وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا
Ve bussetil cibâlu bessâ(bessen).
ve busset(i) | : ve ufalandı, dağıtıldı, parçalandı (dağların gravitasyon bağları koparıldı) |
el cibâlu | : dağlar |
bessen | : ufalanarak, parçalanarak, toz haline gelerek |
Diyanet İşleri = (3-7) Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve dağlar, paramparça olunca.
Abdullah Parlıyan = ve dağlar ufalana ufalana,
Adem Uğur = Dağlar parçalandığı,
Ahmed Hulusi = Dağlar (bedendeki organlar) hurdahaş edildiğinde,
Ahmet Tekin = Dağlar parçalanıp toz duman olarak serpilir.
Ahmet Varol = Dağlar bir serpilişle serpildiği,
Ali Bulaç = Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı,
Ali Fikri Yavuz = Ve dağlar (toz halinde) bir serpiliş serpilince,
Ali Ünal = Dağlar parçalanıp darmadağın edildiği
Bayraktar Bayraklı = (4-7) Yer şiddetle sarsıldığında, dağlar paramparça olup, etrafa saçılan toz haline geldiğinde ve sizler de üç sınıfa ayrıldığınızda.
Bekir Sadak = (4-7) Ey insanlar! Yer sarsildikca sarsildigi, daglar ufalandikca ufalanip da toz duman haline geldigi zaman, siz de uc sinif olursunuz.
Celal Yıldırım = (5-6) Dağlar tuz-buz olup parçalandığı, toz halinde dağıldığı zaman,
Cemal Külünkoğlu = (4-7) Yeryüzü şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı ve dağlar paramparça olup, toz toprak haline geldiği zaman, sizler üç sınıfa ayrılırsınız.
Diyanet İşleri (eski) = (4-7) Ey insanlar! Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz.
Diyanet Vakfi = Dağlar parçalandığı,
Edip Yüksel = Ve dağların paramparça edileceği zaman,
Elmalılı Hamdi Yazır = Dağlar bir serpiliş serpildiği
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = dağlar serpildikçe serpildiği,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dağlar serpildikçe serpildiği
Gültekin Onan = Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı,
Harun Yıldırım = Ve dağlar parça parça ufalandığı zaman,
Hasan Basri Çantay = dağlar didik didik parçalanmışdır,
Hayrat Neşriyat = (4-6) (Ey insanlar!) Yer (şiddetli) bir sarsılışla sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp yayılmış toz toprak hâline geldiği zaman!
İbni Kesir = Dağlar, ufalandıkça ufalandığı;
Kadri Çelik = Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı.
Muhammed Esed = ve dağlar ufalana ufalana,
Mustafa İslamoğlu = ve dağlar paramparça olup
Ömer Nasuhi Bilmen = (4-6) O zaman yer, şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir.
Ömer Öngüt = Dağlar parçalandığı zaman!
Şaban Piriş = Dağlar paramparça olduğu
Sadık Türkmen = Dağlar serpildikçe serpildiği,
Seyyid Kutub = Dağlar paramparça olup,
Suat Yıldırım = Dağlar darmadağın edilip parçalandığı,
Süleyman Ateş = Dağlar serpildikçe serpildiği,
Tefhim-ul Kuran = Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı,
Ümit Şimşek = Dağlar paramparça olduğunda,
Yaşar Nuri Öztürk = Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,
İskender Ali Mihr = Ve dağlar ufalanarak parçalanmıştır.
İlyas Yorulmaz = Dağlar parça parça olup,