وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ آيَةٍ مِّنْ آيَاتِ رَبِّهِمْ إِلَّا كَانُوا عَنْهَا مُعْرِضِينَ
Ve mâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn(mu’ridîne).
ve mâ te’tî-him | : ve onlara gelmedi |
min âyetin | : bir âyetten |
min âyâti | : âyetlerden |
rabbi-him | : onların Rabbi |
illâ | : ancak, den başka, olmaz ki |
kânû | : oldular |
an-hâ | : ondan |
mu’ridîne | : yüz çevirenler |
Diyanet İşleri = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara, Rablerinin delillerinden bir delil geldi mi ancak yüz çevirirler ondan.
Abdullah Parlıyan = Bunca ayet ve ibretlerden sonra, İslâm'ı kabul edip, teslim olacakları yerde, Rablerinin ayetlerinden herhangi biri ile karşılaştılar mı, hemen yüz çevirirler.
Adem Uğur = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.
Ahmed Hulusi = Onlara Rablerinin işaretlerinden bir delil gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.
Ahmet Tekin = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği, Allah’ın birliği ve Rasulünü tasdiki ile ilgili bir mûcize gösterildiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler, tebliği engelleyen tedbirler alırlar.
Ahmet Varol = Onlara ne zaman Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelse mutlaka ondan yüz çevirirler.
Ali Bulaç = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet (mucize) gelse, muhakkak ondan yüz çeviregeldiler.
Ali Ünal = Ve ne zaman kendilerine Rabbilerinin âyetlerinden bir âyet gelse, hoşnutsuzluk içinde ondan da yüz çevirirler.
Bayraktar Bayraklı = Çünkü Rabblerinin âyetlerinden kendilerine bir âyet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.
Bekir Sadak = Zaten Rabbinin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiginde ondan hep yuz ceviregelmislerdi.
Celal Yıldırım = Kendilerine ne kadar Rabbın âyetlerinden bir âyet geldiyse, mutlaka ondan yüzçevirdiler. '
Cemal Külünkoğlu = Ne zaman kendilerine Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelse, ondan yüz çevirirler.
Diyanet İşleri (eski) = Zaten Rabbinin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiğinde ondan hep yüz çeviregelmişlerdi.
Diyanet Vakfi = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.
Edip Yüksel = Rab'lerinin ayetlerinden bir ayet kendilerine geldiğinde, ondan yüz çevirmeyi adet edinmişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kendilerine rablarının âyetlerinden her hangi bir âyet de gelse mutlaka ondan yüz çevire geldiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = kendilerine Rablerinin ayetlerinden her hangi bir ayet de gelse, mutlaka ondan yüz çevire geldiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.
Gültekin Onan = Onlara, rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.
Harun Yıldırım = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.
Hasan Basri Çantay = Onlara Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet gelmeye dursun, ille ondan yüz çeviricidirler.
Hayrat Neşriyat = Ve onlara ne zaman Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelse, mutlaka ondan yüz çevirici kimseler olmuşlardır.
İbni Kesir = Kendilerine Rabblarının ayetlerinden bir ayet geldiğinde sadece yüz çevirenler olmuşlardır.
Kadri Çelik = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.
Muhammed Esed = ve onlara Rablerinden hiçbir mesaj ulaşmamıştır ki ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
Mustafa İslamoğlu = zira onlara Rablerinden ne zaman bir mesaj ulaşmışsa, her seferinde ondan yüz çevirmişlerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki, illâ ondan yüz çeviriciler olmuşlardır.
Ömer Öngüt = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.
Şaban Piriş = Ve onlara Rab’lerinin ayetlerinden bir ayet geldiği zaman ancak, ondan yüz çevirenler oldular.
Sadık Türkmen = Onlara, rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyegörsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.
Seyyid Kutub = Zaten Rabb'inin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiğinde onlardan hep yüz çevire gelmişlerdir.
Suat Yıldırım = Ne zaman Rab’lerinin âyetlerinden bir âyet, gelse, yüz çevirirler...
Süleyman Ateş = Zaten, onlara Rabblerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
Tefhim-ul Kuran = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.
Ümit Şimşek = Zaten Rablerinin âyetlerinden onlara gelmiş hiçbir âyet yoktur ki, yüz çevirmiş olmasınlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.
İskender Ali Mihr = Ve Rab’lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki, ondan yüz çevirenler olmasınlar.
İlyas Yorulmaz = Sende, Rabbinin mesajlarından bir mesajı onlara getirdiğinde, o mesajdan hemen yüz çevirdiler.