أَوْ يَأْخُذَهُمْ عَلَى تَخَوُّفٍ فَإِنَّ رَبَّكُمْ لَرؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Ev ye’huzehum alâ tehavvuf(tehavvufin), fe inne rabbekum le raûfun rahîm(rahîmun).
ev | : veya |
ye’huze-hum | : onları alır, yakalar |
alâ tehavvufin | : korkuyorlarken, korkar halde |
fe | : artık, buna rağmen |
inne | : muhakkak |
rabbe-kum | : sizin Rabbiniz |
le raûfun | : rauf, çok şefkatli |
rahîmun | : rahîm (rahmet nuru gönderen, merhametli) |
Diyanet İşleri = Yahut da, onları korku üzere iken yakalamayacağından güven içinde midirler? Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yahut da yavaş yavaş azaltarak onları mahvetmeyeceğinden? Şüphe yok ki Rabbiniz, esirgeyicidir, rahîmdir.
Abdullah Parlıyan = Yahut da yavaş yavaş azaltarak korkuya, azaba uğratarak onları yakalayıvermesinden de emin midirler? Ama bilin ki, Rabbiniz çok merhametli ve şefkatlidir.
Adem Uğur = Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından (emin mi oldular)? Kuşkusuz Rabbin çok şefkatli, pek merhametlidir.
Ahmed Hulusi = Yahut yavaş yavaş tüketerek yakalamayacağından (yana emin mi oldular)? Muhakkak ki Rabbiniz, Rauf'tur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin = Yoksa, Allah’ın kendilerini sosyal, ahlâkî, idarî, iktisadî ve askerî çürüme ile yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından, felâketlerin üstlerine doğru gelmeyeceğinden emin midirler? Senin Rabbin çok şefkatli, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol = Yahut (Allah'ın) kendilerini tedrici şekilde almasından. Doğrusu sizin Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Ali Bulaç = Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz = Yahut da kendilerini azar azar yakalayıp helâk etmesinden emin mi oldular? Şu halde azabı tacil etmemekle, Rabbin gerçekten çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Ali Ünal = Yahut da, (belki ders alıp kendilerine gelir ve yollarını düzeltirler diye) güçlerinden, mallarından eksilterek ve içlerine korku salarak kendilerini yakalamasından? Çünkü Rabbiniz gerçekten (kullarına) çok acıyandır, onlara karşı hususî merhameti pek bol olandır.
Bayraktar Bayraklı = Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından emin mi oldular ? Şüphesiz Rabbin affedicidir; merhamet sahibidir.
Bekir Sadak = (46-47) Veya hareket halindelerken (ki Allah'i aciz birakamazlar) ya da yok olmak endisesindeyken onlara azabin gelmesinden guvende midirler? Dogrusu Rabbin sefkatlidir, merhametlidir.
Celal Yıldırım = (46-47) Veya dönüp dolaşırlarken, kendilerini (ilâhî azabın) yakalayıvermesinden —ki (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir— veya korku ve endişe üzere eksile eksile bir durumda bulunurlarken, kendilerini tutuvermesinden emniyette midirler ? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Cemal Külünkoğlu = Ya da ilahi azabın, korkulu bir bekleyiş içindeyken başlarına gelmeyeceğinden emin midirler? (Eğer akıllarını başlarına alarak tevbe ederlerse bilsinler ki) kuşkusuz sizin Rabbiniz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Diyanet İşleri (eski) = (46-47) Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden güvende midirler? Doğrusu Rabbin şefkatlidir, merhametlidir.
Diyanet Vakfi = Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından (emin mi oldular)? Kuşkusuz Rabbin çok şefkatli, pek merhametlidir.
Edip Yüksel = Yahut onları korku ve endişe içinde iken yakalamayacağından..? Rabbiniz elbette Şefkatlidir, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = yâhut da kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden? Demek ki Rabbımız çok refetli çok merhametli
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Veya kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden? Demek ki, Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yahut ta kendilerini azar azar yakalayıp helak etmesinden emin mi oldular? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Gültekin Onan = Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Harun Yıldırım = Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından (emin mi oldular)? Kuşkusuz Rabbin çok şefkatli, pek merhametlidir.
Hasan Basri Çantay = Yoksa onlar (Allahın) kendilerini tedricen azaltmak suretiyle cezalandıracağından (emniyyete mi girdiler)? Demek ki Rabbin hakıykat çok esirgeyici, çok merhamet edicidir.
Hayrat Neşriyat = Veya (azâbın) kendilerini korkuta korkuta (azar azar) yakalamasından (emîn mioldular)? Artık şübhesiz ki Rabbiniz, elbette Raûf (çok şefkat eden)dir, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir = Yahut yok olmak endişesindeyken yakalamasından mı? Muhakkak ki Rabbın, Rauf'tur, Ramim'dir.
Kadri Çelik = Veya onları (afetlerden) korkulu bir bekleyiş içindeyken yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Zira Rabbin (azap öncesi afetlerle uyardığı için) gerçekten şefkatlidir, merhamet sahibidir.
Muhammed Esed = ya da onları içten içe çürütüp (sonunda) tepelemeyeceğine dair?... Ama bilin ki, Rabbiniz gerçekten de çok şefkatli, çok merhametlidir!
Mustafa İslamoğlu = Yahut da, bir süreç içerisinde içten içe çözülmeye mahkum edip ortadan kaldırmayacağından... Şunu da unutmayın ki Rabbiniz, elbet çok şefkatli, pek merhametlidir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Veya onları korkutmak üzere yakalayıvereceğinden emin midirler? Muhakkak ki, Rabbin elbette çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.
Ömer Öngüt = Veyahut onları korku içindeyken yakalamayacağından (emin mi oldular)? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Şaban Piriş = Veya Onlar, korktuklarının başlarına gelmeyeceğinden emin midirler? Şüphesiz Rabbin çok şefkatli, çok merhametlidir.
Sadık Türkmen = Ya da kendilerini bir korku üzerinde yakalamayacağından? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Seyyid Kutub = Ya da ilahi azabın korkulu bir bekleyiş halindelerken başlarına gelmeyeceğinden emin midirler? Hiç şüphesiz Rabbiniz, şefkatli ve merhametlidir.
Suat Yıldırım = Yahut da kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden emin mi oldular? Demek ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Süleyman Ateş = Yahut (azâbın) kendilerini bir korku üzerinde yakalamayacağından (emin midirler)? Doğrusu Rabbiniz, çok şefkatli, çok acıyandır!
Tefhim-ul Kuran = Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler) ? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Ümit Şimşek = Yahut azabın korkuta korkuta gelmesinden mi emin oldular? Şüphesiz ki Rabbin çok şefkatli, çok merhametlidir.
Yaşar Nuri Öztürk = Yoksa kendilerini korkuta korkuta, sindire sindire yakalamayacağından emin midirler? Kuşkusuz ki, sizin Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, Rahîm'dir.
İskender Ali Mihr = Veya onları korkuyorlarken yakalar. Buna rağmen muhakkak ki senin Rabbin, elbette Rauf’tur (çok şefkatlidir), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir, merhametlidir).
İlyas Yorulmaz = En çok korktukları bir sırada, onları yakalamayacağından emin mi oldular? Senin Rabbin kullarına karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir.