قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَتَاكُمْ عَذَابُهُ بَيَاتًا أَوْ نَهَارًا مَّاذَا يَسْتَعْجِلُ مِنْهُ الْمُجْرِمُونَ
Kul e raeytum in etâkum azâbuhu beyâten ev nehâren mâzâ yesta'cilu minhul mucrimûn(mucrimûne).
kul | : de, söyle |
e raeytum | : siz gördünüz mü (düşündünüz mü, görüşünüz nedir, reyiniz nedir) |
in etâ-kum | : şâyet size gelse |
azâbu-hu | : onun azabı |
beyâten | : geceleyin, gece |
ev nehâren | : veya gündüzleyin, gündüz |
mâzâ | : ne, nedir |
yesta’cilu | : acele olarak isterler |
min-hu | : ondan |
el mucrimûne | : mücrimler, suçlular |
Diyanet İşleri = De ki: “Söyleyin bakalım, O’nun azabı size geceleyin veya gündüzün (ansızın) gelecek olsa, suçlular bunun hangisini acele isterler?!” (Bunların hiçbiri istenecek bir şey değildir.)
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Azâbı geceleyin, yahut gündüzün birdenbire gelip çatarsa ne yaparsınız, söyleyin bakalım. Suçlular, azâbın çabucak gelmesini ne diye isterler ki?
Abdullah Parlıyan = De ki: Ya bir gece vakti, ya da güpegündüz eğer O'nun azabı başınıza koparsa, ne yapacaksınız hiç düşündünüz mü? Günaha gömülüp gitmiş bir toplumun, bu azabı acele istemesinin sebebi ne olabilir ki?
Adem Uğur = De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
Ahmed Hulusi = De ki: "Gördünüz mü (düşünün bakalım), şayet O'nun azabı gece veya gündüzün bir anında gelmiş olsa, (söyleyin) suçlular neyi acele isterler?"
Ahmet Tekin = 'Hiç düşündünüz mü? Allah’ın azâbının size geceleyin, uykuda veya güpe-gündüz gelmesi kesinse eğer, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, bu cezayı alelacele istemelerini gerektirecek ne gibi sebepleri olabilir?' de.
Ahmet Varol = De ki: 'O'nun azabı size gece vakti veya gündüz gelirse (ne yapabilirsiniz ki?). Ne diye suçlular onun acele olarak gelmesini istiyorlar?'
Ali Bulaç = De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"
Ali Fikri Yavuz = De ki: “- Bana haber verin: Allah’ın azabı, geceleyin yatarken veya gündüzün meşguliyetinde size gelip çatarsa (ne yaparsınız?) artık onu, günahkârların acele olarak istemelerine sebep nedir?
Ali Ünal = De ki: “Allah’ın cezası size gece veya gündüz gelip sizi yakalayıverse ne yapabilirsiniz, hiç düşündünüz mü?” Böyle iken, hayatları günah hasadından ibaret olan inkârcı suçlular neye güvenerek bu cezanın hemen gelivermesini istiyorlar?
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Ne dersiniz? Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüz vaktinde gelirse ne yaparsınız? Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar?”
Bekir Sadak = De ki: «Allah'in azabi size gece veya gunduz gelirse, ne yaparsiniz? Suclular neye bunda acele ediyorlar?»
Celal Yıldırım = De ki: Allah'ın azabı ya gecelerken, ya da gündüzleyin gelecek olursa, suçlu günahkârlar bundan (hangisini) acele istiyorlar?
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Söyleyin bakalım, eğer size O'nun azabı bir gece vakti, ya da gündüzün gelecek olursa ne yaparsınız? Günahkârlar onu aceleyle niye istiyor?”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Allah'ın azabı size gece veya gündüz gelirse, ne yaparsınız? Suçlular neye bunda acele ediyorlar?'
Diyanet Vakfi = De ki: (Ey müşrikler!) Ne dersiniz? Allah’ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse (ne yaparsınız?). Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar!
Edip Yüksel = De ki: 'O'nun azabı ister gece veya gündüz gelsin, ama neden suçlular o konuda acele içindedirler?'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: söyleyin bakayım şayed size onun azâbı yatarken veya gündüzün gelecekse mücrimler bunun hangisini isti'cal ediyorlar?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Ne dersiniz, şayet O'nun azabı size yatarken veya gündüzün gelecek olsa, suçlular bunlardan hangisinin hemen gelmesini isterler?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «O'nun azabı size geceleyin uykuda veya güpe gündüz gelecek olsa, ne dersiniz? Günahkârların onu alelacele istemeleri için ne sebep vardır?»
Gültekin Onan = De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkarlar (cürüm ehli), bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"
Harun Yıldırım = De ki: “Ya O’nun azabı geceleyin veya gündüzün size gelip çatarsa; söyleyin bana o suçlugünahkârlar onun nesini acele isterler?”
Hasan Basri Çantay = De ki: «Ya Onun (Allahın) azabı geceleyin, yahud gündüzün size gelib çatarsa (ne yapacaksınız?) söyleyin bana. Günahkârların ona olan isti'câli (ne sebeb) nedir»?
Hayrat Neşriyat = De ki: 'Söyleyin bakalım! Ya O’nun azâbı geceleyin veya gündüzün size gelirse! O günahkârlar bundan hangisini acele istiyor(lar)?'
İbni Kesir = De ki: Görmüyor musunuz, ya Allah'ın azabı size gece veya gündüz gelirse? Suçlular neden bunu acele istiyorlar?
Kadri Çelik = De ki: “Allah'ın azabı size gece veya gündüz gelirse, suçlular bunlardan hangisini acele ile isterler?”
Muhammed Esed = De ki: "Ya bir gece vakti, ya da güpegündüz, eğer O'nun azabı başınızda koparsa, (neler hissedebileceğinizi) hiç düşündünüz mü? Günaha gömülüp gitmiş bir toplumun bunu tezlikle istemesini gerektirecek nasıl bir umudu olabilir ki?
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Baksanıza! Tutun ki O'nun azabı bir gece ya da bir gündüz çıkageldi; günaha batmış olanlar ne (elde edeceklerini umarak) onu çabuklaştırmak istiyorlar?"
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Bana haber veriniz! Eğer size onun azabı geceleyin veya gündüzün gelirse günahkârlar ondan neyi isti'câl ediveriyorlar?»
Ömer Öngüt = De ki: “Allah'ın azabı size geceleyin veya gündüzün gelirse ne yaparsınız? Söyleyin! Suçlular ondan hangisini istemekte acele ediyorlar?”
Şaban Piriş = De ki: -Allah’ın azabı size gece veya gündüz gelirse ne yaparsınız? Suçlular onu ne acele istiyorlar?!
Sadık Türkmen = De ki: “Düşündünüz mü hiç? Eğer O’nun azabı; size, geceleyin veya gündüzün geliverirse!..” Suçlu günahkarlar bunu ne diye acele istiyorlar ki?
Seyyid Kutub = De ki; «Allah'ın azabı diyelim ki; gündüz ya da gece başınıza geldi. Suçlular bunun bir an önce gerçekleşmesini niye isterler ki?
Suat Yıldırım = De ki: "Ne dersiniz, şayet O’nun azabı size ha yatarken gelmiş, ha gündüzün! Mücrimlerin, bunlardan birini çarçabuk istemelerine ne sebep var ki!
Süleyman Ateş = De ki: "Bakın, eğer O'nun azâbı size geceleyin, ya da gündüzün gelirse... Suçlular bun(lar)dan hangisini acele istiyor?"
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu günahkâr olanlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?»
Ümit Şimşek = De ki: Söyleyin bana, Allah'ın azabı gece uyurken veya gündüz vakti size gelecek olsa-bu mudur mücrimlerin çabuklaştırılmasını istedikleri şey?
Yaşar Nuri Öztürk = Şöyle söyle: "Diyelim O'nun azabı size gündüzün veya geceleyin gelecektir. Suçlular bunlardan hangisini aceleyle ister?"
İskender Ali Mihr = De ki: “O’nun azabı şâyet gece veya gündüz size gelse (ne olur) düşündünüz mü (gördünüz mü)? Mücrimlerin (suçluların) O’ndan acele istediği nedir?”
İlyas Yorulmaz = Deki “Bakın, gece veya gündüz Allah’ın azabı size gelse (ne yapabilirsiniz ki?), suçluların bu azabı acilen istemelerinin sebebi nedir?”