وَمَن يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِن وَلِيٍّ مِّن بَعْدِهِ وَتَرَى الظَّالِمِينَ لَمَّا رَأَوُا الْعَذَابَ يَقُولُونَ هَلْ إِلَى مَرَدٍّ مِّن سَبِيلٍ
Ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min velîyin min ba’dih(ba’dihi), ve terez zâlimîne lemmâ reevul azâbe yekûlûne hel ilâ mereddin min sebîl(sebîlin).
ve men | : ve kim, kimse |
yudlili | : dalâlette bırakır |
allâhu | : Allah |
fe | : böylece |
mâ lehu | : onun için yoktur |
min veliyyin | : velîden, dosttan |
min ba’di-hi | : ondan sonra |
ve terâ | : ve görürsün |
ez zâlimîne | : zalimler |
lemmâ | : olduğu zaman |
reevu | : gördüler |
el azâbe | : azap |
yekûlûne | : diyorlar |
hel | : var mı |
ilâ mereddin | : geri dönüşe |
min sebîlin | : bir yol |
Diyanet İşleri = Allah, kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, “Dünyaya dönmek için bir yol var mı?” dediklerini görürsün.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve Allah, kimi saptırırsa artık ona, bundan böyle bir dost yoktur ve zâlimleri görürsün ki azâbı görünce, geriye dünyâya dönmeye derler, bir yol var mı ki?
Abdullah Parlıyan = Artık Allah sapmak isteyeni sapıklık içinde bırakır, ondan sonra onun için hiçbir dost bulunmaz. Yaratılış gayesi dışında yaşayanların azabı gördüklerinde: “Eyvah bunun dönüşü yok mu?” diyeceklerini görürsün.
Adem Uğur = Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün.
Ahmed Hulusi = Allâh kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun için bir velî yoktur. . . Zâlimlerin, azabı (ölümü) gördüklerinde: "(Biyolojik beden yaşamına) geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.
Ahmet Tekin = Allah kimin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, artık bundan sonra onu hiç kimse koruyamaz, ona hiç kimse yardım edemez. Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, inkârda, isyanda ısrar eden zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman:'Dünyaya dönecek bir yol, bir çıkış yolu var mı?' dediklerini göreceksin.
Ahmet Varol = Allah kimi saptırırsa artık onun O'ndan sonra bir dostu olmaz. Zalimlerin azabı gördüklerinde: 'Geri dönmeye bir yol var mı?' dediklerini görürsün.
Ali Bulaç = Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; "Geri dönmeye bir yol var mı?" derler.
Ali Fikri Yavuz = Her kimi de Allah saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir yardımcısı yoktur; ve o zalimleri göreceksin ki, onlar azabı görünce şöyle diyecekler: “- Var mı geri dönmeye bir yol?”
Ali Ünal = Allah kimi de (tavır ve tercihinden dolayı) şaşırtır ve saptırırsa, artık (onu koruyup, işlerini üzerine alacak) herhangi bir dost ve hâmî bulunmaz. O zalimleri, azapla karşılaştıklarında “(Bu azaptan kurtulmak için) dünyaya dönüp (halimizi ıslah etmeye) bir yol yok mudur?” derken görürsün!
Bayraktar Bayraklı = İşte, Allah kimi saptırırsa, artık onun hiçbir koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, “Geri dönüşün hiçbir yolu yok mu?” dediklerini görürsün.
Bekir Sadak = Allah kimi saptirirsa, artik onun bundan sonra bir dostu olmaz. Azabi gorduklerinde, zalimlerin: «Donecek bir yol yok mudur?» dediklerini gorursun.
Celal Yıldırım = Allah, kimi sapıklıkta bırakırsa, artık O'nun bundan sonra hiçbir dostu, sahip çıkanı bulunmaz. Azabı gördükleri zaman o zâlimleri bir görsen ; geri dönmeğe bir yol yok mudur? derler.
Cemal Külünkoğlu = Allah kimi (bulunduğu) sapıklıkta bırakırsa artık onun hiçbir koruyucusu olmaz. Azabı gördükleri zaman zalimlerin: “Geri dönecek bir yol var mı?” dediklerini göreceksin!
Diyanet İşleri (eski) = Allah kimi saptırırsa, artık onun bundan sonra bir dostu olmaz. Azabı gördüklerinde, zalimlerin: 'Dönecek bir yol yok mudur?' dediklerini görürsün.
Diyanet Vakfi = Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün.
Edip Yüksel = ALLAH kimi saptırmışsa, artık O'ndan sonra onun bir koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde, zalimlerin, 'Bizim için bir şans daha yok mu?' dediklerini görürsün.
Elmalılı Hamdi Yazır = Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ondan sonra ona hiç bir veliy yoktur ve göreceksin o zalimleri azâbı gördükleri vakıt diyecekler: var mı geri dönmiye bir yol?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Her kimi de Allah şaşırtırsa artık bundan sonra ona hiçbir dost yoktur. O zalimleri azabı gördükleri vakit: «Geri dönmeye bir yol var mı?» derken göreceksin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Sen, azabı gördüklerinde zalimlerin: «Acaba dönecek bir yol var mıdır?» dediklerini görürsün.
Gültekin Onan = Tanrı, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; "Geri dönmeye bir yol var mı?" derler.
Harun Yıldırım = Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen: “Geri dönmeye bir yol var mı?” derler.
Hasan Basri Çantay = Allah kimi şaşırtırsa bundan sonra onun hiçbir haamîsi yokdur. O zaalimleri göreceksin ki onlar azâbı gördükleri zaman «(Dünyâye) geri dönmiye bir yol var mı?» diyeceklerdir.
Hayrat Neşriyat = Ve Allah (küfürlerindeki inadları sebebiyle) kimi dalâlete atarsa, artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Azâbı gördüklerinde ise, o zâlimleri: '(Dünyaya) geri dönecek bir yol var mı?' derlerken görürsün.
İbni Kesir = Kimi de Allah saptırırsa; bundan sonra artık onun için bir veli yoktur. Göreceksin ki; o zalimler, azabı gördükleri zaman: Geri dönecek bir yol yok mudur? diyeceklerdir.
Kadri Çelik = Allah kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen, “Geri dönmeye bir yol var mı?” derler.
Muhammed Esed = İşte (böyle:) Allah kimi saptırırsa artık onun hiçbir koruyucusu olmaz, böylece sen bu zalimlerin (Kıyamet Günü kendilerini bekleyen) azabı görür görmez, "(Eyvah!) Bunun dönüşü yok mu?" diye feryad ettiklerini görecek (ve duyacak)sın.
Mustafa İslamoğlu = Allah kimin sapmasına (izin) verirse, artık onun için candan bir dost bulunmaz; ve sen bu zalimlerin azabı gördüklerinde, "Geri dönüşün bir yolu yok mu?" dediklerini bir görmelisin.
Ömer Nasuhi Bilmen = (43-44) Ve elbette her kim sabreder ve (kötülüğü) setrederse şüphe yok ki bu, azmolunacak emirlerdendir. Ve Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için ondan sonra bir velî yoktur. Ve zalimleri göreceksin ki, azabı gördükleri zaman diyeceklerdir ki: «Acaba geri dönmeye bir yol var mıdır?»
Ömer Öngüt = Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Zâlimleri görürsün ki, azabı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" derler.
Şaban Piriş = Allah kimi sapıklıkta bırakırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, zalimlerin şöyle dediğini göreceksin: -Geri dönmeye bir yol var mı?
Sadık Türkmen = Işte (böyle): Allah; kimi (düzelmek istemediği için) sapıklığında bırakırsa, artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördükleri zaman o zalimleri bir görsen! “Geri dönüş için bir yol var mı?” derler.
Seyyid Kutub = Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, bundan sonra bir dostu olmaz. Azabı gördükleri zaman zalimlerin: «Geri dönecek bir yol var mı?» dediklerini görürsün.
Suat Yıldırım = Allah kimi şaşırtırsa, artık ondan sonra kendisini koruyacak kimse bulunamaz. O zalimlerin azabı görünce, imanlı kul olmak için "Acaba geri dönme imkânı var mıdır?" dediklerini görürsün.
Süleyman Ateş = Allâh kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.
Tefhim-ul Kuran = Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; «Geri dönmeğe bir yol var mı?» derler.
Ümit Şimşek = Allah kimi saptırırsa, artık onun dostu olmaz. Zalimleri de görürsün ki, azabı gördükleri zaman 'Geri dönmenin bir yolu yok mu?' demektedirler.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın saptırdığına, O'ndan başka dost yoktur. Zalimlerin, azapla yüzyüze geldiklerinde, "Geri dönüşe bir yol yok mu?" diye söylendiklerini göreceksin.
İskender Ali Mihr = Ve Allah kimi dalâlette bırakırsa, o taktirde onun için, bundan sonra bir velî (dost) yoktur. Zalimleri, azabı gördükleri zaman: “(Dünyaya) geri dönüşe bir yol var mı?” derken görürsün.
İlyas Yorulmaz = Allah kimi sapıklık içinde bırakırsa, ondan sonra onun koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin hallerini bir görsen “Tekrar geri dönüş için bir yol yok mu?” derler.