قَدْ قَالَهَا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَمَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Kad kâlehâllezîne min kablihim fe mâ agnâ anhum mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
Diyanet İşleri = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamamıştı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten, onlardan öncekiler de bu sözü söylemişlerdi de kazandıkları şeylerin, onlara hiçbir faydası dokunmamıştı.
Abdullah Parlıyan = Onlardan önce yaşamış olanların çoğu da kendi kendilerine aynı şeyi söylemişlerdi, ama elde ettikleri şeyler kendilerine bir yarar sağlamadı.
Adem Uğur = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Ahmed Hulusi = Onlardan öncekiler de gerçekten onu söylemişti. . . (Ama) kazandıkları şeyler onlara bir fayda vermedi.
Ahmet Tekin = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti. Ama, çalışıp kazanmaya devam ettikleri geçici dünya malı onlara fayda sağlamadı, onları kurtaramadı.
Ahmet Varol = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları kendilerine bir yarar sağlamamıştı.
Ali Bulaç = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Ali Fikri Yavuz = Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı.
Ali Ünal = Onlardan önce gelip, (aynı tavır içinde olanlar da) böyle söylemişlerdi; ama kazandıkları da, başarıları da, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiçbir fayda vermedi.
Bayraktar Bayraklı = Bunu onlardan öncekiler de söylemişlerdi de, kazandıkları kendilerine hiçbir fayda vermemişti.
Bekir Sadak = Bunu onlardan oncekiler de soylemisti, ama kazandiklari seyler onlara fayda vermedi.
Celal Yıldırım = Onlardan öncekiler de böyle demişti, ama elde ettikleri şeyler kendilerine yarar sağlamadı, (kurtarıcı da olmadı)
Cemal Külünkoğlu = Kendilerinden öncekiler de aynı şeyi söylemişlerdi, ancak kazandıkları şeylerin (azaba karşı) kendilerine hiç bir faydası olmadı.
Diyanet İşleri (eski) = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Diyanet Vakfi = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Edip Yüksel = Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiç bir yararı dokunmadı
Elmalılı Hamdi Yazır = Onu bunlardan evvelkiler de söyledi fakat o kazandıkları kendilerini kurtarmadı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onu bunlardan öncekiler de söyledi, fakat o kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.
Gültekin Onan = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Harun Yıldırım = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Hasan Basri Çantay = Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş,
Hayrat Neşriyat = Muhakkak ki onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi; ama kazanageldikleri şeyler kendilerine bir fayda vermedi.
İbni Kesir = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları şey, kendilerine bir fayda vermemişti.
Kadri Çelik = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onları (hiçbir şeyden) müstağni kılmadı.
Muhammed Esed = Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu da kendi kendilerine) aynı şeyi söylemişlerdi; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi:
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu onlardan öncekiler de böyle demiştiler: fakat kazana geldikleri şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır.
Ömer Öngüt = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Amma kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.
Şaban Piriş = Kendilerinden öncekiler de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.
Sadık Türkmen = Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama onlara, kazanmış oldukları şeyler hiçbir fayda sağlamadı.
Seyyid Kutub = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ancak kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.
Suat Yıldırım = Kendilerinden önce gelip geçenler de böyle dediler, ama kazandıkları servet, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiç fayda etmedi.
Süleyman Ateş = Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama kazandıkları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.
Tefhim-ul Kuran = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.
Ümit Şimşek = Onlardan öncekiler de böyle demişti; fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
İskender Ali Mihr = Onlardan öncekiler de (böyle) söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir fayda vermedi.
İlyas Yorulmaz = Onlardan öncekilerde aynı şeyleri söylemişlerdi de, kazandıkları şeyler onlara hiçbir fayda sağlamadı.