كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ
Kellâ lev ta’lemûne ilmel yakîn(yakîni).
kellâ | : hayır |
lev ta’lemûne | : keşke siz bilseydiniz |
ilme el yakîni | : İlm’el Yakîn, kesin bilgi |
Diyanet İşleri = Hayır, kesin olarak bir bilseniz..
Abdulbaki Gölpınarlı = İş öyle değil, şüphesiz olarak iyiden iyiye bir bilseniz.
Abdullah Parlıyan = Hayır, hayır kesin bir bilgiyle yaptıklarınızın ne kazandırdığını bir bilseydiniz.
Adem Uğur = Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız,
Ahmed Hulusi = Hayır! İlm-el yakîn (olarak vefattan önce) bilseydiniz!
Ahmet Tekin = Tekrar edelim! Kesin bir bilgi ile bilmiş olsaydınız, görecektiniz.
Ahmet Varol = Hayır. Kesin bilgiyle bilseydiniz.
Ali Bulaç = Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Ali Fikri Yavuz = Sakının; eğer (kıyamet günü size ne yapılacağını) kesin bir bilgiyle bilseydiniz, (dünyada öğünüp durmazdınız).
Ali Ünal = Hayır, bırakın bunu! Eğer ilme dayalı bir kesinlikle bilmiş olsaydınız (bunun ne demek olduğunu, o zaman yapmazdınız).
Bayraktar Bayraklı = Hayır! Gerçeği kesin bilgi ile bilseydiniz.
Bekir Sadak = Dikkat edin, sayet yaptiginizin sonucunu kesin olarak bir bilseniz!
Celal Yıldırım = Hayır, (iş bu kadar da değil) kesin bir bilgiyle (yaptıklarınızın ne kazandırdığını) bir bilseniz (büyük bir pişmanlık duyardınız)!
Cemal Külünkoğlu = Hayır, eğer siz kesin bir bilgiyle (hakikati) bilseydiniz (böyle yapmaz, mal, servet ve evlat gibi dünyalıklarla övünmezdiniz).
Diyanet İşleri (eski) = Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz!
Diyanet Vakfi = (5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.
Edip Yüksel = Doğrusu, kesin olarak bilseydiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Öyle değil, ilmel yakîn bilseniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öyle değil, kesin olarak bilseniz,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (5-6) Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.
Gültekin Onan = Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Harun Yıldırım = Hayır, hayır; eğer siz kesin bir şekilde bilmiş olsaydınız
Hasan Basri Çantay = Sakının. Eğer şübhesiz (ve kat'î) bir bilgi ile bilseydiniz (böyle yapmazdınız).
Hayrat Neşriyat = Hayır! Eğer (gerçeği) kat'î bir ilimle bilseydiniz (böyle yapmazdınız)!
İbni Kesir = Hayır; eğer kesin bir bilgi ile bilseydiniz,
Kadri Çelik = Hayır! Eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız, (bu işin bir hata olduğunu anlardınız).
Muhammed Esed = Hayır, (onu) tartışılmaz bir kesinlikle anlasaydınız,
Mustafa İslamoğlu = Yoo, eğer bu (tutkunun neye mal olduğunu) tam kavramış olsaydınız,
Ömer Nasuhi Bilmen = Vazgeçin. Sizin anladığınız gibi değil, eğer yakın bir bilgi ile bilecek olsa idiniz. (öyle yapmazdınız).
Ömer Öngüt = Hayır! Eğer ilmel-yakîn (kesin bir bilgi) ile bilseydiniz!
Şaban Piriş = Hayır, Kesin bir bilgiyle bilseniz ..
Sadık Türkmen = Hayır hayır, şâyet kesin bilgiyle bilmiş olsaydınız...
Seyyid Kutub = Hayır gerçeği kesin bilgi ile bilseydiniz,
Suat Yıldırım = Sakının bundan! Eğer kesin bir tarzda (ilmelyakin) bilseydiniz böyle yapmazdınız.
Süleyman Ateş = Hayır, (gerçeği) kesin bilgi ile bilseydiniz;
Tefhim-ul Kuran = Hayır; eğer siz kesin bir bilgiyle bilmiş olsaydınız,
Ümit Şimşek = Onu kesin olarak bir bilseydiniz!
Yaşar Nuri Öztürk = İş, sizin bildiğiniz gibi değil! Ne olurdu, şaşmaz ve aldatmaz bir bilgiyle bilseydiniz!
İskender Ali Mihr = Hayır, keşke siz, İlm’el Yakîn (kesin bilgi) ile bilseydiniz.
İlyas Yorulmaz = Keşke gerçek, doğru ve kesin bir bilgiye dayanarak bilseydiniz.