükredersiniz diye biz de sizi affetmiştik.
Diyanet İşleri (eski) = Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.
Diyanet Vakfi = O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.
Edip Yüksel = Bunlara rağmen, şükredersiniz diye sizi affettik.
Elmalılı Hamdi Yazır = sonra bunun arkasından da sizden afvettik, gerekti ki şükredecektiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra bunun arkasından da sizi bağışladık, artık şükretmeniz gerekiyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu.
Gültekin Onan = Bundan sonra, şükredersiniz diye sizi bağışladık (afevna).
Harun Yıldırım = Sonra bunun ardından belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
Hasan Basri Çantay = Bil'âhare sizi bundan sonra da afvetmişdik. Gerekdi ki şubedesiniz.
Hayrat Neşriyat = Sonra bunun arkasından sizi affettik, tâ ki şükredesiniz.
İbni Kesir = Bundan sonra sizi, şükredersiniz diye affetmiştik.
Kadri Çelik = Sonra şükredersiniz diye bunun ardından sizi affetmiştik.
Muhammed Esed = Dahası, (bütün) bunlardan sonra, belki şükredenlerden olursunuz diye bu günahınızı affettiğimiz (günleri).
Mustafa İslamoğlu = Ve sizi bunun ardından bir kez daha affettik, belki şükredersiniz diye...
Ömer Nasuhi Bilmen = Bu davranışınızdan sonra şükredersiniz diye sizi affetmiştik.[19]
Ömer Öngüt = Sonra bunun ardindan, sukredersiniz diye, sizi bagislamistik.
Şaban Piriş = Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
Sadık Türkmen = Sonra bunların ardından sizi affettik. Umulur ki, sizler şükredersiniz.
Seyyid Kutub = Sonra bu (suçunuz)un ardından belki şükredersiniz diye sizi affettik.
Suat Yıldırım = Bundan sonra şükredesiniz diye Biz sizi affettik.
Süleyman Ateş = Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.
Tefhim-ul Kuran = Bundan sonra belki şükredersiniz diye sizi bağışladık.
Ümit Şimşek = Ondan sonra, olur da şükredersiniz diye, Biz sizi yine bağışlamıştık.
Yaşar Nuri Öztürk = Belki şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik.
İskender Ali Mihr = Sonra sizi, bunun (buzağıyı ilâh edinmenin) ardından affettik. Umulur ki böylece siz şükredersiniz.
İlyas Yorulmaz = Belki şükredersiniz diye, bu olaydan sonra sizi affetmiştik.