أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ أُوْلَئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَاءةٌ فِي الزُّبُرِ
E kuffârukum hayrun min ulâikum em lekum berâetun fîz zubur(zuburi).
e kuffâru-kum | : sizin kâfirleriniz |
hayrun | : daha mı hayırlı |
min ulâikum | : onlardan |
em | : veya, yoksa |
lekum | : sizin için |
berâetun | : bir beraat mı var |
fî ez zuburi | : semavî kitaplarda |
Diyanet İşleri = (Ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için kitaplarda bir berat mı var?
Abdulbaki Gölpınarlı = Sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı, yoksa kitaplarda bir kurtuluş mu var size?
Abdullah Parlıyan = Ey Mekke kâfirleri ve kıyamete kadar gelecek inkârcılar! Sizler, sayılan Âd, Semûd, Nuh, Lût ve Firavun toplumlarından daha mı üstün, daha mı hayırlısınız ki, size azap edilmesin. Yoksa önceki kitaplarda, sizin için dokunulmazlık sözü mü verildi?
Adem Uğur = Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?
Ahmed Hulusi = Sizin hakikat bilgisini inkâr edenleriniz bunlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa zeburlarda (hikmetli bilgilerde) sizin için bir kurtuluş müjdesi mi var?
Ahmet Tekin = Şimdi, sizin kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar eden kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlıdırlar? Yoksa önceki kutsal kitaplarda sizin için azaptan kurtuluş beratı mı var?
Ahmet Varol = Sizin kâfirleriniz onlardan daha hayırlı mıdırlar yoksa kitaplarda sizin için bir beraat mı var?
Ali Bulaç = Sizin kafirleriniz onlardan daha hayırlı mıdır? Yoksa sizin için Kitaplarda bir beraat mi var?
Ali Fikri Yavuz = (Ey Mekke’liler), sizin kâfirleriniz (kuvvet ve imkân bakımından) onlardan (bu adları geçen kavimlerden) hayırlı mı? Yoksa sizin için (İlâhî) kitablarda bir kurtuluş (haberi) mi var?
Ali Ünal = Şimdi (ey Mekkeliler), sizin içinizdeki kâfirler sizden önceki o kâfirlerden daha mı varlıklı, daha mı güçlü, yoksa İlâhî kitaplarda sizin Allah’ın cezasından muaf olduğunuza dair bir senediniz mi var?
Bayraktar Bayraklı = Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı iyidir? Yoksa sizin için, eski kitaplarda azaptan kurtuluş belgesi mi var?
Bekir Sadak = Ey Mekke putperestleri! Sizin inkarcilariniz bunlardan daha mi ustundur? Yoksa Kitablarda size bir kurtulus belgesi mi var?
Celal Yıldırım = Sizin kâfirleriniz mi bunlardan hayırlıdır, yoksa önceki kitaplarda sizin için bir berat mı bulunuyordu ?
Cemal Külünkoğlu = (Ey Mekkeliler!) Sizin inkârcılarınız onlardan daha mı üstün? Yoksa sizin için (ilahi) kitaplarda bir kurtuluş belgesi (dokunulmazlık) mı var?
Diyanet İşleri (eski) = Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var?
Diyanet Vakfi = Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan daha mı iyidirler? Yoksa kitaplarda sizin için bir berât mı var?
Edip Yüksel = Sizin inkarcılarınız onlarınkinden daha mı iyi? Yoksa kitaplarda kendiniz için bir af ilanına mı rastladınız?
Elmalılı Hamdi Yazır = Sizin kâfirleriniz onlardan hayırlı mı? Yoksa sizin için kitablarda bir berâet mi var?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sizin kafirleriniz onlardan hayırlı mı? Yoksa (önceki) kitaplarda sizin için bir beraat (kararı) mı var?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bu kıssalardan hisseye gelince; Şimdi sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var?
Gültekin Onan = Sizin kafirleriniz onlardan daha mı hayırlı? Yoksa sizin için Kitaplarda bir beraat mi var?
Harun Yıldırım = Sizin kafirleriniz bunlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraat mı var?
Hasan Basri Çantay = (Ey Kureyş), sizin kâfirleriniz (bütün) bunlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa (semavî) kitablarda sizin için bir berâet mi var?
Hayrat Neşriyat = (Ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlıdırlar? Yoksa kitablarda sizin için (azabdan) bir berâet (kurtuluş haberi) mi var?
İbni Kesir = Sizin kafirleriniz bunlardan daha mı iyidir? Yoksa kitablarda sizin için bir beraat mi vardır?
Kadri Çelik = Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı iyidir? Yoksa sizin için kitaplarda bir kurtuluş belgesi mi var?
Muhammed Esed = Öyleyse, (şimdi) sizden hakikati inkar edenler diğerlerinden daha mı iyidirler; yoksa (kadim ilahi) hikmet belgelerinde sizin için dokunulmazlık (sözü) mü verildi?
Mustafa İslamoğlu = İmdi, sizin kafirleriniz şu bahsi geçenlerden daha mı değerlidir; yoksa silinmez sayfalarda dokunulmaz olduğunuz mu kayıtlı?
Ömer Nasuhi Bilmen = Sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mıdır? Yoksa sizin için kitapta bir beraat mi vardır?
Ömer Öngüt = Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa kitaplarda sizin için bir kurtuluş belgesi mi var?
Şaban Piriş = -Sizin kafirleriniz, onlardan daha mı iyi? Yoksa, kitaplarda sizin (azaptan) kurtulacağınız bir ayrıcalığınız mı var?
Sadık Türkmen = (şimdi) sizin inkârcılarınız onlardan hayırlı mı/iyi mi? Yoksa, sizin için kitaplarda genel bir af mı var?
Seyyid Kutub = Acaba sizin içinizdeki kafirler onlardan daha mı iyidir, yoksa kutsal kitaplarda size ilişkin bir suçsuzluk belgesi mi var?
Suat Yıldırım = Şimdi söyleyin (ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı güçlüdür! Yoksa ilahî kitaplarda sizin ebedî olan âhirette kurtulacağınıza dair berat senedi mi var?
Süleyman Ateş = Şimdi sizin kâfirleriniz, ötekilerinizden hayırlı mı? Yoksa Kitaplarda sizin için bir berâet (inkârınızdan dolayı size sorumsuzluk) mu var?
Tefhim-ul Kuran = Sizin kâfirleriniz onlardan daha hayırlı mıdır? Yoksa sizin için Kitaplarda bir beraat mi var?
Ümit Şimşek = Şimdi sizin kâfirleriniz bunlardan daha mı üstün? Veya semavî kitaplarda sizin için bir berat mı var?
Yaşar Nuri Öztürk = Sizin kâfirleriniz, ötekilerden hayırlı mı? Yoksa zübürlerinde/kutsallaştırılmış hizip kitaplarında sizin için bir beraat/dokunulmazlık mı var?
İskender Ali Mihr = (Ey Mekkeliler!) Sizin kâfirleriniz, onlardan (yalanlayan kavimlerden) daha mı hayırlı, yoksa sizin için semavî kitaplarda beraat mı var?
İlyas Yorulmaz = Sizin içinizdeki inkârcılar mı, yoksa başınıza gelen azap mı daha hayırlı, yoksa sizin temiz olduğunuza dair bir belge mi var?