وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ لِمَ تُؤْذُونَنِي وَقَد تَّعْلَمُونَ أَنِّي رَسُولُ اللَّهِ إِلَيْكُمْ فَلَمَّا زَاغُوا أَزَاغَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ
Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi lime tû'zûnenî ve kad ta'lemûne ennî resûlullâhi ileykum, fe lemmâ zâgû ezâgallâhu kulûbehum, vallâhu lâ yehdîl kavmel fâsikîn(fâsikîne).
ve iz | : ve olmuştu |
kâle | : dedi |
mûsâ | : Musa |
li kavmi-hî | : kavmine |
yâ | : ey |
kavmi | : kavmim |
lime | : niçin |
tu’zûne-nî | : siz bana eziyet ediyorsunuz |
ve kad | : ve olmuştu |
ta’lemûne | : biliyorsunuz |
en-nî | : muhakkak ki ben |
resûlu allâhi | : Allah’ın Resûl’ü |
ileykum | : size, sizin için |
fe | : artık |
lemmâ | : olunca |
zâgû | : döndüler |
ezâga | : döndürdü, çevirdi |
allâhu | : Allah |
kulûbe-hum | : onların kalpleri |
ve allâhu | : ve Allah |
lâ yehdî | : hidayete erdirmez |
el kavme | : kavim |
el fâsikîne | : fasıklar, fıska düşenler, Allah yolundan sapanlar |
Diyanet İşleri = Hani Mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve an o zamânı ki hani Mûsâ, kavmine, ey kavmim demişti, ne diye beni incitirsiniz ve gerçekten de bilirsiniz ki ben, şüphe yok ki Allah'ın gönderdiği peygamberim size; derken onlar, eğrilince Allah da gönüllerini gerçekten bâtıla meylettirdi ve Allah, buyruktan çıkan topluluğu doğru yola sevketmez.
Abdullah Parlıyan = Hani bir zamanlar Musa kendi milletine; “Ey milletim!” demişti. “Neden beni incitip üzüyorsunuz, oysa siz gerçekten benim, Allah'ın peygamberi olduğumu biliyorsunuz.” Ne zamanki onlar haktan batıla meyledip saptılar, Allah da onların kalplerini hakkı kabul etmekten uzak tutup, eğik hale getirdi. Allah ilâhî yasaları çiğneyen ve Allah'ın yolundan dışarı çıkan toplumları doğru yola iletmez.
Adem Uğur = Bir zaman Musa kavmine: Ey kavmim! Benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz? demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah, fâsıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
Ahmed Hulusi = Hani Musa kavmine dedi ki: "Ey kavmim. . . Size (irsâl olmuş) Rasûlullâh olduğumu bildiğiniz hâlde niçin bana eziyet ediyorsunuz?". . . Onlar (Hak'tan) saptıklarında, Allâh onların kalplerini (Hak'tan) döndürdü (gerçeği algılayamazlar artık)! Allâh, inancı bozulmuş toplumu hakikate erdirmez!
Ahmet Tekin = Hani Musa kavmine:'Ey kavmim, benim Allah’ın Rasulü olduğumu bildiğiniz halde, niçin beni incitiyorsunuz?' demişti. Onlar hak yoldan ayrılıp sapınca, Allah da onların düşüncelerini, kalplerini haktan, doğruluktan ayırdı. Allah doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden fâsık, âsi ve bozguncu bir toplumu doğru yola sevketme lütfunda bulunmaz, başarıya ulaştırmaz.
Ahmet Varol = Hani Musa kavmine demişti ki: 'Ey kavmim! Beni niçin incitiyorsunuz? Oysa benim Allah'ın, size gönderilmiş bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz.' Onlar eğrilince [1] Allah da kalplerini eğriltti. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola eriştirmez.
Ali Bulaç = Hani Musa, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" İşte onlar eğrilip sapınca Allah da onların kalplerini eğriltip saptırmış oldu. Allah, fasık bir kavmi hidayete erdirmez.
Ali Fikri Yavuz = Hani, bir vakit Mûsa kavmine şöyle demişti: “-Ey kavmim! Benim, size Allah’ın peygamberi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyyet ediyorsunuz?” Vaktaki hakdan saptılar, Allah da kalblerini hidayetten çevirdi. Allah fâsık (kâfirler) topluluğunu hidayete erdirmez.
Ali Ünal = Hani bir vakit Musa halkına, “Ey halkım” demişti, “Benim size gönderilmiş Allah’ın rasûlü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana böyle eziyet edip duruyorsunuz?” Onlar, bu şekilde kayma ifade eden davranışlarda bulunanca, Allah da kalblerini (haktan) kaydırdı. Allah, böyle büyük günahlarda direten (zalim) bir halkı doğruya ulaştırmaz.
Bayraktar Bayraklı = Bir zamanlar Mûsâ, halkına şöyle demişti: “Ey kavmim! Niçin beni üzüyorsunuz? Oysa, siz benim Allah'ın size gönderdiği peygamber olduğumu biliyorsunuz.” Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah günaha gömülüp giden bir toplumu doğru yola iletmez.[635]
Bekir Sadak = Musa milletine: «Ey milletim! Beni nicin incitirsiniz!? Oysa, benim size gonderilmis Allah'in bir peygamberi oldugumu biliyorsunuz» demisti. Ama onlar yoldan sapinca, Allah da onlarin kalblerini saptirmisti. Allah, yoldan cikan milleti dogru yola eristirmez.
Celal Yıldırım = Hani bir zaman Musa, kendi milletine, «ey milletim !» demişti, «neden beni incitip üzüyorsunuz ? Oysa siz, gerçekten benim Allah'ın peygamberi olduğumu biliyorsunuz.» Ne vakit ki, onlar (haktan bâtıla) meyledip saptılar, Allah da onların kalblerini (hakkı kabulden uzak tutup) eğik hale getirdi. Allah, hakkın sınırlarını çiğneyip yozan milleti doğru yola çıkarmaz.
Cemal Külünkoğlu = Hani Musa kavmine: “Ey kavmim! Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde neden bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini (doğru yoldan) saptırdı. Allah, hakkın sınırlarını çiğneyen toplumu doğru yola iletmez.
Diyanet İşleri (eski) = Musa milletine: 'Ey milletim! Beni niçin incitirsiniz? Oysa, benim size gönderilmiş Allah'ın bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz' demişti. Ama onlar yoldan sapınca, Allah da onların kalblerini saptırmıştı. Allah, yoldan çıkan milleti doğru yola eriştirmez.
Diyanet Vakfi = Bir zaman Musa kavmine: Ey kavmim! Benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz? demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah, fâsıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
Edip Yüksel = Hani Musa, halkına: 'Ey halkım, benim, ALLAH'ın bir elçisi olarak size geldiğimi bildiğiniz halde neden beni incitiyorsunuz?' demişti. Onlar eğrilince, ALLAH ta kalplerini eğriltti. ALLAH yoldan çıkmış toplulukları doğruya ulaştırmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve hani bir vakıt Musâ kavmına şöyle demişti: Ey kavmim! Benim size Allahın Resulü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana ezâ ediyorsunuz? Sonra vakta ki yamıklık ettiler Allah da kalblerini yamılttı, öyle ya Allah fasıklar güruhunu doğru yola çıkarmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hani bir zaman Musa kavmine: «Ey kavmim, benim size (gönderilmiş) Allah'ın peygamberi olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?» demişti. Sonra onlar yamukluk edince, Allah'da kalplerini yamulttu. Öyle ya, Allah fasıklar güruhunu doğru yola çıkarmaz!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir zaman Musa, kavmine: «Ey kavmim! Benim, Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?» demişti. Onlar eğrilince, Allah da kalblerini eğriltti. Allah fasıkları doğru yola iletmez.
Gültekin Onan = Hani Musa kavmine demişti ki: "Ey kavmim gerçekten benim sizin için Tanrı'dan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?" İşte onlar eğrilip sapınca Tanrı da onların kalplerini eğriltip saptırmış oldu. Tanrı, fasıklar kavmini hidayete erdirmez.
Harun Yıldırım = Hani Musa kavmine demişti ki: “Ey kavmim, gerçekten benim Allah’ın size rasulü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?” Onlar sapınca Allah da kalplerini saptırmış oldu. Muhakkak ki Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
Hasan Basri Çantay = Hani Musa, kavmine «Ey kavmim, benim, size hakıykaten Allahın peygamberi (olarak gönderilmiş) olduğumu bildiğiniz halde niçin beni ezâlandırıyorsunuz»? demişdi. İşte onlar (Hakdan) sapıb eğrildikleri zaman Allah da onların kalblerini (hidâyetden) döndürdü. Allah faasıklar güruhuna hidâyet etmez.
Hayrat Neşriyat = Ve bir zaman Mûsâ, kavmine: 'Ey kavmim! Şübhesiz benim, Allah’ın size(gönderdiği) peygamberi olduğumu gerçekten bildiğiniz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?' demişti. Fakat (onlar, haktan sapmaya) meyledince, Allah (da) onların kalblerini eğriltti. Çünki Allah, (ısrarla küfre meyleden) fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez.
İbni Kesir = Hani Musa, kavmine demişti ki: Ey kavmim, niçin bana eziyet verirsiniz? Halbuki benim size gerçekten Allah'ın rasulü olduğumu biliyorsunuz. Fakat onlar yoldan sapınca; Allah da onların kalblerini saptırmıştı. Ve Allah; fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.
Kadri Çelik = Hani Musa, kendi kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” İşte onlar eğrilip sapınca Allah da onların kalplerini eğriltip saptırmış oldu. Allah, fasık olan bir kavmi hidayete erdirmez.
Muhammed Esed = Vaktiyle Musa, kavmine: "Size Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde neden beni üzüyorsunuz?" dedi(ğinde kasdettiği şey işte bu gerçekti). Böylece onlar doğru yoldan saptıklarında Allah da kalplerinin hakikatten sapmasına izin verdi; çünkü Allah günaha gömülüp gitmiş bir toplumu doğru yola çıkarmaz.
Mustafa İslamoğlu = (Sizin bu durumunuz), Musa'nın kavmine "Ey kavmim! Benim Allah'ın elçisi olduğumu çok iyi bildiğiniz halde niçin beni üzüyorsunuz?" (dediği) zaman ki durumu hatırlatıyor. Ve onlar ne zaman yoldan saptılarsa, Allah da onların kalplerinin sapmasına izin verdi: zira Allah, yoldan sapmış bir topluluğu (onun iradesi hilafına) asla rehberliğini bahşetmez.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve bir vakit ki, Mûsa kavmine dedi ki: «Ey kavmim! Ne için bana eziyet veriyorsunuz? Ve halbuki, benim sizin için bir Allah resûlü olduğumu şüphe yok ki, bilirsiniz.» Vaktâ ki, onlar (Hak'tan) döndüler. Allah Teâlâ da, onların kalplerini döndürdü ve Allah fâsıklar olan kavme hidâyet etmez.
Ömer Öngüt = Bir zamanlar Musa kavmine: "Ey kavmim! Beni niçin incitiyorsunuz? Halbuki benim, Allah'ın size gönderdiği bir peygamberi olduğumu biliyorsunuz!" demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah da onların kalplerini saptırmıştı. Allah fâsıklar gürûhunu doğru yola iletip hidayete erdirmez.
Şaban Piriş = Hani Musa, kavmine: -Ey kavmim, benim Allah’ın size gönderdiği elçisi olduğumu iyi bildiğiniz halde ne diye beni üzüyorsunuz? demişti. Onlar sapınca, Allah da onların kalplerini eğriltmişti. Allah, fasık kavme yol göstermez.
Sadık Türkmen = Hani mûsâ kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği Rasûl’ü olduğumu, bilip durduğunuz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca, Allah ta kalplerini sapıklıkta bıraktı. Allah fasıklar topluluğunu (zorla) doğru yola iletmez.
Seyyid Kutub = Musa kavmine: «Ey kavmim! Benim Allah'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?» demişti. Onlar yoldan sapınca Allah da kalplerini saptırmıştı. Allah, yoldan çıkan milleti doğru yola eriştirmez.
Suat Yıldırım = Hani bir vakit Mûsa kendi milletine "Ey benim milletim!" demişti, "Benim Allah’ın Resulü olduğumu bildiğiniz halde niçin bana böyle eziyet ediyorsunuz?" Onlar batıla meyledince, Allah da onların kalplerini hakkı kabul etmekten, hakka meyletmekten uzaklaştırdı. Öyle ya, Allah yoldan çıkmakta direten bir güruha hidâyet etmez, onları, emellerine ulaştırmaz.
Süleyman Ateş = Bir zaman Mûsâ, kavmine: "Ey kavmim, benim, Allâh'ın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti. Onlar eğrilince Allâh da kalblerini eğriltti. Allâh, yoldan çıkanları doğru yola iletmez.
Tefhim-ul Kuran = Hani Musa, kendi kavmine demişti ki: «Ey kavmim, gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?» İşte onlar eğrilip sapınca Allah da onların kalplerini eğriltip saptırmış oldu. Allah, fasık olan bir kavmi hidayete erdirmez.
Ümit Şimşek = Hani Musa kavmine 'Ey kavmim,' demişti. 'Benim size Allah tarafından gönderilmiş peygamber olduğumu bile bile niçin bana eziyet ediyorsunuz?' Onlar haktan sapınca Allah da kalplerini haktan ayırdı. Çünkü yoldan çıkmış bir topluluğu Allah amaçlarına eriştirmez.
Yaşar Nuri Öztürk = Hani, Mûsa, toplumuna şöyle demişti: "Ey toplumum! Benim size gönderilen Allah elçisi olduğumu bilip durduğunuz halde, beni neden incitiyorsunuz?" Onlar bozulup sapınca Allah da onların kalplerini eğriltti. Çünkü Allah, sapıklardan oluşmuş bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
İskender Ali Mihr = Ve Hz. Musa, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Muhakkak ki ben, sizin için Allah’ın Resûl’üyüm, (böyle) olduğumu bildiğiniz halde niçin bana eziyet ediyorsunuz?” Artık onlar (Hakk’tan) dönünce, Allah da onların kalplerini döndürdü. Allah, fâsıklar kavmini hidayete erdirmez.
İlyas Yorulmaz = Musa kavmine “Siz, benim size gönderdiği Allah’ın elçisi olduğumu kesin olarak bildiğiniz halde, niçin beni üzüp duruyorsunuz? Diye sordu. (Musa’nın kavmi) Saptıklarında, Allah da onların kalplerini saptırdı. Allah yoldan çıkmış bir topluluğu doğru yola iletmez.