وَمَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍ مِّنَ الرَّحْمَنِ مُحْدَثٍ إِلَّا كَانُوا عَنْهُ مُعْرِضِينَ
Ve mâ ye’tîhim min zikrin miner rahmâni muhdesin illâ kânû anhu mu’ridîn(mu’ridîne).
ve mâ ye’tî-him | : ve onlara gelmez |
min zikrin | : (zikirden) bir zikir |
min er rahmâni | : Rahmân’dan |
muhdesin | : yeni |
illâ | : ancak, sadece |
kânû | : oldular |
an-hu | : ondan |
mu’ridîne | : yüz çevirenler |
Diyanet İşleri = Rahmân’dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rahman katından, Kur'ân'ın yeni bir âyeti indi mi, hemen yüz çevirirler ondan.
Abdullah Parlıyan = Fakat biz, böyle olmasını istemedik. Öyleyse sen, kendini yorma ve sıkıntıya sokma ve bu yüzden onlara ne zaman Rahmandan uyarıcı, hatırlatıcı yeni bir mesaj gelse, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Adem Uğur = Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Ahmed Hulusi = Ne zaman kendilerine Rahman'dan yeni bir hatırlatma gelse, hep ondan yüz çevirirler.
Ahmet Tekin = Kendilerine, Rahmet sahibi Rahman olan Allah’tan, okunması ibadet olan övünç kaynağı Kur’ân âyetleri, yeni bir öğüt gelir gelmez, ille de ondan yüz çeviriyorlar, tebliği engelliyorlar.
Ahmet Varol = Rahman'dan onlara ne zaman yeni bir uyarı gelse mutlaka ondan yüz çevirirler.
Ali Bulaç = Onlara Rahman (olan Allah)'tan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine, Rahman’dan yeni bir öğüt her geldikçe, muhakkak ondan yüz çevirici olmuşlardır.
Ali Ünal = Ne zaman kendilerine Rahmân’dan yeni bir öğüt, bir talimat ve ikaz gelse, mutlaka hoşnutsuzluk içinde ona arkalarını dönüp uzaklaşıyorlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlara Rahmân'dan hiçbir yeni hatırlatma gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Bekir Sadak = Rahman'dan kendilerine gelen her yeni ogutten mutlaka yuz cevirirler.
Celal Yıldırım = Onlara Rahmân'dan ne kadar yeni bir öğüt geldiyse mutlaka ondan yüzçevirdiler.
Cemal Külünkoğlu = Onlar, Rahman'dan kendilerine yeni bir öğüt gelince, kesinlikle ondan yüz çevirirler.
Diyanet İşleri (eski) = Rahman'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler.
Diyanet Vakfi = Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Edip Yüksel = Her ne zaman Rahman'dan kendilerine yeni bir mesaj gelse, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber Rahmandan kendilerine yeni bir zikir gelmiyor ki ondan yüz çevirmiş olmasınlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla beraber Rahman'dan kendilerine yeni bir öğüt gelmiyor ki, ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bununla beraber kendilerine O Rahmân'dan yeni bir öğüt gelmeyedursun, ille ondan yüz çevirirler.
Gültekin Onan = Onlara Rahmandan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.
Harun Yıldırım = Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Hasan Basri Çantay = Kendilerine O çok esirgeyici (Allah) dan (vahy ile) yeni bir öğüd gelmeye dursun, ille bundan yüz çeviricidirler onlar.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki onlara Rahmân’dan hiçbir yeni nasîhat gelmez ki ondan yüz çevirici kimseler olmasınlar!
İbni Kesir = Onlara Rahman'dan bir öğüt geldiğinde, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Kadri Çelik = Onlara Rahman'dan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.
Muhammed Esed = (Ama Biz böyle olsun istemedik:) ve bu yüzden, onlar da, ne zaman Rahman'dan hatırlatıcı, uyarıcı yeni bir mesaj gelse, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Mustafa İslamoğlu = Ama onlara Rahman'ın katından yeni bir hatırlatıcı mesaj gelse, kesinlikle ondan yüz çevirirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlara Rahmân tarafından yeni bir mev'ize gelmez ki, illâ ondan kaçınır bir halde olmuşlardır.
Ömer Öngüt = Onlara Rahman'dan yeni bir öğüt geldiğinde mutlaka ondan yüz çevirirler.
Şaban Piriş = Rahman’dan kendilerine gelen her yeni uyarıdan hemen yüz çevirenler oldular.
Sadık Türkmen = Rahmân’dan onlara yeni bir hatırlatma/öğüt/ayet gelince; ondan yüz çeviriyorlar.
Seyyid Kutub = Onlar son derece merhametli olan Allah'ın kendilerine gönderdiği her yeni uyarıya burun kıvırarak set çevirirler.
Suat Yıldırım = (Fakat Biz bunu istemedik.) O sebeple, ne zaman onlara Rahman’dan yeni bir mesaj gelse, mutlaka ona arkalarını dönüp uzaklaşırlar.
Süleyman Ateş = Rahmân'dan onlara hiçbir yeni Zikir (uyarı) gelmez ki, mutlaka ondan yüz çevirici olmasınlar.
Tefhim-ul Kuran = Onlara Rahman (olan Allah)'tan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.
Ümit Şimşek = Fakat onlara ne zaman Rahmân'dan yeni bir öğüt gelecek olsa, yüz çevirirler.
Yaşar Nuri Öztürk = O Rahman'dan kendilerine söze bürünmüş yeni bir hatırlatma gelmeye dursun, ondan mutlaka yüz çevirirler.
İskender Ali Mihr = Ve Rahmân’dan hiçbir yeni zikir (emir) gelmez ki, ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
İlyas Yorulmaz = Rahmanın katından, yalnızca öğüt veren sözlerden oluşan ayetler geldiğinde, onlar gelen hatırlatmalardan yüz çevirirler.