وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّقُوا مَا بَيْنَ أَيْدِيكُمْ وَمَا خَلْفَكُمْ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum ve mâ halfekum leallekum turhamûn(turhamûne).
ve izâ | : ve olduğu zaman, olmuştu |
kîle | : denildi |
lehum | : onlara |
ittekû | : sakının, takva sahibi olun |
mâ beyne eydî-kum | : elleriniz arasındaki, önünüzdeki şeyler |
ve mâ halfe-kum | : ve arkanızdaki şeyler |
lealle-kum | : umulur ki böylece siz |
turhamûne | : rahmet olunursunuz |
Diyanet İşleri = Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara, önünüzde bulunanla ardınızda olan azaptan çekinin de rahmete erin dendi mi.
Abdullah Parlıyan = Bu insanlara önünüzdeki ve arkanızdaki, yani sizden önce geçen ve ileride sizi bekleyici olaylardan sakınıp, yolunuzu Allah'a sorarak öğrenip, ne yapacağınızı belirleyin ki, ancak böylece merhamet olunasınız denildiği zaman, aldırış bile etmezler.
Adem Uğur = Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
Ahmed Hulusi = Onlara: "Önünüzdekinden (karşılaşacaklarınıza karşı) ve arkanızdakinden (yapmış olduklarınızın sonuçlarından) korunun ki rahmete eresiniz" denildiğinde (yüz çevirirler).
Ahmet Tekin = Onlara:'Dünyadaki cezadan, âhiretteki azaptan, önünüzdekilerden ve gelecektekilerden korunun, Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arının. Ola ki, merhamete mazhar olursunuz.' denildiği zaman aldırmazlar.
Ahmet Varol = Onlara: 'Önünüzdekinden ve arkanızda olandan korkun. Umulur ki merhamet olunursunuz' dendiğinde (yüz çevirdiler).
Ali Bulaç = Onlara: "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkâra devam ederler).
Ali Fikri Yavuz = Onlara (o Mekke halkına Peygamber tarafından): “-Önünüzdeki ahiret işinden ve arkanızdaki dünya felâketlerinden korkun ki, merhamet olunasınız.” denildiği zaman (yüz çevirdiler).
Ali Ünal = Onlara, “Sizi önünüzden ve arkanızdan kuşatan (günahlar ve onların hem dünya hem Âhiret açısından gelecek hayatınızda yol açacağı sonuçlar) karşısında takva ile Allah’ın koruması altına girin ki, (dünyada faziletli bir hayat sürme, Âhiret’te ebedî saadete ulaşma adına) merhamete lâyık olasınız.” dendiğinde, (bundan hiç hoşlanmaz ve yüzlerini dönerler).
Bayraktar Bayraklı = Onlara, “Önünüzdekinden/ahiret azabından ve arkanızdakinden/dünyanın aldatıcılığından sakınınız ki, size merhamet edilebilsin” denildiğinde hiç aldırmazlar.
Bekir Sadak = Onlari: «Gecmisinizden ve geleceginizden sakinin, belki acinirsiniz» dendigi zaman yuz cevirirler.
Celal Yıldırım = Kendilerine, önünüzdekinden ve arkanızdakinden (Dünya ve Âhiret'te azabı ve rüsvaylığı gerektiren fenalıklardan) korkup sakının ki, merhamet olunasınız, denildiği zaman (aldırış bile etmezler).
Cemal Külünkoğlu = Onlara: “önünüzden (dünyada Allah'ın emirlerine uygun yaşayamamaktan) ve geleceğinizden (ahiret azabından) sakının ki, belki merhamet olunursunuz!” dendiği zaman yüz çevirirler.
Diyanet İşleri (eski) = Onlara: 'Geçmişinizden ve geleceğinizden sakının, belki acınırsınız' dendiği zaman yüz çevirirler.
Diyanet Vakfi = Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
Edip Yüksel = Kendilerine, 'Geçmişinizden ibret alıp ve geleceğiniz için sakının ki merhamet edilesiniz,' denilmişti.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hal böyle iken onlara önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki rahmete şayan olasınız denildiği zaman
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Durum böyle iken onlara: «Önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki rahmete erişeniz.» denildiği zaman;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Durum böyle iken onlara: «Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin» denildiği zaman,
Gültekin Onan = Onlara: "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam ederler).
Harun Yıldırım = Onlara yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işlerde Allah'tan korkun; umulur ki size merhamet olunur denildiğinde (aldırmazlar).
Hasan Basri Çantay = Onlara : «Önümüzdekinden de, arkanızdakinden de sakının. Tâki esirgerlesiniz» denildiği zaman (yüz çevirdiler).
Hayrat Neşriyat = Hem onlara: 'Önünüzdekinden ve arkanızdakinden (dünya ve âhiret azâbından)sakının; tâ ki merhamet olunasınız' denildiği zaman (yüz çevirirler).
İbni Kesir = Onlara önünüzde ve arkanızda bulunanlardan sakının. Belki merhamet olunursunuz, denildiğinde.
Kadri Çelik = Onlara: 'Geçmişinizden ve geleceğinizden sakının, belki acınırsınız' dendiği zaman yüz çevirirler.
Muhammed Esed = Onlara: "Gözlerinizin önünde olan ve sizden gizli tutulan (her şeyin Allah'ın bilgisi dahilinde olduğu gerçeğini unutmadan) dikkat edin ki Allah'ın rahmetine nail olabilesiniz!" denildiğinde (çoğu duymazlıktan gelir.)
Mustafa İslamoğlu = Kendilerine "Sizi bekleyen (ahiret) ve geride bıraktığınız (hayattan) dolayı sorumluluktan titreyin ki, ilahi merhamete mazhar olabilesiniz" denildiğinde (yüz çevirdiler):
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlara belki merhamet olunursunuz, önlerinizde olandan ve arkanızda olandan sakınınız denildiği zaman (onlar yüz çevirirler).
Ömer Öngüt = Onlara: "Yapmakta olduğunuz ve yapıp arkada bıraktığınız işler hakkında Allah'tan korkun, umulur ki size merhamet olunur!" denildiği zaman (yüz çevirirler).
Şaban Piriş = Onlara: -Önünüzdeki ve arkanızdakinden sakının ki merhamet olunasınız, denildiği zaman...
Sadık Türkmen = Onlara: “önünüzdeki ve arkanızdaki şeylerden sakının. Belki merhamet olunursunuz” denildiği zaman (aldırmazlar).
Seyyid Kutub = Onlara; «geçmişinizden ve geleceğinizden sakının, belki esirgenmeniz umulur» dendiği zaman yüz çevirirler.
Suat Yıldırım = Onlara ne zaman: "Hem geçmişte yaptıklarınıza, hem de istikbalde yapacaklarınıza dikkat edin!böylelikle merhamet edilmeye layık olun!" denilse, yüz çevirirler...
Süleyman Ateş = Onlara: "Önünüzdeki ve arkanızdaki (yani sizden önce geçen ve ileride sizi bekleyen) olaylardan sakının ki, esirgenesiniz," dendiği zaman (aldırmazlar).
Tefhim-ul Kuran = Onlara: «Önünüzde olandan ve arkanızda olandan korkup sakının, belki esirgenirsiniz» denildiğinde, (dinlemeyip küfre saparlar)
Ümit Şimşek = Onlara 'Önünüzdekilerden ve ardınızdakilerden sakının ki size merhamet edilsin' dendiği zaman yüz çevirirler.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar.
İskender Ali Mihr = Ve onlara: "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden sakının. Umulur ki böylece rahmet olunursunuz." denilmişti.
İlyas Yorulmaz = Onlara “Yapıp önünüze koyduklarınızdan ve henüz geride yapmadıklarınız, ama yapabileceğiniz yanlış şeylerden dolayı Allah dan sakının, belki merhamet olunursunuz” denildiğinde.