Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/46

 وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ آيَةٍ مِّنْ آيَاتِ رَبِّهِمْ إِلَّا كَانُوا عَنْهَا مُعْرِضِينَ

  Ve mâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn(mu’ridîne).

Kelime Karşılaştırma
ve mâ te’tî-him : ve onlara gelmedi
min âyetin : bir âyetten
min âyâti : âyetlerden
rabbi-him : onların Rabbi
illâ : ancak, den başka, olmaz ki
kânû : oldular
an-hâ : ondan
mu’ridîne : yüz çevirenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara, Rablerinin delillerinden bir delil geldi mi ancak yüz çevirirler ondan.

 Abdullah Parlıyan = Bunca ayet ve ibretlerden sonra, İslâm'ı kabul edip, teslim olacakları yerde, Rablerinin ayetlerinden herhangi biri ile karşılaştılar mı, hemen yüz çevirirler.

 Adem Uğur = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.

 Ahmed Hulusi = Onlara Rablerinin işaretlerinden bir delil gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.

 Ahmet Tekin = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği, Allah’ın birliği ve Rasulünü tasdiki ile ilgili bir mûcize gösterildiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler, tebliği engelleyen tedbirler alırlar.

 Ahmet Varol = Onlara ne zaman Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelse mutlaka ondan yüz çevirirler.

 Ali Bulaç = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.

 Ali Fikri Yavuz = Kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet (mucize) gelse, muhakkak ondan yüz çeviregeldiler.

 Ali Ünal = Ve ne zaman kendilerine Rabbilerinin âyetlerinden bir âyet gelse, hoşnutsuzluk içinde ondan da yüz çevirirler.

 Bayraktar Bayraklı = Çünkü Rabblerinin âyetlerinden kendilerine bir âyet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.

 Bekir Sadak = Zaten Rabbinin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiginde ondan hep yuz ceviregelmislerdi.

 Celal Yıldırım = Kendilerine ne kadar Rabbın âyetlerinden bir âyet geldiyse, mutlaka ondan yüzçevirdiler. '

 Cemal Külünkoğlu = Ne zaman kendilerine Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelse, ondan yüz çevirirler.

 Diyanet İşleri (eski) = Zaten Rabbinin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiğinde ondan hep yüz çeviregelmişlerdi.

 Diyanet Vakfi = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.

 Edip Yüksel = Rab'lerinin ayetlerinden bir ayet kendilerine geldiğinde, ondan yüz çevirmeyi adet edinmişlerdi.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Kendilerine rablarının âyetlerinden her hangi bir âyet de gelse mutlaka ondan yüz çevire geldiler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = kendilerine Rablerinin ayetlerinden her hangi bir ayet de gelse, mutlaka ondan yüz çevire geldiler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.

 Gültekin Onan = Onlara, rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çevirirler.

 Harun Yıldırım = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmeyedursun, ille de ondan yüz çevirmişlerdir.

 Hasan Basri Çantay = Onlara Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet gelmeye dursun, ille ondan yüz çeviricidirler.

 Hayrat Neşriyat = Ve onlara ne zaman Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelse, mutlaka ondan yüz çevirici kimseler olmuşlardır.

 İbni Kesir = Kendilerine Rabblarının ayetlerinden bir ayet geldiğinde sadece yüz çevirenler olmuşlardır.

 Kadri Çelik = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.

 Muhammed Esed = ve onlara Rablerinden hiçbir mesaj ulaşmamıştır ki ondan yüz çevirmiş olmasınlar.

 Mustafa İslamoğlu = zira onlara Rablerinden ne zaman bir mesaj ulaşmışsa, her seferinde ondan yüz çevirmişlerdir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki, illâ ondan yüz çeviriciler olmuşlardır.

 Ömer Öngüt = Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler.

 Şaban Piriş = Ve onlara Rab’lerinin ayetlerinden bir ayet geldiği zaman ancak, ondan yüz çevirenler oldular.

 Sadık Türkmen = Onlara, rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeyegörsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.

 Seyyid Kutub = Zaten Rabb'inin ayetlerinden herhangi biri kendilerine geldiğinde onlardan hep yüz çevire gelmişlerdir.

 Suat Yıldırım = Ne zaman Rab’lerinin âyetlerinden bir âyet, gelse, yüz çevirirler...

 Süleyman Ateş = Zaten, onlara Rabblerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmiş olmasınlar.

 Tefhim-ul Kuran = Onlara, Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmeye görsün, mutlaka ondan yüz çeviricidirler.

 Ümit Şimşek = Zaten Rablerinin âyetlerinden onlara gelmiş hiçbir âyet yoktur ki, yüz çevirmiş olmasınlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.

 İskender Ali Mihr = Ve Rab’lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki, ondan yüz çevirenler olmasınlar.

 İlyas Yorulmaz = Sende, Rabbinin mesajlarından bir mesajı onlara getirdiğinde, o mesajdan hemen yüz çevirdiler.