أَلا إِنَّهُمْ يَثْنُونَ صُدُورَهُمْ لِيَسْتَخْفُواْ مِنْهُ أَلا حِينَ يَسْتَغْشُونَ ثِيَابَهُمْ يَعْلَمُ مَا يُسِرُّونَ وَمَا يُعْلِنُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ
E lâ innehum yesnûne sudûrahum li yestahfû minhu, e lâ hîne yestagşûne siyâbehum ya'lemu mâ yusirrûne ve mâ yu'linûn(yu'linûne), innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).
e lâ | : değil mi |
inne-hum | : muhakkak, gerçekten onlar |
yesnûne | : bükerler |
sudûra-hum | : göğüslerini |
li yestahfû | : gizlemek için |
min-hu | : ondan |
e lâ | : değil mi |
hîne | : o zaman, o vakit, böylece |
yestagşûne(gışave) | : perde (örtü) yaparlar, perdelerler |
siyâbe-hum | : elbiselerini |
ya’lemu | : bilir |
mâ yusirrûne | : gizledikleri şeyler (sır olanlar) |
ve mâ yu’linûne | : ve açıkladıkları şeyler (aleni olan şeyler) |
inne-hu | : muhakkak o |
alîmun | : bilir |
bi zâti es sudûri | : göğüslerde, sinelerde olanı |
Diyanet İşleri = İyi bilin ki onlar, O’ndan gizlenmek için kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Haberiniz olsun ki onlar, içlerindekini gizlemek için göğüslerini kapatırlar; bilin ki onlar, duymamak için elbiselerine kat kat bürünmeye çalışırlar; fakat o vakit bile gizlediklerini de bilir, açığa vurduklarını da. Şüphe yok ki o, gönüllerde ne varsa hepsini bilir.
Abdullah Parlıyan = İyi bilin ki, o inkârcılar Allah'ın kitabını duymamak, Allah'ın elçisini görmemek ve gizlenmek için haktan yan çizip kaçınırlar. Yine iyi bilin ki, onlar örtülerine büründükleri zaman dahi, Allah onların içlerinde gizlediklerini ve açığa vurduklarını hep bilir. Çünkü O, kalplerde olan herşeyi de bilmektedir.
Adem Uğur = Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
Ahmed Hulusi = Kesinlikle bilin ki! O'ndan gizlemek için, içlerindekini dürüp bükerler (gerçek düşüncelerini başka fikirlerle örtüp gizlerler)! Kesinlikle bilin ki! Onlar elbiselerine büründüklerinde (iç dünyalarındakini örttüklerinde), onların sırlarındakini ve açığa vurduklarını da bilir! Çünkü O, sadırların (beyinlerindeki dünyalarının) zâtı olarak Aliym'dir.
Ahmet Tekin = Bakınız! Onlar peygambere kinlerini, kıskançlıklarını, düşmanlıklarını gizlemek için, gönüllerindekilerini nasıl da saklıyorlar. Gözünüzü açın! Onlar tebliği duymamak, Kur’ân’ı görmemek için örtülerine bürünürlerken, Allah’ın, onların gizlemeye çalıştıklarını, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurduklarını, alenen yaptıklarını da bildiğini unutuyorlar. O gönüllerdeki sırları bilir.
Ahmet Varol = İyi bilin ki onlar ondan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Yine iyi bilin ki, onlar elbiselerine bürünürlerken O onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilmektedir. Şüphesiz O, gönüllerde olanı bilendir.
Ali Bulaç = Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ali Fikri Yavuz = Haberiniz olsun ki, münafıklar, Peygambere olan düşmanlıklarını gizlemek için, göğüslerini hakdan çevirirler, arkalarını dönerler. Evet amma, örtülerine bürünüp yatarlarken de Allah, onların neyi gizlediklerini bilir. Çünkü O, bütün kalblerin özünü bilendir.
Ali Ünal = Yaptıklarına bakın ki (o inkârcılar, Kur’ ân’ın okunuşunu ve tebliğini duymamak için) Rasûlüllah’tan gizlenmeye çalışmakta, yine bakın ki, aynı maksatla elbiselerini başlarına çekmektedirler. Ama Allah, (kapılarını ve pencerelerini sıkı sıkıya kapayıp, yataklarında örtülerine büründükleri zaman bile) onların içlerinde gizlediklerini de, böyle yapmayıp açığa vurdukları (bütün niyet, söz ve davranışları)nı da bilmektedir. Hiç şüphesiz O, sinelerin özünü, onlarda saklı tutulan bütün sırları hakkıyla bilendir.
Bayraktar Bayraklı = “İyi biliniz ki onlar, O'ndan gizlenmek için sinelerini bükerler. Yine iyi biliniz ki, onlar örtülerine büründükleri zaman dahi, Allah onların içlerinde gizlediklerini ve açığa vurduklarını hep bilir. Çünkü O, sinelerin özünü bilendir.”
Bekir Sadak = Bilin ki, onlar Kuran okunurken gizlenmek icin iki buklum olurlar. Bilin ki, elbiselerine burunduklerinde bile Allah onlarin gizlediklerini ve aciga vurduklarini bilir. Cunku O, kalblerde olani bilendir.
Celal Yıldırım = Dikkat et ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini katlayıp (iki) büklüm olurlar. Haberiniz olsun ki, elbiselerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki Allah göğüslerde dönüp dolaşanı bilendir.
Cemal Külünkoğlu = İyi bilin ki o inkârcılar, eğilip bükülerek haktan yan çizer, böylece Peygamberden gizlenmek isterler. Yine iyi bilin ki, (gizlenmek için) elbiselerine büründükleri zaman bile (Allah, onların) gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
Diyanet İşleri (eski) = Bilin ki, onlar Kuran okunurken gizlenmek için iki büklüm olurlar. Bilin ki, elbiselerine büründüklerinde bile Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, kalblerde olanı bilendir.
Diyanet Vakfi = Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
Edip Yüksel = Onlar, göğüslerindekini bilinç altına itip O'ndan gizlemek isterler. İyi bilin ki elbiselerini büründükleri zaman dahi onların gizlediklerini ve açıkladıklarını bilir. O, gizli düşünceleri bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bak amma onlar ondan gizlenmek için göğüslerini büküyorlar, evet amma onlar ondan örtülerine bürünürlerken o onların neyi gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını bilir çünkü o, bütün sinelerin künhünü bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dikkat et ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini katlayıp (iki) büklüm olurlar. Haberiniz olsun ki, elbiselerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki Allah göğüslerde dönüp dolaşanı bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dikkat edin! Görmüyor musunuz, onlar düşmanlıklarını gizlemek için göğüslerini çeviriyorlar. İyi bilin ki, onlar örtülerine bürünürlerken, neyi gizleyip, neyi açığa vurduklarını Allah biliyor. Muhakkak ki Allah, gönülde gizlenenleri de bilir.
Gültekin Onan = Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Harun Yıldırım = Haberiniz olsun; gerçekten onlar, O’ndan gizlenmek için göğüslerini dürüp bükerler. Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde olanı bilendir.
Hasan Basri Çantay = Haberiniz olsun ki ondan (o peygamberden düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini dürüb bükerler. (Hakkı işitmemek için) elbiseleriyle örtündükleri zaman da (hallerine) dikkat et. (Halbuki) Allah Onların gizleyeceklerini de, açığa vuracaklarını da biliyor. Çünkü O, sinelerin ta özünü bilendir.
Hayrat Neşriyat = Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, ondan (o peygamberden kendilerini) gizlemek için göğüslerini bükerler. Bilesiniz, (onlar) elbiselerine bürünecekleri zaman dahi (Allah), onlar neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa bilir. Çünki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
İbni Kesir = Dikkat edin, onlar peygambere düşmanlıklarını gizlemek için iki büklüm olurlar. Elbiselerine büründükleri zaman da dikkat edin. Allah, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, göğüslerde olanı bilendir.
Kadri Çelik = İyi bilin ki, onlar (Kur'an okunduğu zaman), kendilerini ondan (Kur'an'ı işitmekten) gizlemek için göğüslerini (kalplerini) eğip bükerler (Kur'an'a asla itina göstermezler). İyi bilin ki elbiselerine büründüklerinde bile Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Şüphesiz O, göğüslerde (kalplerde gizli) olanı bilendir.
Muhammed Esed = Bakın hele, (kitabın doğruluğunu inkara şartlanmış olanlar) kendilerini Onun gözetiminden gizlemek için kalplerini (nasıl) kat kat örtülerle örtüyorlar. Bilin ki, (hakikati görmemek ya da duymamak için kat kat) giysiler içine girdikleri zaman (bile) O, onların gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bütünüyle bilmektedir; çünkü O, kalplerde olan hakkında mutlak ve eksiksiz bilgi sahibidir.
Mustafa İslamoğlu = Baksanıza onlar, O'ndan saklamak için gönüllerini kat be kat örtüyorlar: Unutmayın ki, onlar (niyetlerini) kat kat örtülere sarıp sarmalasalar dahi, O onların (gerçeği) gizlediklerini de bilir, (yalanı) açığa vurduklarını da; nitekim O, gönüllerin en mahrem sırlarını bilendir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Haberdar olunuz ki, onlar şüphesiz ondan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Agah olunuz ki, onlar örtülerine bürünürlerken de O, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Şüphe yok ki o, bütün sinelerin ahvalini hakkıyla bilicidir.
Ömer Öngüt = İyi bilin ki onlar, içlerindekini O'ndan gizlemek için göğüslerini çevirirler. İyi bilin ki onlar elbiselerine büründükleri zaman da, Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki O, göğüslerin özünü bilendir.
Şaban Piriş = Dikkat edin, O’ndan gizlenmek için iki büklüm oluyorlar. İyi bilin ki, Allah elbiselerine büründükleri zaman da gizlediklerini ve açıkladıklarını bilir. O, kalplerin özünü bilir.
Sadık Türkmen = Iyi bilin ki; onlar, O’ndan gizlenmek için duygularını saklamaya çalışırlar. İyi bilin ki; örtülerine büründükleri zaman dahi, O; gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Şüphesiz O, duyguların/kalplerin özündeki saklı şeyleri bilendir.
Seyyid Kutub = Haberiniz olsun ki, müşrikler kendilerine Kur'an okunurken Allah'dan gizlenmek için başlarını göğüslerine yapıştırarak iki büklüm olurlar. Haberiniz olsun ki, Allah başlarını elbiselerinin altında sakladıklarında gerek gizli tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilir. O kalplerin özünü bilir.
Suat Yıldırım = Dikkat edin, işin farkına varın: O kâfirler, eğilip bükülerek haktan yan çizer, böylece Peygamberden gizlenmek isterler.(Aslında Allah’tan kaçıp saklanmak isterler, ama nasıl saklanabilirler ki!)Onlar örtülerine büründükleri zaman dahi Allah onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da pek iyi bilir.Çünkü O bütün sinelerin kökünü, künhünü dahi bilir.
Süleyman Ateş = İyi bilin ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Yine iyi bilin ki onlar, örtülerine büründükleri zaman dahi (Allâh onların) içlerinde gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü bilendir.
Tefhim-ul Kuran = Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer) ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ümit Şimşek = Bakın, onlar Allah'tan gizlenmek için sinelerini nasıl sarıp sarmalıyorlar. Heyhat! Onlar örtülerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de bilmektedir, açığa vurduklarını da. Hiç şüphe yok ki, O sinelerde olan herşeyi hakkıyla bilir.
Yaşar Nuri Öztürk = Dikkatle bakın! Onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Dikkat edin! Onlar giysileriyle sarılıp sarmaladıkları zaman da O, onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, göğüslerin içini çok iyi bilendir.
İskender Ali Mihr = Gerçekten onlar, O’ndan (Allah’tan) gizlenmek için, göğüslerini bükmüyorlar mı? Böylece elbiselerini perde (örtü) yapmıyorlar mı? (Allah, onların) gizledikleri şeyleri ve açıkladıkları şeyleri bilir. Muhakkak ki O, sinelerde olanı bilendir.
İlyas Yorulmaz = Şimdi onlar kalplerinde olanları, O ndan (Allah dan) gizlemek için gerçekleri örtmeye çalışıyorlar öylemi? Hâlbuki onlar elbiseleri ile kendilerini örttüklerinde, içlerinde gizlediklerini de ve açıkça yaptıklarını da Allah bilmiyor mu? Elbetteki O, kalplerde olanları en iyi bilendir.