قُلْ جَاء الْحَقُّ وَمَا يُبْدِئُ الْبَاطِلُ وَمَا يُعِيدُ
Kul câel hakku ve mâ yubdiûl bâtılu ve mâ yuîd(yuîdu).
kul | : de |
câe | : geldi |
el hakku | : hak |
ve mâ yubdiû | : ve ortaya çıkaramaz, zuhur ettiremez |
el bâtılu | : bâtıl |
ve mâ yuîdu | : ve geri getiremez |
Diyanet İşleri = De ki: “Hak geldi. Artık batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Gerçek geldi ve boş şey gitti, ne bir daha zuhûr eder, ne de yeniden ve tekrar gelir.
Abdullah Parlıyan = De ki: “Hak ve gerçek sistem, İslâm geldi. Bundan sonra batıl yani değersiz ve sahte olan sistemler ne yeni birşey getirebilir, ne de geçmiş gitmiş olanı geri döndürebilir.”
Adem Uğur = De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
Ahmed Hulusi = De ki: "Hak açığa çıktı! Bâtıl ne yeni bir şey oluşturabilir ne de eskiyi yeniden ileri sürebilir!"
Ahmet Tekin = 'Gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân, İslâm geldi. Artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya çıkarabilir, ne de eski bir şeyi geri getirebilir.' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Hak geldi, batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.'
Ali Bulaç = De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, yine o kâfirlere) de ki: “- Hak (din olan İslâm) geldi, bâtıl (şirk) kayboldu gitti ve geride dönmez.”
Ali Ünal = De ki: “Hak geldi ve bütün açıklığıyla kendisini ortaya koydu. Artık, (takipçileri canlı tutmaya çalışsa da) bâtılın yapacağı yeni bir şey olmadığı gibi, geçmişi geri getirebilecek de değildir.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Hak geldi, bâtıl artık ne bir şeyi ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.”
Bekir Sadak = De ki: «Hak geldi; artik batil ne yeniden baslar, ne de geri gelir.»
Celal Yıldırım = De ki: Hakk geldi; batıl ise ne (bir şey) başlatıp meydana getirebilir, ne de (onu) geri çevirebilir.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Hak (din olan İslam ve Kur'an) geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir.'
Diyanet Vakfi = De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.
Edip Yüksel = De ki, 'Gerçek gelmiştir; batıl ise ne yeni bir şeyi başlatabilir, ne de tekrarlayabilir.'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: hak geldi, bâtılın önü de kalmaz sonu da
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Hak geldi; artık batılın önü de kalmaz sonu da.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da.»
Gültekin Onan = De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
Harun Yıldırım = De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
Hasan Basri Çantay = De ki: «Hak geldi. Baatıl ne ibtidâen, ne de iâdeten (hiçbir şey yaratmıya) kaadir olamaz».
Hayrat Neşriyat = De ki: 'Hak geldi; artık bâtıl ne (bir şeyi) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.'
İbni Kesir = De ki: Hak gelmiştir. Artık batıl, ne yeniden bir şey ortaya koyabilir, ne de geri getirebilir.
Kadri Çelik = De ki: “Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.”
Muhammed Esed = De ki: "Değişmez gerçek, şimdi (bütün açıklığıyla) ortaya çıkmıştır, (yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkumdur), çünkü sahte ve yalan, ne yeni bir şey getirebilir, ne de (geçip gitmiş olanı) geri döndürebilir".
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Ebedi gerçek (gündeme) gelmiştir: artık sahte ve yalan ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de geçmişi geri getirebilir."
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki : «Hak geldi, bâtıl (ise bir şeyi) ne bidâyeten vücuda getirebilir ve ne de iade edebilir.»
Ömer Öngüt = De ki: "Hak gelmiştir. Artık bâtıl ne yeniden bir şey başlatabilir, ne de tekrar geri getirebilir. "
Şaban Piriş = De ki: -Hak geldi. Batıl ne başlatır ne de yeniden yapar.
Sadık Türkmen = De ki; “Hak olan/gerçek geldi; artık bâtıl/yalan ne yeniden başlar ve ne de geri gelir.”
Seyyid Kutub = De ki; «Hak geldi, artık batıl hiçbir tarafa doğru kımıldayamaz.»
Suat Yıldırım = De ki: "İşte gerçek geldi, bütün açıklığıyla ortaya çıktı. Yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkûmdur."
Süleyman Ateş = De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.»
Ümit Şimşek = De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne yeni birşey ortaya çıkarabilir, ne de gideni geri getirebilir.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
İskender Ali Mihr = De ki: "Hak geldi, bâtıl (bir şey) zuhur ettiremez ve geri getiremez."
İlyas Yorulmaz = Deki “Hak (gerçek doğrular) gelmiştir ve artık batıl ortaya çıkamaz ve geri de dönemez. ”