وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاء سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ
Ve in yerev kisfen mines semâi sâkıtan yekûlû sehâbun merkûm(merkûmun).
ve in yerev | : ve eğer görseler |
kisfen | : bir parça |
min es semâi | : gökten |
sâkıtan | : düşen |
yekûlû | : derler |
sehâbun | : bulut, bulutlar |
merkûmun | : üst üste yığılmış |
Diyanet İşleri = Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut derler.
Abdullah Parlıyan = Ama o gerçekleri örtbas edenler, gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından dolayı birbiri üstüne yığılmış bulutlardır derler.
Adem Uğur = Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Ahmed Hulusi = Eğer semâdan düşen bir parça görseler: "Üst üste yığılmış bulutlar" derler.
Ahmet Tekin = Gökten kütleler düşerken görseler:'Üst üste yığılmış bulutlardır.' derler.
Ahmet Varol = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler: 'Üst üste yığılmış bir buluttur' derler.
Ali Bulaç = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.
Ali Fikri Yavuz = Eğer gökten bir parça düşerken görseler, birbiri üzerine yığılıb yoğunlaşmış bir bulutdur, derler.
Ali Ünal = (Onlar gerçeği kabul etmemede o kadar inatçıdırlar ki, ceza olarak üzerlerine) gökten bir parçanın düştüğünü görseler, “Bu, bir bulut yığını!” derler (ve onun ceza olarak üzerlerine düştüğünü itiraf edemezler).
Bayraktar Bayraklı = Gökten düşen bir kütle görseler, “Üst üste yığılmış bulutlardır” derler.
Bekir Sadak = Gokten azap olarak dusen bir parca gorseler: «Bulut kumesidir» derler.
Celal Yıldırım = Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler.
Cemal Külünkoğlu = (Onlar inkâra öyle şartlanmışlar ki;) eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile (inatlarından bu): “Üst üste yığılmış bir buluttur” derler.
Diyanet İşleri (eski) = Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: 'Bulut kümesidir' derler.
Diyanet Vakfi = Gökten düşen bir kütle görseler «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.
Edip Yüksel = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, 'Bulut kümesidir!' derler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem onlar Semadan bir kıt'ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler 'Birbiri üstüne yığılmış bir bulut» diyecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, «Üst üste yığılmış bulutlardır.» derler.
Gültekin Onan = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.
Harun Yıldırım = Eğer gökten düşen bir parça görseler: “Üstüste yığılmış bir buluttur.” diyeceklerdir.
Hasan Basri Çantay = Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur».
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki gökten (üzerlerine azâb olarak) düşen bir parça görseler, (inadlarından:)'(Bu,) üst üste yığılmış bir buluttur!' derler.
İbni Kesir = Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: Birbiri üstüne yığılmış buluttur, derler.
Kadri Çelik = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile, “Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur” derler.
Muhammed Esed = Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi.
Mustafa İslamoğlu = Eğer onlar gökten bir parçanın düştüğünü görselerdi, o bir bulut yığınından ibarettir derlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.»
Ömer Öngüt = Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: "Birbiri üzerine yığılmış buluttur. " derler
Şaban Piriş = Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler.
Sadık Türkmen = Ama onlar eğer gökten düşerken bir parça görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır” derler.
Seyyid Kutub = Gökten bir parçanın düştüğünü görsek «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.
Suat Yıldırım = Şayet kendilerinin kötü bir maksatla istedikleri gibi gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından ötürü "Bunlar üst üste yığılmış bulutlardır." derler. Kendilerine ceza olarak gönderildiğini inkâr ederler.
Süleyman Ateş = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Tefhim-ul Kuran = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile. «Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur.» derler.
Ümit Şimşek = Onlar gökten bir parçayı düşerken görecek olsalar, 'Bu kümelenmiş buluttur' derler.
Yaşar Nuri Öztürk = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"
İskender Ali Mihr = Ve eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler.
İlyas Yorulmaz = Onlar gökten düşen bir bulut parçası görseler “Toplanıp bir araya gelmiş bulut” derler.