قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَى
Kâle fe mâ bâlul kurûnil ûlâ.
Diyanet İşleri = Firavun, “Ya geçmiş nesillerin hâli ne olacak?” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Firavun, peki, önce gelenlerin halleri ne olacak dedi.
Abdullah Parlıyan = Firavun: “Peki, bizden önce gelip geçen ilk asırlardaki insanların hali ne olacak?” dedi.
Adem Uğur = Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
Ahmed Hulusi = (Firavun) sordu: "Peki ya eski nesillerin hâli nice olur (çünkü görmediler)?"
Ahmet Tekin = Firavun:'Öyleyse, Allah’ın birliğini tasdik etmeyen, putlara tapan önceki nesillerin hali ne olacak?' dedi.
Ahmet Varol = (Firavun) dedi ki: 'Peki ilk nesillerin durumu nedir?'
Ali Bulaç = (Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?"
Ali Fikri Yavuz = Firavun dedi ki: Öyleyse geçmiş asırlar halkının hali nedir (ölümlerinden sonra saadette midirler, şekavette midirler?)
Ali Ünal = Firavun, “Madem öyle,” dedi, “ya daha önce yaşamış gitmiş ve artık kendilerinden haber alınamadığı gibi, izleri de kalmamış nesiller ne olacak; yaptıklarının karşılığını nasıl görecekler?”
Bayraktar Bayraklı = Firavun, “Öyleyse önceki nesillerin durumu nedir?” dedi.
Bekir Sadak = Firavun: «Oyleyse onceki nesillerin durumu ne oluyor?» dedi.
Celal Yıldırım = Fir'avn, «ya öyle ise gelip geçen nesillerin durumu ne oluyor ?» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (Firavun:) “Öyle ise önceki toplumların hali ne olacak?” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = Firavun: 'Öyleyse önceki nesillerin durumu ne oluyor?' dedi.
Diyanet Vakfi = Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
Edip Yüksel = 'Peki geçmiş nesillerin hali ne olacak,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Dedi: ya öyle ise kurun-ı ûlâ'nın hali ne?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Firavun: «Ya, öyle ise, önceki milletlerin durumu nedir?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Firavun : «Öyleyse geçmiş asırlar (daki insanlar)ın durumu nedir?» dedi.
Gültekin Onan = (Firavun) Dedi ki: "İlk çağlardaki nesillerin durumu nedir öyleyse?"
Harun Yıldırım = Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi.
Hasan Basri Çantay = (Fir'avn) dedi: «Öyleyse evvelki (geçmiş) asırlar (halkın) ın haali nedir»?
Hayrat Neşriyat = (Fir'avun:) 'Öyle ise (putlara tapan) önceki nesillerin hâli ne olacak?' dedi.
İbni Kesir = Öyle ise önceki nesillerin durumu nedir? dedi.
Kadri Çelik = (Firavun) Dedi ki: “Öyle ise, önceki nesillerin hali ne olacak?”
Muhammed Esed = (Firavun:) "Peki" dedi, "ya önceki kuşakların durumu ne oldu?"
Mustafa İslamoğlu = (Firavun): "İyi ama" dedi, "ya önceki kuşakların durumu ne olacak?"
Ömer Nasuhi Bilmen = (Fir'avun) Dedi ki: «Öyle ise evvelki ümmetlerin hali neden ibarettir?»
Ömer Öngüt = “Peki ya, ilk nesillerin hâli ne olacak?” dedi.
Şaban Piriş = -Önceki nesillerin durumu ne olacak? dedi.
Sadık Türkmen = (Firavun) dedi ki: “Öyleyse önceki nesillerin durumu nedir?”
Seyyid Kutub = Firavun «Peki, bizden önceki kuşakların durumu ne olacak?» dedi.
Suat Yıldırım = Firavun dedi ki: "Peki o zaman, önceki nesillerin durum ve âkıbeti ne olur?"
Süleyman Ateş = (Fir'avn): "Peki ya ilk nesillerin hali ne olacak?" dedi.
Tefhim-ul Kuran = (Firavun) Dedi ki: «İlk çağlardaki kuşakların durumu nedir öyleyse?»
Ümit Şimşek = Firavun 'Peki, öncekilerin hali ne olacak?' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Peki, ilk nesillerin hali ne olacak?"
İskender Ali Mihr = (Firavun): “Öyleyse evvelki nesillerin durumu nedir?” dedi.
İlyas Yorulmaz = Firavun “Peki öyleyse, daha önceki kasabalarda yaşayanların durumu nedir?” dedi.