إِنَّا أَخْلَصْنَاهُم بِخَالِصَةٍ ذِكْرَى الدَّارِ
İnnâ ahlasnâhum bi hâlisatin zikred dâr(dâri).
innâ | : gerçekten biz, muhakkak biz |
ahlasnâ-hum | : ihlâs sahibi kıldık, onları |
bi hâlisatin | : halis kullar olarak |
zikre ed dâri | : ahiret yurdunu zikreden |
Diyanet İşleri = Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Biz onları, dâimâ yurtları olan âhireti anma huyuyla yarattık da özleri temiz, ihlâs sâhibi kullar ettik.
Abdullah Parlıyan = Onları ahireti sürekli hatırlama özelliğiyle samimi, halis kullar yaptık.
Adem Uğur = Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık.
Ahmed Hulusi = Doğrusu biz onlarda, gerçek vatanlarını (hakikat boyutunu) hatırda tutarak yaşama sâfiyetini açığa çıkardık.
Ahmet Tekin = Biz onları samimiyetle, asıl yurt, âhiret düşüncesine rağbet eden ve insanları âhiret hayatına inanmaya teşvik eden has kullarımızdan kıldık.
Ahmet Varol = Biz onları (ahiret) yurdu(nu) anmaktan ibaret halis bir özellikle ihlaslı kimseler kıldık.
Ali Bulaç = Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Ali Fikri Yavuz = Çünkü biz, onları, ahiret yurdunu anmaktan ibaret pak bir hasletle hâlis (insanlar) kıldık.
Ali Ünal = Biz onları her bakımdan ihlâslı kıldık ve bu sebeple (düşünce, söz ve davranışlarında) hep Âhiret Yurdu’nu gözetirlerdi.
Bayraktar Bayraklı = Biz onları daima âhireti düşünen ihlâslı kullar kıldık.
Bekir Sadak = Biz onlari ahiret yurdunu dusunen, icten bagli kimseler kildik.
Celal Yıldırım = Şüphesiz biz, onları katıksız olarak Âhiret yurdunu düşünen hâlis kişiler kıldık.
Cemal Külünkoğlu = (45-47) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da hatırla! Biz onları ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık. Çünkü onlar, bizim katımızda seçkin iyi kişilerdendir.
Diyanet İşleri (eski) = Biz onları ahiret yurdunu düşünen, içten bağlı kimseler kıldık.
Diyanet Vakfi = Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık.
Edip Yüksel = Salt ahireti düşündükleri için onları salt/dupduru kıldık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü biz onları temiz bir hassa, halîs yurd düşüncesiyle halîslerimizden kılmışızdır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü Biz onları temiz bir hasletle, halis ahiret yurdu düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü biz onları temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.
Gültekin Onan = Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Harun Yıldırım = Gerçekten biz onları, katıksızca yurdu düşünen ihlas sahipleri kıldık.
Hasan Basri Çantay = Çünkü biz onları katkısız (şaibesiz) bir hasletle — ki (bu dâima) yurd (ları) nı hatırlama (ları ve onun için çalışmaları) dır — haalis (insanlar) yapdık.
Hayrat Neşriyat = Çünki biz onları, hâlis (bir haslet) olan âhiret düşüncesiyle ihlâslı (kimseler) kıldık.
İbni Kesir = Doğrusu Biz, onları ahiret yurdunu samimiyetle düşünen kimseler kıldık.
Kadri Çelik = Gerçekten biz onları, (ahiretteki asıl) yurdu hatırlatan katışıksız (bir haslet ile) halis kıldık.
Muhammed Esed = Biz onları arı duru bir düşünce aracılığıyla temizledik. Öteki dünyayı gözetme (düşüncesiyle).
Mustafa İslamoğlu = Biz onların şahsiyetlerini arı duru bir tasavvurla saflaştırdık (ki, ebedi) yurdu hep hatırda tutsunlar;
Ömer Nasuhi Bilmen = (45-46) Ve kuvvetler ve basiretler sahipleri olan kullarımız İbrahim'i ve İshak'ı ve Ya'kub'u da an. Şüphe yok ki, Biz onları dar-ı ahireti düşünme hasletiyle mümtaz, ihlâs sahipleri kılmıştık.
Ömer Öngüt = Biz onları ahiret yurdunu düşünen, ihlâslı kimseler kıldık.
Şaban Piriş = Biz onları gerçek yurdu düşünen, tam olarak arınmış, ihlaslı kimseler kılmıştık.
Sadık Türkmen = Gerçekten onlar, ahiret düşüncesiyle dolu/donanmış samimîlerden idi.
Seyyid Kutub = Biz onları Ahiret yurdunu düşünen, gönülden bağlı kullar yaptık.
Suat Yıldırım = Biz onları özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kişiler kıldık.
Süleyman Ateş = Biz onları âhiret yurdunu düşünme özelliğiyle temizleyip, kendimize hâlis (kul) yaptık.
Tefhim-ul Kuran = Gerçekten biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp anan ihlas sahipleri kıldık.
Ümit Şimşek = Biz onları, özellikle âhiret yurdunu düşünen ihlâslı kullar kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz onları, yurdu düşünme özellikleriyle yücelen tertemiz kullar yaptık.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Biz, onları (ahiret) yurdunu zikreden halis (kullar) olarak ihlâs sahibi kıldık.
İlyas Yorulmaz = Onların bu özelliklerinden dolayı, onları ahiret yurduna örnek kullar olarak seçtik.